İskenderun ve İsdemir gümrüklerinden yapılan ihracat verilerine göre, kütük, inşaat demiri ve sıcak sac ürünlerinde, bölgenin Türkiye’nin ihracatı içerisindeki payının, % 15 seviyelerinde seyrettiğini, diğer ürünler de dahil edildiğinde, bölgenin payının % 25’lere kadar çıktığını belirten Üstünay, 2011 yılı itibariyle Türkiye’nin kişi başına ihracatının 1800 $ seviyesinde bulunduğuna, ancak bölgenin kişi başına ihracatının Türkiye ortalamasından 3.5 kat daha yüksek bir seviyede, 6115 $ civarında olmasının, bölgenin gelişmişlik açısından bulunduğu yeri gösterdiğine dikkat çekti.
Doğu Akdeniz bölgesinden, genellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine ihracat yapıldığını, sözkonusu bölgede dünyanın en büyük net çelik ithalatçısı ülkelerinin bulunduğunu, Türkiye’nin toplam ihracatında MENA bölgesinin, kütükte % 85, inşaat demirinde % 50 civarında, daha çok gelişmiş ekonomilerin tükettiği galvanizli saclarda ise % 30 civarında paya sahip olduğunu, son 10 yılda bölgenin üretiminin iki katına çıkmış olmasına rağmen, tüketiminin daha yüksek bir hızda artmış olması nedeniyle, bölgenin çelik ithalatının 14.5 milyon tondan, 28 milyon tona ulaştığını ve Doğu Akdeniz bölgesinin de MENA’nın sözkonusu ithalat potansiyelini en iyi değerlendirebilecek konumda bulunduğunu belirten Üstünay, mevcut tüketim potansiyelinin ne kadar sürdürülebileceğine bakıldığında ise, nüfus yapısının incelenmesi gerektiğini, bölgede genç nüfus ağırlığının yüksek olduğunu ve hızla artmaya devam ettiğini, bu durumun da bölgenin ihtiyaçlarının artmaya devam edeceğini gösterdiğini açıkladı.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine ihracatta Doğu Akdeniz bölgesini öne çıkaran unsurlar arasında, coğrafi ve kültürel yakınlık, hızlı teslimat süreleri, bilgi birikimi, kalifiye eleman, gelişmiş sanayi ve sermayenin önemi bir yeri olduğunu belirten Üstünay, demiryolu hatlarının oluşturulması gibi alternatif ulaşım ve lojistik imkânların geliştirilmesine, profesyonel pazar araştırmalarının yapılması, kısa vadeli günü kurtaran stratejilerden çok bölge odaklı uzun vadeli stratejilerin oluşturulması, gümrük işlemlerinin daha hızlı tamamlanması, barışa odaklı politikaların uygulanması gerektiğini söyledi.
Bölgeye yönelik ihracatın daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirilmesinde, demiryolunun özel bir önem taşıdığını, özellikle yassı ürünlerin taşınması hassas olduğundan dolayı, karayolundan çok demiryolu ile taşınmasının daha sağlıklı olacağını ve bu yönüyle MENA bölgesinin denizyolu ile ulaşılamayan kısımlarına demiryolu ile ulaşım ağının oluşturulması gerektiğini belirten Üstünay, gümrüklerde de bürokratik engellerle karşılaştıklarına, bu engellerin de, sektör için çok önemli olan teslimat sürelerini uzatabildiğine ve ihracat pazarlarına yakınlık avantajının kaybolmasına neden olabildiğine dikkat çekti.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı