Amplio Emlak Yatırım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğlu, yabancı yatırımcıların da hem mimari hem de kente yatırım anlamında kentsel dönüşüme dahil olması gerektiğini belirterek, "Böylelikle birbirinden farklı fikirler ortaya çıkacaktır ve en pozitif projeler ülkemizin değerleri arasına katılacaktır. Bunu sağlayabilmek için de öncelikle başarılı örneklerin yolunun açılması gerekiyor. Yabancı yatırımcı ne ile karşılaşacağını bilmek, görmek ister" dedi.
AA muhabirine Türkiye’de son zamanlarda dillerden düşmeyen ve şehirlerin çok daha sağlam, kaliteli yapılaşmasını öngören kentsel dönüşüm projelerinin uygulama bazında nasıl ilerlemesi gerektiğine dair değerlendirmede bulunun Babaoğlu, Türkiye’de yeni yeni uygulanmaya başlayan kentsel dönüşüm çalışmalarının dünyada uygulanmış birçok örneği olduğunu belirterek, özellikle Avrupa’da yapılmış ve başarılı olmuş projelerin mercek altına alınması gerektiğini söyledi.
Babaoğlu, kentsel dönüşüme sadece konut projesi olarak bakılmaması gerektiğini ifade ederek, bir bölgede yapılacak en ufak bir peyzaj çalışmasının dahi değişim, yenilenme olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Amsterdam ve Hamburg’da kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yapılmış iki projenin içinde yer aldığını dile getiren Babaoğlu, doğru planlanmanın ve stratejinin büyük önem taşıdığını, eski binayı yıkıp yerine yeni bir bina dikmenin dönüşüm olmadığını kaydetti.
Babaoğlu, Amsterdam’da kentsel dönüşüm projesi kapsamında bölgenin en büyük limanının dönüşümü olan Ostelijke Handeskade Mövenpick Hoteli’nin inşasında ve Hamburg’da ise eski bir su kulesinin yenilenerek otele dönüştürülmesinde yer aldığını hatırlatarak, "Bu dönüşümlerin yapılmasıyla birlikte bölgede yaşayan insanlar oluşan yeni dokuya saygı göstererek, konutlarının, mahallelerinin yenilenmesi için çalışma başlattı" dedi.
-Ulaşım çözümleri göz önünde bulundurulmalı
Babaoğlu, dönüşümde atlanılmaması gereken en önemli detayın ulaşım olduğuna vurgu yaparak, “Şehir yenilenirken yükselen binalar yapılıyor, bu durum ilgili bölgelerde daha fazla insanın yaşaması anlamına geliyor. İstanbul’un en önemli sorunu da ulaşım ve trafik olduğu için bu detaylar atlanmamalı. Aksi halde daha kötü bir ulaşım sorunuyla karşılaşılacaktır” diye konuştu.
Dönüşümün bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini ama bir anda olmamasının önem taşıdığını anlatan Babaoğlu, şöyle konuştu:
"Kentsel dönüşüm projelerinin en çok gerçekleştirilmesinin planlandığı İstanbul eskimeyen, mücevher değerinde bir medeniyet. Kentsel dönüşümle bu mücevherin üzerindeki toz alınabilir. Bunun için kentsel dönüşüm projeleri yapılırken bütünlük göz önünde bulundurulmalı. Yakın bölgelerdeki yatırımcılar gerekirse koordineli çalışmalı, bölgeler için master planlar yapılmalı. Yapılacak işler birbirini destekler nitelikte olmalı. Ancak İstanbul gibi bir şehri bir anda yenilemeye kalkmak büyük bir kaosu getirebilir, şehri şantiye haline dönüştürmemek gerekir."
Babaoğlu, kentsel dönüşümü aynı zamanda özlenen kültürleri geri getirmek adına bir fırsat olarak gördüğünü, apartman hayatına geçilmesiyle mahalle kültürünün yok olmaya başladığını, insanların birbirleriyle daha az iletişim kurduğunu ifade ederek, "Kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirecek yatırımcılar, mimarlar ve tüm sorumluların bu durumu göz önüne alması gerekiyor. Gerekirse konutların metrekarelerini biraz küçülterek, ortak alanların arttırılması gerekiyor. İnsanlar birbiriyle iletişim halinde olmalı” şeklinde konuştu.
- "Depreme dayanıklı yatakhaneler değil, master planlarla yaşam alanları oluşturulmalı"
Babaoğlu, toplamda 400 milyar dolarlık bir sektör oluşturan kentsel dönüşümün sadece eski binayı yıkıp yerine yeni, sağlam bir bina yapmak olmadığını dile getirerek, bu tarz projelerin sadece depreme dayanıklı yatakhaneler olacağını söyledi.
Bu çalışmaların küçük ölçekli değil master planlar halinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Babaoğlu, Almanya'daki kentsel dönüşüm çalışmalarının doğru yapılanmaya iyi bir örnek teşkil ettiğini kaydetti.
Babaoğlu, Türkiye ve Almanya’yı yüzölçümü, nüfus alanlarında karşılaştırarak, “Almanya’nın nüfusu Türkiye’nin nüfusundan fazla, yüzölçümü ise Türkiye’nin yarısı kadar. Bakıldığında çok düzenli ve yeşil alanları oldukça fazla bir ülke, en yüksek konutlar da 5-6 katlı binalardan oluşuyor. Bizler de bu mantığı benimsemeliyiz. Kentsel dönüşüm projeleri oluşturulurken eskisine oranla daha yaşanabilir ve huzurlu alanlar yaratmalıyız” diye konuştu.
- "Mimari kadar alt yapıya da yatırım yapılmalı"
Babaoğlu, gerçekleştirilecek projelerde alt yapıda da yeniliklere gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, özellikle dışa bağımlı olunan doğalgaz başta olmak üzere enerji kaynaklarının doğru kullanımı için projelendirilmeler yapılması gerektiğini ve gerçekleştirilen konut projelerindeki standartlaşmanın sebebinin sektördeki rekabet yoksunluğu olduğunu söyledi.
Bu standardın kentsel dönüşüme yansımaması gerektiğini ifade eden Babaoğlu, “Yabancı yatırımcılar da hem mimari hem de kente yatırım anlamında kentsel dönüşüme dahil olmalı. Böylelikle birbirinden farklı fikirler ortaya çıkacaktır ve en pozitif projeler ülkemizin değerleri arasına katılacaktır. Bunu sağlayabilmek için de öncelikle başarılı örneklerin yolunun açılması gerekiyor. Yabancı yatırımcı ne ile karşılaşacağını bilmek, görmek ister” değerlendirmesinde bulundu.
Babaoğlu, İstanbul'un mimari yoğunluğu ve yorgunluğu olduğunu ve kentin yüzde 70'lik bölümünün son 30 yılda inşa edildiğine vurgu yaparak, nüfusun yüzde 55'lik bölümünün bu alanda yaşadığını, bireysel yatırım şeklinde gerçekleşen bu yapıların yeni süreçte planlama, tasarım gibi hususların göz önüne alınarak yeniden inşa edilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Comments
No comment yet.