Mühendislik ve mimarlık alanında uzmanlaşan İTÜ’lü bilim insanları tarafından hazırlanan raporda modüler çelik sistemlerinin sağladığı faydalar söz konusu oldu. Afet bölgesinde, deprem yaşanmadan önce ve yaşandıktan sonra olacak şekilde değerlendirme yapılan raporda, “Bilimsel temele dayanmayan imar affı, imar barışı gibi mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunu yasallaştıran düzenlemelere son verilmeli, doğal eşikler yeniden yapılanma sürecinde esas alınmalı, yeni planlama sürecinde kültür varlıkları hariç bu alanlarda yapılaşmalara izin verilmemelidir” açıklamalarında bulunuldu.
Rapor içerisinde, depremin ardından hasar gören bölgelerde başlatılan yeniden inşa sürecinde, yeni inşa edilecek olan binaların; zemin koşulları başta olmak üzere diğer koşullar da dikkate alınarak tünel kalıp ile oluşturulan taşıyıcı sistemler, prefabrike betonarme konutlar ve modüler çelik sistem avantajlarına değinilerek birlikte değerlendirilmesi gerektiği üzerinde duruldu.
Üst yapıların etkilendiği kadar alt yapıların da depremde hasar gördüğüne değinilen raporda, özellikle şebeke ve kanalizasyon boru hatlarının hasarlanması ile su temini ve atık suların uzaklaştırılmasında akut problemler yaşanabildiğinin altı çizildi. Bu nedenle afet sonrasında su yoluyla bulaşma tehlikesi bulunan enfeksiyon hastalıkları riskinin de arttığına dikkati çekilen raporda, su kaynaklı salgınların önlenebilmesi amacıyla güvenli su sağlanmasıyla alakalı teknik önlemlerin seri bir şekilde alınmasının hayati önem taşıdığı aktarıldı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı