Fiskars Group gibi tüketici ürünleri üreticileri ve BMW ile Mercedes-Benz gibi otomotiv devleri, bu ürünü premium olarak tercih eden firmalar arasında yer alıyor.
Outokumpu’nun lansmandan bu yana 10.000 ile 20.000 ton arasında Circle Green® satışı yaptığı ve bu satışların büyük kısmını Avrupa’daki müşterilere gerçekleştirdiği biliniyor. Ancak Schaar, ABD pazarındaki talebin daha düşük kaldığına işaret ederek, bu durumun, ABD’deki mevcut ürünlerin zaten düşük karbon ayak izine sahip olmasından kaynaklandığını söyledi.
Outokumpu’nun geleneksel paslanmaz çelik ürünlerinin her bir ton üretiminde yalnızca 1,5 ton karbondioksit salınımı yaptığına dikkat çeken Schaar, bu değerin rakiplerine göre çok daha düşük olduğunu vurguladı. Bu başarı, şirketin karbon emisyonlarını azaltmak için teknolojiye yaptığı yatırımlara bağlanıyor. "Karbon emisyonlarını düşürmek, sadece bir seçenek değil, işimizin sürekliliği için bir zorunluluk," diyen Schaar, yeşil teknolojilere yatırım yapmanın uzun vadede maliyetleri düşüreceğini belirtti.
Schaar ayrıca, küresel çelik pazarındaki rekabetin de altını çizerek, Avrupa ve ABD'deki üreticilerin, karbon ayak izi oldukça yüksek olan Çin'den ithal edilen paslanmaz çelikle mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi. Bu bağlamda, küresel ölçekte karbon tarifesi uygulamalarının, çelik sektöründe daha sürdürülebilir bir tedarik zincirine geçişi hızlandırabileceğini savundu.
Bu gelişmeler, sürdürülebilir üretim yöntemlerine duyulan talebin artmasına rağmen, küresel çelik piyasasında rekabetin ve maliyetlerin dengelenmesinin zorlu olduğunu gözler önüne seriyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı