İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, konut getirisinin azalmasının, inşaatçının fedakarlığını gösterdiğini belirterek, "Son iki yıldır her ortamda fiyat artışı yapmamaya gayret ediyor ve kar marjlarımızdan fedakarlık yapıyoruz." ifadesini kullandı.
Durbakayım tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, konut fiyatlarındaki yüzde 12,58 artışın yüzde 12,73 oranındaki üç ay vadeli TL cinsi ortalama mevduat faizinden düşük kalmasının, inşaat firmalarının fiyat artışını dizginleyip üreticiye daha düşük fiyatlı konut sunmak istemesinin bir sonucu olduğunu kaydetti.
Konut getirisinin azalmasının, inşaatçının fedakarlığını gösterdiğini, son iki yıldır her ortamda fiyat artışı yapmamaya gayret ettiklerini ve kar marjlarından fedakarlık yaptıklarını aktaran Durbakayım, "Sadece ham maddelerdeki fiyat artışını konut alıcısına yansıtmaya çalışıyoruz' şeklinde açıklamalarda bulunarak, tüketicinin yanında olduğumuzu ve ekonomiye destek verdiğimizi söylüyoruz. Mevduat gibi makroekonomik veriler, konut üreticilerinin de elini taşın altına koyduğunu gösteren en somut örnek oldu." yorumunu yaptı.
Ancak, bu olumlu gelişmenin orta vadede tehlikeli olabileceğini; baskı altına alınan konut fiyatlarının bir yay gibi fırlayabileceği gerçeğini de göz ardı etmemek gerektiğine dikkati çeken Durbakayım, şunları kaydetti:
"Bundan daha önemlisi, fiyat artışı yansıtılmamış konut fiyatlarının bir fırsat sunduğunu da unutmamak gerekir. Kısa vadeli olduğunu düşündüğümüz bu durumun konut almak için en uygun zaman olduğunu vurgulamak isterim. Biz konut üreticileri, bugüne kadar olduğu gibi yine üzerimize düşen görevleri hakkıyla yapacağız. Konut almak için mevcut durumdan daha geniş kitlelerin faydalanması için dayanabildiğimiz kadar dayanacağız. Hükümet, finans sektörü, bize destek olduğu sürece baskı altındaki fiyatların normal seyrine dönüşmesi daha yumuşak olur. Diğer taraftan konut getirisindeki 'tek taraflı fedakarlık' sonucu oluşan getiri azalmasına karşın konut satışlarının olumsuz bir tablo çizmediğini ve gelecek vaat ettiğini anlamak için resmi satış rakamlarına bakmak yeterli olur."
"Konuta ilgi her zamankinden daha fazla"
Nazmi Durbakayım, en başta konut getiri endeksini yakalayan ve burun farkıyla geçen mevduat faizinin homojen bir yapıda olmadığını vurgulayarak, söz konusu getiri sağlayan mevduatların yüzde 21'inin vadesiz, yüzde 52'sinin ise 1-3 ay vadeli olduğunun altını çizdi.
Bu tablonun, söz konusu mevduattaki paraların her an alternatif yatırım araçlarına gidebilecek esnekliğe sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Buna ek olarak konuta ilginin her zamankinden daha fazla olduğunu ve alternatif yatırım araçları arasında cazibesini koruduğunu da söyleyebiliriz. Mesela finans sektörünün 2010 yılında kullandırdığı konut kredisi 61 milyar lira seviyesindeyken içinde bulunduğumuz yılın ilk çeyreğinde 173 milyar liraya ulaştı. 2017’nin ilk çeyreğinde kullanılan konut kredileri, toplam 434 milyar liraya ulaşan bireysel krediler içindeki payını yüzde 40'a çıkardı. Nitekim konut kavramını 'yuva' olarak gören Türk vatandaşı, sadece kredi kullanmakla kalmayıp geri ödeme konusunda da duyarlı bir yapıya sahip. Tüketici kredilerinin takibe dönüşme oranı yüzde 4,15 iken konut kredilerinin oranı yüzde 3,61 gerçekleşmesi bunun en önemli göstergesidir."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı