2021’deki yıllık %80 artışın ardından, çelik fiyatları Rusya-Ukrayna krizinin etkisiyle yılbaşından bugüne %35 arttı. Rusya ve Ukrayna, dünyanın önde gelen çelik ve hammadde sağlayıcılarıdır. 2021 yılında, iki ülkeden yapılan çelik ihracatı, küresel çelik ticaretinin yaklaşık %10’unu oluşturarak yaklaşık 45 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Hammadde tarafında, Rusya dünyanın en büyük beşinci demir cevheri üreticisiyken, Ukrayna yedinci sırada gelmektedir.
Ancak kontrolden çıkan hammaddeler çelik üreticilerinin tadını kaçırdı. AB ve ABD’nin Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımların yanı sıra Ukrayna’nın Odessa Limanı’ndaki operasyonlarını durdurması; tüm kargo sevkiyatlarının durmasına ve hammadde fiyatlarında keskin bir artışa neden olmaktadır. Nitekim çelik üretiminde birincil hammadde olan demir cevheri, kok kömürü ve hurda fiyatları yılbaşından bugüne kadar sırasıyla %20 %70ve %42 arttı.
Rusya-Ukrayna çatışmasının Türk çelik üreticileri üzerindeki etkisi nedir?
Türk çelik sektörü AB’ye ve MENA ülkelerine çok ihracatını arttırma fırsatı elde edecek. Nitekim AB’nin yaptırım kararları çerçevesinde Rusya’ya tanınan kotaların kaldırılmasının ardından, kotalar mevcut ülkelere orantılı olarak dağıtılmış ve Türkiye’nin çelik ihracatı kotalarında %15’lik bir artış sağlanmıştır. 2021 yılında Türkiye’nin 6,25 milyon ton olan kotası baz alınarak revize edilen kota, Nisan ayı başından itibaren 7,25 milyon tona ulaşacak. Elbette yükselen enerji ve hammadde fiyatları, üretim maliyetlerinin artması ve kâr marjlarının daralması tehdidi de mevcut. Tırmanan kömür fiyatlarının yanı sıra, yüksek petrol fiyatları da artan navlun maliyetleri nedeniyle marjlar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Çelik ve hammadde fiyatlarını tahmin etmek zor olsa da, normalleşmenin 4Ç22’de başlayacağını öngörüyoruz.
Fırtına sonrasına kadar hammadde envanterini garantileyen üreticilerde karlılık daha yüksek olacak. Türk çelik üreticilerinin kontrat satış fiyatları ile spot çelik fiyatları arasında 1.5-2 aylık bir gecikme var. Öte yandan, genel olarak iki aylık stok seviyeleri nedeniyle hammadde alım fiyatları ile spot fiyatları arasındaki gecikme 3,5 – 4 aya kadar uzanmaktadır. Erdemir hammadde ihtiyacı için iki aylık stok seviyesi politikasına bağlı kalırken, Kardemir 5 aylık kok ihtiyacını temin ederek mevcut yüksek kok fiyatlarına karşı iyi bir konumda. Kardemir, 5 aylık kok ihtiyacını garantilemesi nedeniyle bu rekor fiyat seviyelerinde kok tedarik etmeyi planlamamaktadır. Ayrıca Kardemir, demir cevheri ihtiyacının %70’ini yurt içi piyasadan yıllık sözleşmeli TL bazında fiyatlar ile tedarik ederek uluslararası demir cevheri spot fiyatlarındaki istikrarsızlığa karşı korunmakta.
Kardemir ve Erdemir hisseleri için neler bekleniyor?
Hem Erdemir hem de Kardemir, talepteki keskin toparlanmanın getirdiği çelik satış fiyatlarındaki artış sayesinde 2021’de tarihsel olarak en yüksek FAVÖK marjları ve yüksek ton başına FAVÖK seviyelerini elde etti. Erdemir’in son bir yılda Kardemir’e göre daha yüksek performansı göz önüne alındığında, gecikmeli normalleşmenin çelik fiyatlarındaki olumlu etkisinin Kardemir’in hisse fiyatından daha çok Erdemir hisse fiyatına yansıdığı, ayrıca, Kardemir’in mevcut emtia fiyat şoklarına karşı nispeten daha iyi konumlandığı düşünülüyor.
Riskler neler?
Küresel ekonominin artan stagflasyon riski üzerine çelik talebindeki daralmanın, çelik fiyatlarında beklenenden daha erken normalleşmenin, hammadde tedarikinde aksamanın, enerji maliyetlerinde daha fazla artışın, Rusya-Ukrayna savaşının beklenenden uzun sürmesi nedeniyle hammadde fiyatlarının beklenenden yüksek olmasının ve Rusya’ya uygulanan genişletilmiş yaptırımlarının sektörün ana risk faktörlerini oluştuğu düşünülüyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı