Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), inşaat sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından ilgiyle takip edilen 2017 yılı 2. çeyrek ekonomik ve sektörel analizini yayımladı. “Gidişatı belirsiz toparlanma” başlıklı Temmuz 2017 analizinde, küresel ekonomi için 2017 yılının ilk yarısının genellikle olumlu seyrettiği vurgulanarak, “Küresel gelişmeler paralelinde, Türkiye ekonomisinde bir yandan önemli iyileşmeler görülmekte, bir yandan kırılganlıklar devam etmektedir” denildi.
Yurtdışı müteahhitlik sektörünün, genel konjonktürden ve özellikle ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden birisi olduğu hatırlatılan analizde, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde 2017 yılının ilk yarısında, 2016 yılının aynı dönemine kıyasla göreli iyileşme sağlandığı kaydedildi. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, 2016 yılının ilk yarısında yurtdışında 2.8 milyar ABD Doları değerinde 45 yeni proje, 2017 yılının ilk yarısında ise 5.1 milyar ABD Doları tutarında 63 yeni proje üstlenildiği açıklandı.
Analizde, “Sektörel değerlendirme bakımından, üretim yöntemiyle oluşturulan GSYH verilerine göre, 2017 yılının ilk çeyreğinde inşaat sektöründe büyüme yüzde 3.7 ile genel ekonomik büyümenin ve beklentilerin altında kalmıştır” tespiti yer aldı.
TMB Temmuz 2017 raporunda genel ekonomi ve sektöre ilişkin özetle şu değerlendirmelere yer verildi:
KÖRFEZDEKİ İSTİKRARSIZLIK SEKTÖRÜ DERİNDEN ETKİLER: Katar krizinin ardından Körfez ülkelerinde ortaya çıkabilecek istikrarsızlığın, Türk yurtdışı müteahhitlik sektörünü derinden etkileyeceği açıktır. Toplam pazar büyüklüğünün yüzde 35'ni oluşturan Libya, Irak ve Rusya Federasyonu'nda yaşanan gelişmelerden kaynaklanan daralma ortadayken, Körfez bölgesinden kaynaklanacak potansiyel kayıpların sektör açısından çok daha olumsuz bir etki yaratabileceği değerlendirilmektedir.
YENİ REFORMİST BİR EKONOMİ PROGRAMI HIZLA HAYATA GEÇİRİLMELİ: İnşaat sektörü dışında genel anlamda da özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısının oldukça sınırlı olduğu mevcut ortamda, küresel piyasa akımlarından reel bir büyüme ivmesi yaratmanın tek yolunun, yeni bir reformist ekonomi programının hızla hayata geçirilmesi, yatırım ikliminin iyileştirilmesi olduğu dile getirilmektedir.
KAPSAMLI ORTA VADELİ PERSPEKTİF OLUŞTURULMALI: Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak, bir başka deyişle büyüme dinamiklerini desteklerken ekonomik kırılganlıkları kontrol altına alabilmek adına, kapsamlı bir orta vadeli perspektif oluşturulması önem taşımaktadır. Küresel risk iştahının orta vadede düşmesi beklendiğinden, hem bütçe açıklarının yeniden kontrol altına alınması, hem de özel sektöre ait dış borçların disipline edilmesi gerekmektedir.
KISA VADELİ TEŞVİKLERLE UZUN MESAFE ALMAK MÜMKÜN DEĞİL: İş dünyası yatırımları sürdürmek, devlet ise teşvik mekanizmalarıyla bu süreci desteklemek için çalışmaktadır. Ancak kısa vadeli teşvik tedbirleri ile uzun mesafe almak mümkün olmadığından, yapısal reformların ivedilikle gündeme alınması gerektiği değerlendirilmektedir.
YATIRIM ORTAMI İYİLEŞTİRİLMELİ: Kısa vadeli sermaye hareketleri dışında, uzun vadeli doğrudan yatırımı arttıracak, bir başka deyişle üretim, ihracat, istihdam açısından da ekonomiyi destekleyecek bir ortamın sağlanması adına, yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiği dile getirilmektedir.
DÜNYA BANKASI BÜYÜME BEKLENTİSİNİ REVİZE ETTİ: Dünya Bankası raporunda, Türkiye ekonomisi için 2017 yılı büyüme beklentisi 0.5 puanlık artışla %3.5’e yükseltilmiş; 2018 ve 2019 büyüme tahminleri ise sırasıyla %3.9 ve %4.1’e revize edilmiştir.
İÇ TALEBİ DESTEKLEYEN UYGULAMALAR BÜYÜMEYİ YUKARI ÇEKTİ: Türkiye ekonomisi 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5.0 ile beklenen seviyenin oldukça üzerinde büyüme kaydetmiştir. Geçtiğimiz yıl ekonomik aktivitenin içinden geçtiği zorlu sürecin ardından iç talebi destekleyici yönde hayata geçirilen uygulamalar büyüme performansını olumlu etkilemiştir.
DIŞ TALEP ARTTI: Gelişmiş ülkelerde, özellikle Euro Bölgesi'nde büyüme dinamiklerinin güçlenmesi Türkiye’nin dış talebini arttırmış, net ihracatın büyümeye katkısının artması yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin performansını desteklemiştir. Uzun süredir iç talep eksenli seyreden büyüme grafiğine dış talepten de katkı gelmesi ayrıca memnuniyetle karşılanmıştır.
EN BÜYÜK İHRACAT PAZARIMIZ AB İLE İLGİLİ SORU İŞARETLERİ ARTTI: En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin geleceğine yönelik soru işaretleri, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınması yönündeki raporu onaylamasının ve Almanya ile Türkiye arasında gelişen diplomatik krizin ardından artmıştır. Önümüzdeki dönemde Almanya özelinde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin seyri, ekonomik performans üzerinde etkisini sürdürecektir.
İSTİHDAM, CARİ AÇIK, ENFLASYON KAYGI VERİCİ: Bu süreçte, siyasi belirsizlik ortamına, jeopolitik risklerin ve güvenlik kaygılarının yarattığı olumsuzluklara karşın, ekonominin kaydettiği performans başarılı bulunmakla beraber; istihdam seferberliğine rağmen yüksek düzeyini sürdüren işsizlik oranlarının, artış eğilimindeki cari açık ile bütçe açığının ve yeniden 2008 sonrası düzeye ulaşan enflasyonun kaygı verici olduğu belirtilmektedir.
117 ÜLKE, 9 BİN PROJE, 344 MİLYAR DOLAR: Türk müteahhitlik firmalarınca 1972’den 2017 ilk yarıyıl sonuna kadar 117 ülkede üstlenilen 8 bin 996 projenin toplam bedeli 344 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin başladığı tarihten bu yana üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ilk 5 ülke Rusya (%19.7), Türkmenistan (%13.6), Libya (%8.4), Irak (%7.2) ve Kazakistan (%6.4) olmuştur.
Comments
No comment yet.