Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, "Poşetlerin üzerinde reklam olduğunu görüyoruz. Yani bedelini ödediğimiz bir poşetin üzerinde bizim belirlemediğimiz bir firmanın reklamıyla karşılaşıyoruz. Burada bir dayatma var aslında. Eğer o ürünün bedelini ben ödüyorsam üzerinde reklam olmamalı. Şayet oluyorsa da 25 kuruşa değil, reklam bedeli düşülerek bize satılmalı." dedi.
Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tüketiciler Birliği olarak ücretli poşet uygulamasını desteklediklerini söyledi.
Uygulamayla, doğaya verilen zararın azalacağını dile getiren Şahin, "Bu uygulama doğaya zarar veren ürünlerin azaltılması adına güzel bir çözüm oldu. Doğanın bizden çocuklarımıza birer emanet olduğunu ve bu emaneti de çocuklarımıza düzgün şekilde teslim etmemiz gerektiği noktasında bir adım atılması gerekiyordu ve atıldı. Biz de bunu takdirle karşıladık." diye konuştu.
"Poşetlerin üzerinde reklam olduğunu görüyoruz"
Şahin, poşet fiyatlarının büyüklüklerine göre farklılık göstermesinin tüketicileri bez torbalara yönlendirdiğini aktararak, şöyle konuştu:
"Ancak bununla beraber 25 kuruş dahi etmeyecek kalitesiz poşetlerin iade edilmesi gündeme geliyor. Herhangi bir sorun yoksa görerek aldığımız ürünleri tüketici olarak iade etme hakkımız yok. Poşeti aldıktan sonra bir kusuru varsa bile poşetin garantisi söz konusu değil. Bu anlamda garanti verilemez. Bunu çok sulandırmadan poşet kullanımını azaltmanın yoluna bakmalıyız ancak poşetlerin üzerinde reklam olduğunu görüyoruz. Yani bedelini ödediğimiz bir poşetin üzerinde bizim belirlemediğimiz bir firmanın reklamıyla karşılaşıyoruz. Burada bir dayatma var aslında. Eğer o ürünün bedelini ben ödüyorsam üzerinde reklam olmamalı. Şayet oluyorsa da 25 kuruşa değil, reklam bedeli düşülerek bize satılmalı. Mesela marketler 'poşetin üzerinde reklam olduğu için indirim yaptık ve 20 kuruşa satıyoruz' diyebilir."
"Reklam gelirleri tüketicilere yansıtılmalı"
Tüketicilerin en büyük yaptırımının satın almamak olduğuna dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti:
"Bu reklamlar sadece poşetlerde değil, birçok alanda mevcut. Örneğin dağıtıcılar her işletmeye gelen elektrik, su ve doğal gaz faturalarının üzerinde reklam yayınlayabiliyor. Bu faturalar biz varız diye geliyor. Benim rızamın olup olmadığı sorulmadığı halde tüketici üzerinden gelir elde ediliyor. Bu yüzden bu gelir tüketicilere yansıtılmalıdır. Peki neden yansıtmıyorlar? Bize 'normalde 5 kuruşa satıyorum ama bu ay reklam aldım 3 kuruşa satacağım' diyebilir. O reklamı tüketicilere dağıttım, böldüm deme hakkı var. Tüketicinin de hakem heyetleri vasıtasıyla 'bana gelen faturalarda reklam var ve ben bu reklamdaki hisseme düşen bedeli istiyorum' deme hakkı var. Hakem heyetlerinin buna hazırlıklı olması gerekiyor. Artık haklar eskisi gibi değil. 'Televizyon aldım, buzdolabı aldım arıza yaptı, gelin yapın' değil artık. Haklar giderek değişiyor. Türkiye gelişiyor, haklar da değişiyor."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı