Demir-çelik başta olmak üzere ana metal sanayisinin, dünyadaki gelişmeler çerçevesinde, 2050 yılına kadar rekabet gücünü muhafaza etmesi ve hatta arttırması, yeni pazarlar ve ürünler ortaya çıkarması ve dünyada teknoloji liderleri arasına girebilmesi için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sektörün nabzını tutan sektörel çalışmalara yeni projelerle devam ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Çelik Sektör Raporu’nu yayınladı. Raporda dikkat çeken konu başlıklarını sizler için derledik...
TÜRK ÇELİK SEKTÖRÜ DÜNYADA 8. SIRADA
2019 yılı itibariyle Türk Çelik Sektörü, dünyada 8. sırada, Avrupa’daki çelik üreticileri arasında ise Almanya’dan sonra 2. sırada yer almaktadır. Bu sıralama, Türkiye’nin 2016 yılında yeniden yerleştiği konumunu koruduğunu göstermektedir. 2016 yılının ikinci yarısından itibaren küresel ekonomide ve iç tüketimde yaşanan canlanma 2017 yılında da devam etmiştir. 2018 yılında % 0.6 daralma yaşanmış olmasına rağmen, 2019 yılında ABD tarafından başlatılan korumacılık politikalarına AB ve diğer ülkelerinde devam etmesi ve ekonomide yaşanan durgunluklar neticesinde 2019 yılında sektörde % 9.6 daralma yaşanmıştır.
ÇELİK SEKTÖRÜ 45 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR
2019 yılında sıvı çelik üretimini 33,7 milyon ton olarak gerçekleştiren ve %71.8 seviyesinde Kapasite Kullanım Oranına ulaşan çelik sektörü her şeye rağmen Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Almanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi konumundadır. Sektör, halihazırda 45.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Demir çelik sektörü, diğer sektörlere girdi sağlayan lokomotif bir sektör onumundadır. Ancak 2020 yılı ilk 4 aylık veriler için üretim ve ihracat rakamlarında düşüş gözlemlenmektedir.
Demir-çelik sektörünün başını çektiği ve temel olarak NACE 24 faaliyet sınıflamasında yer alan Çelik boru, Döküm, Alüminyum, Bakır, Galvaniz sektörü aktörlerinin de yer aldığı ana metal sektörü; Makine, Otomotiv, Elektronik, Kimya, Savunma, Havacılık, Madencilik ve Ulaşım sektörlerine temel girdi ve hammadde sağlamaktadır.
ANA METAL ÜRÜNLERİNDE 3,9 MİLYAR DOLAR
DIŞ TİCARET AÇIĞI VAR
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen ve tüm dünyayı olumsuz bir şekilde etkisi altına alan COVİD-19 doğal olarak ekonomik önemi olan ana metal ve basınçlı ekipmanlar sektörünü de etkilemiştir. Ana metal sektörünün doğrudan veya dolaylı olarak girdi veya aramalı olarak kullanıldığı sektörler de bu durumdan olumsuz olarak etkilenmiştir.
Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen, Dünya ile yapılan dış ticarette ana metal (demirçelik ve demir dışı metaller) ürünlerinde yaklaşık 3 milyar 900 milyon dolar bir açığımızın olması ve sadece çelik boru ürünlerinin dahil olduğu demir çelikten eşya ile nikel ve nikelden eşya ürünlerinde dış ticaret fazlamızın olması Avrupa’da Almanya’dan sonra 2. Dünyada ise 8. büyük çelik üreticisi konumunda bulunan ülkemiz için dikkat çeken bir durum olarak ön plana çıkmaktadır.
TÜRKİYE KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLERE YÖNELECEK!
Son dönemde nikel ve çinko yatırımlarında bulunan ülkemizin dış ticaret açığını kapatacağı değerlendirilmekle birlikte, demir çelik ürün gamında daha nitelikli ve katma değeri yüksek ürünlere yönelecek Türkiye’nin dış ticaretinin daha üst seviyelere taşınması önem arz etmektedir.
SÜNGER DEMİR, ÇİNKO, SİLİSLİ SAC, AMÜMİNYUMA YATIRIM YAPILMALI
Bu seviyenin belirlenmesinde yüksek enerji maliyetlerine bağlı olarak sünger demir, çinko, silisli sac, birincil alüminyum gibi metal veya yarı hammadde ürünlere yatırım yapılarak veya petrol, doğalgaz ve maden kaynaklarına da bağlı olarak ülkemiz üreticilerinin bu kaynakların zengin olduğu yerlerdeki yapacakları direkt yatırımları sayesinde olması muhtemel senaryolardandır. Bu anlamda, Türkiye’nin çelik, kurşun, alüminyum ve bunlara bağlı eşyalar ile bakır ürünleri gelecek için potansiyel ürünler olacağı değerlendirilmektedir.
EN BÜYÜK İTHAL KALEMLERİNDEN BİRİ BAKIR ÜRÜNLERİ
Dünya ile yapılan dış ticarette en büyük ithal kalemlerimizden bakır içinde yer alan bakır ürünleri olduğu görülmüştür. Büyük enerji kaynağı isteyen bakır ürünlerinin nitelikli ürünlere çevrilmesi konusunda Cengiz Holding A.Ş. bünyesinde bulunan birincil ve rafine bakır tesisi Eti Bakır A.Ş. ve diğer ikincil bakır işleme ve tesislerince dünyadaki maden yataklarının değerlendirilmesi ülkemize fayda sağlayacaktır.
Ülkemiz şirketlerinin ihtiyaçlar çerçevesinde söz konusu ana metal ithalatının katma değerli ürünlere çevrilebileceği düşüncesiyle başka ülkeler ile bu alanda yapılacak ortaklıklar ürünlerimize değer katabilir.
Ülkedeki yeni atılım ve yatırımlarda Karadağ, Senegal ve Cezayir örneğinde olduğu gibi demir çelik başta olma üzere ihracat payımızın artırılması adına ülkemiz şirketlerinin ihtiyaçları doğrultusunda yatırıma açılması için tercihli ticaret anlaşmaları yapılması önemlidir.
Rusya ve Çin’in ana metal sektöründe güçlü konumları Covid-19 pandemisi sonrası konumunu alabilecek madencilik, ticaret, telekomünikasyon, müteahhitlik, petrol ürünleri ve gıda imalatında güçlü Türk şirketlerin yanına uluslararası faaliyetlerinin ana metal sektöründe de yatırım potansiyeli güçlü Türk şirketleri olabileceği düşünülmektedir.
KATMA DEĞERİ YÜKSEK YASSI ÜRÜNLERE GEÇİLECEK
Ülkemiz, çelik sektöründe uzun ürünlerde ihracatçı olmakla birlikte, yassı ürünlerde kendi tüketimine yetecek kapasiteye sahip bulunmaktadır. Üretim yöntemleri neticesinde elde edilen çeliklerin çeşitliliği, katma değeri, milli ekonomiye katkısı ve gelecek perspektifi gibi birçok alanda üzerinde çalışmaların başladığı bu dönemde çelik sektörünün, katma değeri daha yüksek olan yassı ürünlere geçişi ön planda tutulmaktadır.
Bu geçişte payı olan ve metal sektörünün küresel entegrasyonu tamamladığı çelik hizmet merkezleri, haddehaneler, çelik üretim makineleri, gemi yapımı, inşaat, döküm, otomotiv, kalıp ve beyaz eşya sektörlerinde faaliyet gösteren üretici, distribütör, tacir, ithalatçı ve üreticiler aracılığıyla metal sektöründeki işbirliğini güçlendirmeye ve ticaret hacmini artırma konusunda kararlılığımız devam etmektedir.
Türkiye’de yerleşik metal sektörü ile ilgili konusunda akredite olmuş ve dünyada geçerliliği bulunan enstitüler, mükemmeliyet merkezleri, Ar-Ge merkezleri, test ve analiz laboratuvarlarının küresel piyasa aktörlerince değerlendirmesinden hareketle, ülkemizin global hurda pazarları, demir çelik üretimi ve teknolojileri, dış piyasalar, takım çeliği, ısıl işlem, endüstriyel kalıp üretimi, demir çelik sanayiinde dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 konusundaki bilgi paylaşımıyla küresel ilişkilerimizi üst seviyelere çıkaracaktır.
Sonuç olarak, ana metal yatırımlarında bulunan ülkemizin dış ticaret açığını kapatacağı inancıyla birlikte ürün gamında daha nitelikli ve katma değeri yüksek ürünlere yönelecek Türkiye’nin pandemi sonrası ticareti daha üst seviyelere taşınacaktır. Ülkemizin sektördeki Ar-ge ve test altyapısının tanıtımı yapılacak ve gerçekleşmesi muhtemel yatırımlar için kullanımı sağlanacaktır. Amaçlanan yatırımların gerçekleşmesi durumunda, ana metal sanayi sektörünün ticaret hacminde artış hedeflenmektedir.
Derleyen: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı