Dünya Gazetesi'ne yazan Dr. Sedat Karabulut, 1 Temmuz'da yürürlüğe girecek "dış cephe iskelelerine dair tebliği" değerlendirdi.
Yapı Sektörü 1 Temmuz'a hazır mı?
İlgili tebliğ 19 Eylül 2014 tarihinde resmi gazetede yayınlandı. İnşaat sektöründe bir çeşit milat olarak tanımlanan bu tebliğ yürürlüğe girdiğinde;
- Bina inşaatlarında kullanılacak dış cephe iş iskelelerinin projelerinin hazırlanması ve yapı ruhsatı alma aşamasında idareye sunulması zorunlu kılınacak.
- İş iskelelerinin uygulama ve söküm dahil tüm aşamalarının, yüklenici, şantiye şefi, ruhsat vermeye yetkili idare ve yapı denetim kuruluşu ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarınca izlenmesi ve denetlenebilmesi sağlanacak.
- İş iskelesi yüksekliğinin 13,50 metreyi aşması halinde, iskelenin tamamı çelik bileşenlerden oluşacak. Böylece zemin dahil dört katın üzerindeki yapılarda, ahşap malzemenin iş iskelelerinde kullanılması imkansız olacak.
- Yapının bulunduğu parselin yola bakan cepheleriyle sınırlı olmak üzere; bina dış cephe iş iskelesinin yapı yaklaşma mesafesi içerisinde kurulan kısmının dış yüzeyi tamamen çuval kumaşı, file, branda, levha veya aynı işlevi görebilecek benzeri iskele örtüsü ile kaplanması zorunlu kılınacak.
Tarih yaklaştıkça akıllara gelen soru şu oluyor; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yayınladığı bu tebliğin yürürlüğe giriş tarihi ertelenebilir mi? Zira Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın geçtiğimiz yıllar içinde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak yayınladığı bir çok yönetmeliğin yürürlüğe giriş tarihleri ertelendi. En son torba yasa içinde yayınlanan düzenlemeler ile de, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdamı konusunda ceza affı getirildi.
Bizce dış cephe iş iskelelerine dair tebliğin nasıl ve ne zaman uygulamaya geçeceği, sektör temsilcilerinin karşılaşılacağı sorunların büyüklüğü ile doğrudan ilgili. Ve genel olarak bakıldığında, çok katlı bloklar halinde inşaatlar yapan büyük firmalar, zaten bu tebliğde zorunlu kılınan şeyleri şimdiden yapmış durumdalar. Asıl sıkıntı, kat karşılığı tek blok şeklinde inşaat yapan küçük müteahhitlerin hazırlanmalarında.
Bu durumda konuyu iki farklı şekilde ele almanın doğru olacağını düşünüyorum. Bunlardan birincisi ölümlü iş kazalarında yapı sektörünün durumu, diğeri ise ilgili tebliğin uygulamada getireceği mali ve teknik zorluklar.
İş kazalarında yapı sektörünün durumu...
2014 yılında yaşanan iş kazaları sonucu 1.570 kişi hayatını kaybetti. Açıklamalara göre, Türkiye' deki tüm iş kazalarının yüzde 12'si, ölümle sonuçlanan iş kazalarının ise yüzde 34'ü yapı iş yerlerinde meydana geliyor. Ve inşaat işlerindeki kazaların yüzde 38'i yüksekten düşmeden kaynaklanıyor. İş kazalarını Meclis gündemine getiren CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya’nın önergesini yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, inşaat sektöründeki denetimlerle ilgili olarak şu bilgileri verdi;
- 2014 yılında inşaat sektöründe bin 155 teftiş gerçekleştirildi,
- 282 işyeri için işin durdurulması kararı alındı,
- 507 işyerine ise, 4 milyon 430 bin lira idari ceza kesildi
Bir başka değişle geçtiğimiz yıl yapı sektöründe, iş güvenliği açısından denetlenen yerlerin yaklaşık dörtte biri için inşaata devam edilemez, bu iş durdurulmalıdır kararı verildi. Ve denetlenen inşaatların yaklaşık yüzde 45'inde cezai müeyyide gerektiren eksiklikler tespit edildi.
Burası Türkiye her şey mümkün...
Yukarıda sıraladığımız istatistiklerin vahimliği yanında, geçen yıl acı örneğini yaşadığımız ve tek bir kazada onlarca işçinin hayatını kaybettiği inşaat kazaları kamuoyunun ilgisini bu sektöre çekti. Doğal olarak bu tür olaylar, haber kanallarında günlerce işlenerek gündemde kaldı. Burası Türkiye her şey mümkün. Hepimizin gözü önünde gerçekleşen bu olaylar ve yayınlanan istatistiklerden sonra ilgili tebliğin ertelenmesini bekleyenler olabilir. Ancak şu bir gerçek ki 2014 yılı ölümlü iş kazaları açısından çok acı bir yıl oldu. Kamuoyunun bu konuya olan duyarlılığı hiç olmadığı kadar yükseldi. Allah göstermesin ama, Türkiye'de artık yapı sektöründe geçtiğimiz yıl yaşanan kazalara benzer bir kazanın cevabını vermek, eskisi kadar kolay olmayacaktır. Özellikle genel seçimlerin yapılacağı bir dönemde, hiçbir bürokrat veya siyasetçinin bu riski göze alacağını düşünmüyorum.
Dolayısı ile bizim tavsiyemiz, büyük küçük tüm inşaat firmaların, bu konuda gereken hazırlıkları şimdiden yapmaları ve 1 Temmuz 2015 tarihine uygun şartlarda girmeleri olacaktır.
Comments
No comment yet.