22-24 Mayıs 2023 tarihleri arasında Amsterdam'da gerçekleşen BIR Dünya Geri Dönüşüm Kongresi’nin ikinci gününde de geri dönüşüm dünyasının duayen isimleri araştırma ve gözlemlerini aktarmaya devam etti. "Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile başlayan enerji krizinin küresel pazara ve Avrupa’ya etkileri" ana başlıklardan oldu.
Bölüm Başkanı Denis Reuter, 2018'den 2022'ye kadar beş yıllık dönemi kapsayan "Rakamlarla Dünya Çelik Geri Dönüşümü" nün 14. baskısının yayınlandığını duyururken, bölüm İstatistik Danışmanı Rolf Willeke bazı önemli bulgularını dinleyicilerle paylaştı.
Öncelikle, BIR Demirli Metaller Kurulu’nun çelik hurdası terimini geri dönüştürülmüş çelikle değiştirmeye karar vermesine değinen Willeke, kamusal ve politik olarak daha etkili bir şekilde yankı uyandırmayı amaçladıklarını ifade etti. “Terim ayrıca yeşil çelik üretimi için geri dönüştürülmüş çeliğin önemini de pekiştiriyor.” diyerek yeni bir iletişim çağına girdiğimizin altını çizdi.
Küresel çelik üretimi ile ilgili worldsteel verilerine değinen konuşmacı ‘küresel ham çelik üretimi geçen yıl 1885,0 milyon ton olarak gerçekleşti ve 2021'e göre% 3,9'luk bir düşüş yaşadı. Veriler, Orta Doğu hariç dünyanın tüm bölgelerinde ham çelik üretiminde düşüş olduğunu gösteriyor.’ dedi. SteelRadar muhabirinden edinilen bilgiye göre, üretimin % 1,8'lik bir düşüşle 1384,8 milyon tona düşmesine rağmen, Asya’nın dünyanın en büyük ham çelik üreticisi olmaya devam ettiği vurgulandı. Çin, %4,8 düşüşle 215,31 milyon mt'a gerilemesine rağmen ise dünyanın en büyük geri dönüştürülmüş çelik kullanıcısı konumunu korudu. Geri dönüştürülmüş çeliğin en önemli alıcılarından olan Türkiye de bu bağlamda büyük önem arz ediyor. Geri dönüştürülmüş çelik ithalatında %16,5 düşüşle 20,876 milyon mt'a gerilemesine rağmen, Türkiye birinci sırayı kimseye kaptırmadı. Türkiye, geri dönüştürülmüş çelik ithalatını ise sırasıyla en fazla ABD, Hollanda ve İngiltere’den gerçekleştiriyor.
Daha sonrasında, McKinsey & Company şirketinden Ole Rolser etkili sunumunu gerçekleştirdi. Konuşmasının ana fikri ve temasını ‘Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonraki yeni dönemde Avrupa ve küresel enerji’ başlığı altında detaylandırdı.
Rolser sözlerine, ‘Avrupa'nın petrol, gaz ve kömüre yaptığı enerji harcaması geçen yıl GSYİH'nın %4'ünden %10'una yükseldi ve 2025'e kadar yüksek kalacak.Geleceğe dönük herhangi bir tahmin için, teknolojik ilerlemelerin hızı ve politik uygulamaların düzeyi ile ilgili senaryolara bakmamız gerekiyor.Enerji talebi görünümü; enerji verimliliği ve elektrifikasyonun bir sonucu olarak yavaşlama görmeye devam ediyor.’ Şeklinde giriş yaptı.
Ukrayna'daki savaş, 2022'de rekor düzeyde yüksek küresel gaz fiyatlarına neden oldu
Rolser sözlerine ‘2021, LNG arzına sınırlı eklemelerle birlikte, Covid-19 sonrası toparlanma nedeniyle LNG talebinde güçlü bir büyüme gördü. Ukrayna'da savaşın başlaması ve ardından Rus borulu akışlardaki azalma, Avrupa'da gaz tedarik kısıtlamalarını ve yedek olarak fazladan LNG ithal etme ihtiyacını tetikledi. Sınırlı LNG mevcudiyeti, küresel gaz merkezlerinde rekor yüksek fiyatlara yol açan spot kargolar için artan rekabete neden oldu.’ İfadeleri ile devam etti.
Rolser, bazı gelişmeleri de maddeler halinde sıraladı;
- Küresel fiyatlar savaş öncesi seviyelere dönerken, tarihsel seviyelerin yaklaşık %50 üzerinde kalıyor ve pazarda yapısal bir değişime işaret ediyor.
- Tarihsel olarak Avrupa, arzın %32'sini karşılamak için Rus gazına güvendi. Almanya, İtalya ve Polonya en çok maruz kalan ülkeler oldu.
- Avrupa, binalarda ve endüstride gaz tüketimini %11 azaltarak gaz piyasasını dengeledi;
- Endüstriyel verimlilik kazanımları ve binalar için ısıtmada davranış değişikliği, talep azaltımının ana itici güçleri oldu.
Tüm bu yaşanan gelişmeler ‘Enerji tüketimi yoğun endüstriyel sektörler, 2022'de önemli ölçüde üretim kesintisine sebep olurken 4. çeyrekte toparlanmaya başladı.’ Ole Rolser firmaların gelişmeleri ile ilgili şunları anlattı;
- US Steel Kosice, Aralık ayında ikinci yüksek fırınını durdurdu.
- ArcelorMittal, Kasım ayında Fos-sur-Mer'deki iki adet 2 milyon mt/yıl kapasiteli yüksek fırınından birini kapatacağını duyurdu.
- Duralex, Kasım ayında fırınını beş ay süreyle durdurduğunu açıkladı.
- Glencore, Almanya'nın Nordenham kentindeki 160.000 tonluk çinko izabe tesisi ile Kasım ayında üretimi durdurdu.
- Nyrstar, Aralık ayında planlı bakımın ardından çinko üretimine devam etmeyeceğini duyurdu.
- Trimet, St. Jean de Maurienne'deki dökümhanesinin kapasitesini %20 azaltacağını duyurdu.
- Kammerer Group, üç özel kağıt makinesinden birini kapattı.
Rolser gelecek beklentileriyle ilgili şunları söyledi;
‘’Yakın vadeli talep düşüşü, piyasanın dengelenmesini ve ardından 2025'ten itibaren kademeli istikrarın sağlanmasını sağlayacaktır.
Küresel LNG piyasaları, inşaat halindeki ve FID öncesi kapasiteyi hesaba kattıktan sonra bile 2020'lerin ortalarına kadar kritik kalacaktır.’’
Sonrasında Rolser ‘Belirsizlik devam ederken, fiyatlar 2026'dan itibaren 9-10$/mmbtu'ya yeniden dengelenebilir’ şeklinde ifadelere yer vererek inanmamız gerekenleri şöyle sıraladı;
- LNG tedarik zinciri kesintileri + Rus akışının olmaması (örn. 2030'a kadar <100 mtpa ek LNG kapasitesi)
- Avrupa ve Asya'da esnek gaz talebi (örneğin, Çin'den +35 bcm LNG talebi)
- Gaz-kömür geçiş fiyatı tarafından belirlenen fiyat 2021)
- Hızlı takip modunda geliştirilen yeni LNG (örneğin, 2030 yılına kadar > 120 mtpa ek kapasite)
- Avrupa ve Asya'da esnek gaz talebi (örn. Çin'den +20 bcm LNG talebi)
- Dengeli piyasalar, sıvılaştırmanın uzun vadeli marjinal maliyeti tarafından belirlenen fiyat.
- AB talebinin -%5-10'u (-20-40 bcm) Rus arzı ile yeniden kurulur.
- Yüksek fiyatlar ve yakıt değişimi nedeniyle kalıcı gaz talebi tahribatı.
- Kısa vadeli marjinal sıvılaştırma maliyeti tarafından belirlenen bol arz ve güvenlik (örneğin '19-'20) fiyatı.
- Endüstriyel oyuncular için artan dayanıklılık, kendi ve şebeke gücünün optimizasyonunu içermelidir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı