Türkiye’de inşaat sezonunun mart ayında başlamasıyla birlikte iç piyasada bir hareketlenme beklense de, yavaşlayan ihracat ve küresel belirsizlikler, üreticilerin temkinli davranmasını sürdürüyor.
Bu belirsizliğin başlıca kaynağı, ABD’nin çelik sektörüne yönelik uyguladığı tarifeler ve hurda fiyatlarındaki dalgalanmalar. ABD Başkanı Donald Trump’ın çelik ve alüminyum ithalatına yönelik %25'lik ek tarifesi, yalnızca Amerikan çelik üretimini değil, küresel çelik fiyatlarını da doğrudan etkiliyor. Bu etkileşim, Türk çelik sektörü için büyük bir risk oluşturuyor. ABD’nin uyguladığı tarifeler nedeniyle, yerel hurda fiyatları yükseldiği gibi, Asya’dan gelen rekabetçi fiyat baskıları da Türk üreticileri üzerinde maliyet artışı yaratabiliyor.
Çelik üretiminde temel hammaddelerden biri olan hurda, Türk çelik üreticilerinin fiyatlandırma stratejilerinin kalbinde yer alıyor. Türkiye’nin çelik üretimi büyük ölçüde hurda ithalatına dayalı olduğundan, hurda fiyatlarındaki artış doğrudan sıcak haddelenmiş sac (HRC) fiyatlarını etkiliyor. Üreticiler, hurda fiyatlarının yükselmesi ile birlikte, iç piyasalarda daha yüksek fiyatlar talep edebiliyor. Ancak bu durum, Türk çelik fiyatlarını uluslararası piyasalarla rekabet edebilir seviyelere çekiyor ve ithalatın cazip hale gelmesine neden oluyor.
ABD’nin tarifelerinin ve küresel hurda fiyatlarındaki artışın etkisiyle, Türk üreticiler mart ayında hurda alımlarını sınırlı tutuyor. Hurda fiyatlarının 360$ seviyelerine kadar çıkması, üreticilerin temkinli davranmalarına yol açarken, bazı üreticilerin, alternatif kütük yerine hurda talebini arttırması bekleniyor. Diğer taraftan, inşaat demiri fiyatlarının sabit tutulmasıyla birlikte, şubat ayındaki fiyat düşüşleri sonrası bir dip seviyesinin oluşmuş olabileceği belirtiliyor.
Görünen o ki, hurda fiyatlarının dar bir bantta kalması, Türk çelik sektörünün fiyatlandırma stratejilerini etkiliyor. ABD’li hurda satıcılarının piyasada yer almaması, Baltık bölgesinden gelen hurda tekliflerinin ise 360$ seviyelerine ulaşması, Türk üreticilerinin yükselişe doğru giden piyasa teklifleri beklemelerine yol açıyor. Ayrıca, Mart ayı itibarıyla yapılacak yeni alımlarda fiyat artışlarına devam edileceği beklenirken, yurt içi mamul satışlarının aynı oranda artmaması durumunda bu artışın ne kadar süreceği ise merak konusu.
Sonuç olarak, Türk çelik üreticileri, ABD tarifeleri ve küresel hurda fiyatlarındaki belirsizliklerle başa çıkmaya çalışırken, üretim maliyetlerini dengelemek için stratejik adımlar atıyor. İç piyasa talebindeki değişiklikler ve küresel piyasadaki dalgalanmalar, Türk çelik üreticilerinin alım kararlarını etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. Piyasada istikrar sağlanana kadar, üreticiler daha dikkatli alımlar yaparak, fiyat dalgalanmalarına karşı hazırlıklı olmaya devam edecek.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı