İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü akademisyen ve öğrencilerinden oluşan 90 kişilik heyet, Urla Gelişim Stratejileri programı kapsamında İzmir’in odalarıyla buluştu. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO)’da gerçekleşen buluşma toplantısında İzmir Ticaret Odası, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi, İzmir Kalkınma Ajansı ile İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği temsilcileri de sunum yaptı.
İzmir gibi potansiyeli yüksek kentlerin sahip oldukları avantajların ekonomiye kazandırılmasının önemine vurgu yapan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muhsin Dönmez, “İzmir, tek bir alanda değil, tarımdan turizme, sanayiden ticarete kadar sektör çeşitliliği içerisinde önemli bir zenginliğe sahiptir. Böylesi bir dönüşüm içerisinde iller ve ilçeleri yeniden bir planlamaya ihtiyaç duymaktadır. İzmir gibi potansiyeli yüksek kentlerin sahip oldukları avantajların ekonomiye kazandırılması büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, neden İzmir sorusunun altını çok iyi doldurmamız ve tarih boyunca sahip oldukları zenginliklerle dünyaya açılan bir kapı olan kentimizin yerelden kalkınma potansiyelini ortaya koymamız gerekiyor” dedi.
“ÖNEMLİ BİR MİSYONU VAR”
İzmir’in cazibesi her geçen gün artan ilçesinin Urla olduğunu belirten Dönmez, Urla’nın başarı ve markalaşma yolundaki asıl hamlesinin teknoloji ve inovasyondan geçtiğine inandığını söyledi. Dönmez, “İzmir’in temel ve yükselen sektörleri, dijitalleşme ve Sanayi 4.0 alanında bir prototip olunması yolunda önemli fırsatlar sunuyor. Yenilenebilir enerjiden, bilgi ve iletişim teknolojilerine, sağlık biyoteknolojisinden, havacılık ve savunma sanayine kadar öne çıkan yükselen sektörler, Sanayi 4.0’a uyum sağlamada anahtar sektörler niteliğinde. İşte, bu atılımı sağlayacak kesişimde, İzmir’in batısında cazibesi her geçen gün artan bir Urla ilçemiz var. Öyle ki, yıllık nüfus artış hızı İzmir’de binde 9,5 iken, Urla’da binde 22,3’tür. Kıyı ilçesi olması itibariyle konumunun getirdiği avantajlar, tarih boyunca denizaşırı ticaret için önemli geçiş güzergahlarından biri olmasını sağlamıştır. Bununla birlikte, tarım ve hayvancılık gibi geleneksel nitelikteki sektörlerde Urla’nın potansiyeli olsa da, sınırlı bir faaliyete sahiptir. Özellikle, bağcılık ve zeytincilikle birlikte, coğrafi işaretli ürünleri, Urla’yı öne çıkarmaktadır. Bence, Urla çok daha önemli bir misyona sahiptir. Urla’nın başarı ve markalaşma yolundaki asıl hamlesinin teknoloji ve inovasyondan geçtiğine inanıyorum. Urla’nın İleri Teknoloji Enstitüsü gibi değerli bir kuruma sahip olması, İzmir’de eğitim alanında başat bir role sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu.
URLA’YA TEKNOLOJİ ÜSSÜ
Urla’da kurulmak üzere imzaları atılan Teknoloji Üssü projesini önemsediğini dile getiren Dönmez, “Projenin fizibilite ve hedef çalışmalarını incelediğimizde, 5 milyon metrekare arazi üzerinde kurulacak üsse, toplamda farklı ölçeklerde 800 civarı şirketin faaliyet göstereceğini görüyoruz. Proje kapsamında 10 yılda 1,4 milyar lira yatırım ve 40 binden fazla istihdam gerçekleştirilmesi beklenmesi, ekonomik anlamda yaratacağı katkıyı açık biçimde ortaya koyuyor. Türkiye’nin bir teknoloji üssüne sahip olması gerektiğini ve İzmir’in bu alanda pilot il olması yönünde taşıdığı avantajları uzun zamandır Oda olarak bizler de dile getiriyoruz. Bu açıdan, Urla’da söz konusu teknoloji üssü kurma girişimi çok önemli bir atılım. Bizim bu atılımımıza inanmamız ve projeden maksimum düzeyde fayda alınması yönünde çaba göstermemiz, şüphesiz ki başarılarımızı artıracaktır. Neden bizim de Silikon Vadisi tarzında bir yapılanmamız olmasın sorusunun cevabı sadece bizim çabalarımızın düzeyine bağlı” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ PLANLANMIŞ ŞEHİRLERDE YAŞAMAK HEPİMİZİN HAKKI
İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk de şehir planlamalarının önemine dikkat çekerek Urla’nın İzmir’e çok yakın bir ilçe olduğunu söyledi. Öztürk, “Ege’nin en zengin insanları Urla’da yaşıyor. 2017 yılındaki bir araştırmada en fazla İzmir’in göç alırken e fazla göç veren yerin ise İstanbul olduğu açıklandı. Yerel seçimler kapıda. Siyasilerin en önemli projeleri Urla’yı kapsıyor. Ancak iyi planlanmış şehirlerde yaşamak hepimizin hakkı. Bu konuda size çok önemli görevler düşüyor” dedi.
“URLA İKİNCİ BİR KONUT BÖLGESİ OLMAMALI”
İzmir Kalkınma Ajansı'nda çalışan şehir planlamacı Hülya Ulusoy Sungur ise, “Kalkınma Ajansının amacı temelde bölge planlı yapmak ve programların uygulanmasını sağlamak. Urla, İzmir için önemli bir noktada. Urla'yı bir yere koyarken, Urla'ya ne yapılmaması gerektiğini de çok iyi planlanması gerekiyor. İkinci bir konut bölgesinin olmaması gerekiyor. Oraya koyduğumuz fonksiyonlar çok önemli. Korumak oldukça önemli. Oranın kimliğini kafamızda canlandırarak ve koruyarak ele almak zorundayız. Urla Akdeniz’in çekim merkezidir. Urla aslında bir kapı. Kentsel faaliyetlerin bittiği kent dışı faaliyetlerin başladığı bir noktada yer alıyor. Bir tarım, bir turizm, bir kapısı, bir deneyim kapısı olabilir. Urla’ya diğer yerlerden nitelikli iş gücünün akmasını tabi ki istiyoruz. Urla sadece ikinci konut bölgesi olmamalı. İlçenin kimliğini koruyarak ele almak zorundayız. Kentin ilişkilerini kurarken buna bağlı kalmalıyız” diye konuştu.
EKONOMİK AKTİVİTELERDE ARTIŞ BEKLENTİSİ
Son olarak konuşan İzmir Ticaret Odası’nda şehir plancısı Hitay Baran İzmir ve Urla’nın son dönemde popülerliğini arttırdığını belirterek “Her türlü yatırım açısından hazırlıklı olmalıyız. Nüfus artarken Urla’yı besleyecek ekonomik aktivite yeterince artmıyor. Kiralar artıyor ama konut bazlı değer artışları diğer aktivitelerin önüne geçiyor. Günübirlik turizm son yıllarda arttı. Şarap tadım merkezleri, at çiftlikleri ve butik otellerle kalma süresi uzatılmaya çalışılıyor. Urla’da hem yatırımı hem konut açığını kapatmaya yönelik revizyonlara ihtiyaç var” dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Güzelbahçe’de bir kampüs kuracağını anlatan Baran, bölgedeki eğitim yatırımlarının giderek arttığını ifade etti.
Comments
No comment yet.