KapitalFX Araştırma Departmanı, enflasyon ve Orta Vadeli Büyüme Programı'yla ilgili araştırma yayınlandı. Yazıda şunlara dikkat çekildi:
"Hükümet ve sendikalar arasındaki görüşmeler sonlandı, ardından karar Resmi Gazete’de yayınlandı. 2017 zam programı ise şöyle; işçi emeklisine %3,73 - % 3,59, memur ve memur emeklisine ise %3,00 - %4,00. Rakamların ilki Ocak zammı, ikincisi ise Temmuz zammı için geçerli olan rakamlar. Ancak yayında muhtemel hata olarak enflasyon farkının yansıması için Temmuz ayı telafuz edilmiş olsa da; doğrusunun Ocak ayı olduğuna dair herkes hemfikir durumda.
Zam oranlarını hem kağıt üzerinde, hem de reel de değerlendirmek lazım. Öncelikli olarak yakın zamanda açıklanan 2017 yıl sonu enflasyon öngörülerinden bahsetmek isterim. Kalkınma Bakanlığı’nın açıkladığı OVP’de bu rakam %6,00 - 6,50, TCMB’nin son revizasyonu ise %6,5 olacağı yönünde. Olayı karmaşık hesaplardan çıkarıp oldukça basit bir matematikle anlatmak isterim. İşçi emeklisi açısından, önümüzdeki yılda basit ortalama geliri ay başına yaklaşık %5,30 artış göstermiş olacak. Memur ve memur emeklileri için ise bu durum yaklaşık %5,66. Bu oranları ağırlıklandırmadan basit olarak hesapladık, zira bu yöntem kullanılırsa rakamlar daha da aşağı çekilecektir. Bu açıdan baktığımızda, hali hazırda elimizdeki en iyimser tahmin olan %6,00’yı bile baz alsak; vatandaş negatif etkileniyor. Zira son on yılı göz önünde tutarak neredeyse hepsinde, beklenenin üzerinde bir enflasyon gerçekleşti.
Bu realite altında eleştirimiz; daha çok memur ve işçi sendikalara olacaktır. Tecrübeyle sabit ki; enflasyon çoğunlukla hedef ve beklentilerin üzerinde gerçekleşiyor. Sonrasında enflasyon katkısı adına altında zam oranlarına yapılan ekler de, enflasyondaki sapmayı karşılamıyor. Resim bu kadar netken, neden hala enflasyon üzerinden zam pazarlığı yapma yöntemini kullanıyorlar. Bu yöntemin bir miktar demode olduğunu söylemek yanlış olmaz sanıyoruz. Bunun yerine hem temel hem de kültürel ve sosyal ihtiyaçların göz önünde bulundurularak hesaplanan bir ücrete varılsa; saha doğru olmaz mı? Böylece son zamanda her kesim tarafından eleştirilen enflasyon sepeti etkisi de kısmen izole edilmiş olacaktır. Misal olarak gıdada beklenen 2017 enflasyonu %7 civarında, enflasyon sepetindeki payı ise yaklaşık %24. Düşüş ve orta gelirli vatandaşın bütçesinde ise bu oran daha yüksek; haliyle vatandaşın kapısından girip sofrasına oturan enflasyon da daha yüksek. Bunun yanında vatandaşa yansıyan faturalar. Elektrik, su ve doğalgaza birim kullanım için gelen zamlar; enflasyon hesaplanırken dahil ediliyor. Ancak faturlara ek yüklenen ücretler göz ardı ediliyor. Enflasyona değil ama vatandaşına cebine bu eklerin dahil olduğu kesin. Tüm bunlar göz önünde bulundurarak, bir ücret hedefi belirlenirse daha sağlıklı olacaktır.
Bir diğer konu da ‘varlık barışı’. Varlık barışı; gerçek ve tüzel kişilerce yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, alacaklar ve varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların 31 Aralık 2016 tarihine bankalar, aracı kurumlar ve vergi dairelerine bildirilmesini esas almaktadır. Bu varlıkların belirlenen tarihe kadar beyanı halinde herhangi bir vergi incelemesi yapılmayacak ve herhangi bir ceza kesilmeyecek. Daha önce de belirtildiği gibi son tarih 31.12.2016 olarak teyit edildi.
Bu varlıkların beyanı ile yurtdışında bulunan varlıklar ekonomiye kazandırılarak kayıt altına alınacak. Ayrıca herhangi bir idari para cezası veya vergi öngörmemesi de bu varlıkların Türkiye’ye gelmesinin önünü açıyor. Türkiye’nin ödemeler dengesi finansman hesabı için önemli bir kaynak olabilir. Ancak cari açıkta bir azalmaya etki edeceğini öngörmüyoruz. Tasarıda bu varlıkların tekrar yurtdışına çıkmasını engelleyen bir madde olmaması da böyle bir handikap oluşmasına neden olmaktadır. Zaten hali hazırda da son tarihe doğru yaklaşılsa da, beklenilen etkinin yaratılamadığını görüyoruz."
Comments
No comment yet.