RS FM'de yayınlanan 'Fotoğrafın Tamamı' programında Ahu Özyurt'un sorularını yanıtlayan Hakan Özyıldız, ekonomiye büyük operasyon olarak tanımlanan planın ABD'deki subprime mortgage krizindeki enstrümanlardan daha da karmaşık olduğunu anlattı.
Özyıldız, mekanizmanın ana hatlarına dair şu bilgileri verdi:
"Önce birkaç banka, bir ipoteğe teminatlı menkul kıymet çıkaracaklar. Biliyorsunuz, konut kredisiyle ev aldığınızda o bankaya ipotekli oluyor. Borç bitene kadar da tapu bankada kalıyor. Ödeyemezseniz banka eve el koyuyor ve satma hakkı oluyor. Banka bunu gelir olarak kabul ediyor ve diyor ki, ‘Benim elimde 3.2 milyar lira karşılığında ipotek var. Ben bunu ipotek teminatlı menkul kıymet olarak çıkaracağım. Kalkınma Bankası da diyor ki, ‘Ben bunları alırım, kendi çıkardığım Varlığa Dayalı Menkul kıymetle takas ederim'. Burada evin satılamaması, fiyat düşmesi riskini sıfıra indirmek için arada karmaşık bir işlem yapılıyor. Sıfır riske indirdiğinizde, ipotek taşıyan Banka Merkez Bankası'na gidiyor. ‘Ben sana hazine kağıdı vermiştim. Sen bunları al, benim Hazine kağıtlarımı geri ver' diyor. İşin en tartışmalı kısmı burası."
Özyıldız, batık bir inşaat sektörünün ya da satılamayan evlerin riski ile devletin Hazine Bonosu'nun riskinin eşitlenmesinin ekonomi için çok tartışmalı bir noktaya gidebileceğini söylerken şu ifadeyi kullandı:
"Bunu, Merkez Bankası kabul ederse ki, ‘Ben bağımsızım bu kağıdı almıyorum, teminat olarak kabul etmiyorum' diyebilir, Bankalar DIBS kağıtlarını alacaklar, Hazine'ye gidip paralarını geri alacaklar ve piyasaya kredi verebilecekler."
ABD'DEKİ BENZER MODEL NASIL BATTI?
İpotekli kağıtları kimin alacağının önemli olduğuna dikkat çeken Özyıldız, "Bu kağıtları siz, ben almıyorsam da sadece bir grup alıyorsa buna dikkat etmek lazım. Demek ki, riski bir yerden başka yere aktarıyorsunuz. Kamuya mı aktarıyorsunuz, yabancılar mı olur, bunu göreceğiz. Ama neresinden bakarsanız bakın, TC Hazine kağıdıyla bir bankanın çıkaracağı menkul kıymet, hangisi olursa olsun, sıfır riskte eşitlenemez."
ABD'deki büyük 2007-2008 krizinde de benzer bir enstrümanın kullanıldığını hatırlatan Özyıldız, "Garantiyi Fannie Mae ve Freddie Mac diye iki, yarı kamu şirketi olan gayrimenkul ortaklığı veriyordu, ABD Hazinesi de ortaktı, onlar battı. En büyük sigorta kuruluşu olan AIG de bunlara garanti verdiği için battı. Amerikan Hazinesi, bu kuruluşları kurtarmak zorunda kaldı, büyük paralar aktardı. Bizde de bu rolü Kalkınma Bankası'nın fonu oynuyor gibi görünüyor" dedi.
'FED'İN OYUN PLANI DEĞİŞMEZ'
Türk özel sektörünün 2019'da ödemesi gereken borcun 70 milyar dolardan fazla olduğunu da vurgulayan Özyıldız, ABD Başkanı Donald Trump'ın FED Başkanı'nı eleştiren sözlerini de yorumladı ve şöyle dedi:
"FED'in 2008'den beri oynadığı bir oyun var. Trump geldiği için değişecek sanmayın. Çünkü Wall Street'in gücü Trump'tan daha fazladır. Sadece yavaşlar mı yavaşlamaz mı tartışması var. FED de bağımsızlığını göstermek zorunda. Üç kere arttırmaz da iki kere arttırır. Ama atacağı adımlar bellidir."
Comments
No comment yet.