İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, ‘Enerji Verimliliği Haftası’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Gelişmiş ülkeler uzun yıllar önce başlayan yalıtım seferberliği ile epey yol aldı. Şimdi hamle sırası bizde, bu farkı kapatmalıyız. Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni enerji ithalatıdır. İthalatın yüzde 20-25’i oranındaki bir pay enerji ithalatından kaynaklanıyor. Milyarlarca dolar ödeyerek, kullandığı enerjinin yüzde 72’sini ithal eden Türkiye’de; enerji, ithalat kalemlerinin en başında geliyor. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz halde, enerjimizi maalesef verimli kullanamıyoruz. Enerjinin en fazla tüketildiği alanların başında da binalar geliyor. Toplam tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’a yakın bir oranı binalarda, yüzde 30 civarında sanayide, kalanı da ulaşım ve tarım olmak üzere ana tüketim alanlarında kullanılıyor. Enerjinin yüzde 40’a yakınının kullanıldığı binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’i ise ısıtma-soğutma için harcanıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin, ‘mantolama’ olarak da adlandırılan ısı yalıtımı uygulamasında Avrupa’nın en büyüğü konumunda olduğunu belirten Ertuğrul Şen, “Ancak bu büyüklük bizi aldatmasın. Kişi başına düşen ısı yalıtımı malzemesi tüketimi bu ülkelere göre 4-5 kat daha geridedir. Ülkemizde kişi başına 0,25 metreküp yalıtım malzemesi tüketilirken, AB ülkelerinde ortalama 1 metreküp malzeme kullanılmaktadır. Biz 4-5 cm kalınlıkta yalıtım malzemesi ile yetinirken, AB ülkeleri 15-20 cm ile daha fazla ısı yalıtımı malzemesi kullanarak daha fazla enerji verimliliği sağlamaktadır. Biz sadece ısıtma için 130 kw-saat/m2 yıl enerjiye izin verirken; AB ülkelerinde yeni binalarda, ısıtma, soğutma, aydınlatma ve tüm elektrikli ev aletleri dahil, kullanılacak enerji sınırını 15 kw-saat/m2 yıl olarak belirlenmiş. Bu rakamlar enerji verimliliği konusunda epey geride olduğumuzu ve enerjimizi verimli kullanamadığımızı gösteriyor” şeklinde konuştu.
İZODER Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, Türkiye’deki mevcut konut sayısının 22 milyonu aştığını ifade ederek, “En son 2002 yılında yapılan bina sayımına göre 16 milyon civarında konutumuz vardı, o tarihten beri 6 milyon adetten fazla yeni konut inşa edildiğini biliyoruz. Haziran 2000’den itibaren yeni binalarda ısı yalıtımı yapılması zorunluluğu yürürlükte olmasına rağmen kaçak yapılaşmayı ve denetimsizliği de dikkate alırsak halen 15-16 milyon konutun ısı yalıtımından yoksun olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Son yıllarda gerek özel sektör, gerek kamunun, enerji verimliliği konusunda yürüttüğü bilinç oluşturma çalışmalarının kamuoyunda çok iyi algılandığının altını çizen Ertuğrul Şen, şöyle konuştu: “Vatandaşımız hem kendi bütçesi hem ülke çıkarları için ısı yalıtımının gerekliliğine inanıyor. Ancak kamunun iki konuya eğilmesi gerekiyor. Birincisi çok etkin bir denetim sistemi kurulmalı, haksız rekabet engellenmeli. ‘Bu malzeme aynı zamanda yalıtım da yapıyor, başka bir ısı yalıtımı ürününe gerek yok’ diye yapılan aldatmaların önüne geçilmeli. İkincisi, AB ülkelerinde de başarılı olmuş birçok teşvik ve finansal sistemler vakit geçirilmeden uygulamaya konulmalı. Böylece enerji verimliliği konusunda yerimizde saymaz. AB ülkelerinin arayı açmalarını izlememiş oluruz.”
Türkiye’nin, enerji verimliliği hedeflerine ulaşmak için tüm olanaklara sahip olduğunu vurgulayan Ertuğrul Şen, sözlerini şöyle tamamladı: “Enerji verimliliğinde AB normlarına ulaşmak, Türkiye’nin hayati hamlesi olacaktır. Özellikle ekonomik ve sosyal hedeflerimiz için enerji verimliliği konusunda gerekli adımları atmak bizim öncelikli sorumluluk ve zorunluluğumuzdur. Daha az enerji ile daha çok iş yapacağımıza ve gelişmiş ülkelerin enerji verimliliği seviyesine ulaşacağımıza inanıyorum. Milli gelirdeki yükselişe bağlı olarak kamuoyu bilinçlendiği zaman tüm yalıtım branşları da hızla gelişecek. İZODER olarak, binalarda çağdaş yaşam koşullarının ancak yalıtımla sağlanabileceğini kamuoyuna anlatmayı sürdüreceğiz.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı