Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın başlamasıyla birlikte, çelik sektöründe önemli bir adımın atıldığını söyleyen TÇÜD Genel Sekreteri Dr.Veysel Yayan, Türk çelik sektörünün Avrupa Birliği’nde yer alan (AB) üreticilerin yararlandığı imkânlardan yararlanmadan, bu sürece uyum sağlamasının rekabeti olumsuz etkileyeceğinin altını çizdi. Yayan, “Rekabeti olumsuz yönde etkileyen bu durumun giderilmesi, AB’deki sisteme tam uyumlu mekanizmaların kullanılması, finansman konusunda kolaylıkların sağlanması ve AB’li üreticilerin son 12 yıldır yararlanmakta olduğu ücretsiz tahsisat uygulamalarının, Türk çelik sektöründe de uygulanması önem taşımaktadır” dedi.
Açık olmayan hususlar var
Sistemde hala açık olmayan hususların olduğunu vurgulayan Veysel Yayan “Bunlardan biri bağımsız denetim mekanizmasının nasıl olacağıdır. Raporlanan bilgilerin nasıl doğrulanacağı bilinmemektedir. Sürecin ilerlemesiyle birlikte bu tür açık olmayan noktaların da açıklığa kavuşacağı değerlendirilmektedir”
Rakamların büyüklüğü net bir şekilde ortada
SKDM’nin doğası gereği bir karbon vergisi olduğuna değinen Genel Sekreter Yayan, “SKDM kapsamında, AB’ye ithal edilen ürünlere gömülü emisyonlar için, AB’de yetkilendirilmiş bulunan ithalatçılar tarafından AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile belirlenen haftalık karbon fiyatları üzerinden karbon vergisi ödenmeye başlanacaktır. AB Komisyonu tarafından, AB ürünleri için ödenen karbon fiyatı ile ithal mallar için ödenen karbon fiyatını eşitlemek üzere bir mekanizma kurulması, ihraç mallarında gömülü emisyon miktarlarının ve üretim sırasında fosil yakıt miktarının düşürülmesi amacıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve mevct teknolojiler kullanılarak üretim süreçlerinin revize edilmesi hedeflenmektedir. Hiç şüphesiz bu değişim ve dönüşüm, yüksek maliyetlerle yapılacak bir mahiyet taşımaktadır. Avrupa’da çelik sektörüne karbonsuzlaştırma için sadece 2023 yılında 8 ayında 8,7 milyar Euro devlet desteği açıklandığı düşünüldüğünde rakamların büyüklüğü net bir şekilde ortaya çıkmaktadır” dedi.
“Türk çelik sektörünün fiyat avantajını koruması gerekir”
Oluşacak AB emisyon fiyatları ve ulusal ETS fiyatları ile üreticiler için bir maliyet oluşacağını söyleyen Yayan, “Öncelikle SKDM Türk ihracatçılarına doğrudan bir yük getirmeyecek, ihracatçının AB’deki yerleşik ithalatçı ortağına vergi olarak uygulanacaktır. Bu durumda, Türk çelik sektörünün fiyat avantajını koruması gerekmektedir. Fiyat avantajının korunmasının, yükselen hammadde ve enerji fiyatları sebebiyle kolay olmayacağı görülmekte ve üretimde daralmaya ve pazar kaymasına yol açmasından endişe duyulmaktadır. Oluşacak domino etkisiyle birlikte, çelik sektörü gibi temel sektörlerin bu sistemden etkilenmesiyle bu ürünleri ana girdi olarak kullanan diğer sektörlerin (otomotiv, inşaat, kimya vb) hammadde fiyatlarının yükselmesi ve bir bütün olarak, tüm nihai ürünlerin fiyatlarının belirli ölçülerde yükselen girdi maliyetlerinden etkilenmesi ile yeni fiyat dengelerinin oluşması, ihtimal dâhilinde görülmektedir” dedi.
Teknolojik dönüşüm için devlet desteğine ihtiyaç var
Türkiye olarak 2053 net-sıfır hedefimiz bulunmaktadır diyen Veysel Yayan, “Maliyetlerin düşürülmesi açısından ulusal bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulması ve bu sistemden elde edilen gelirlerin; emisyon yoğun sektörlerin dönüşümlerinin sağlanması amacıyla, tekrar sektörlere tahsis edilmesi önem taşımaktadır. Ayrıca, sektörün teknolojik dönüşümünün sağlanması için devlet desteğine de ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı