Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu, "Büyük şirketlerimiz uzun yıllardır hayatta. Bunun getirdiği bir düzen var. Şirketler başarılı, bize başarıyı getiren de bu yapılar ama önümüzdeki dönemin başarısı aynı formülle gelmeyecek. Onun için de çevik takımlara, çevik üretim anlayışına geçmeye çalışıyoruz." dedi.
Çakıroğlu, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından Tekfen Tower'da "Fırtınalı Havada Dümende Olmak" başlığı altında düzenlenen "Gündem Buluşmaları"nda Koç topluluğunun küresel büyüme vizyonunu anlattı.
Uluslararası piyasalarda pazarları çeşitlendirerek büyüdüklerine işaret eden Çakıroğlu, Türkiye'de de pek çok sektörde potansiyelin büyük olduğuna inandıklarını söyledi.
Çakıroğlu, hemen hemen faaliyette bulundukları tüm sektörlerde uluslararası çok uluslu firmalarda rekabet ettiklerini dile getirerek, "Bu sebeple küresel seviyede rekabetçi güce sahip olmamızın çok gerekli olduğuna inanıyorum. Küresel vizyonumuzun ana stratejisi sürdürülebilir ve karlı büyüme." şeklinde konuştu.
Otomotiv işlerinde üretimin yüzde 80'inden fazlasını ihraç ettiklerini anımsatan Çakıroğlu, açık döviz pozisyonu almadıklarını, döviz yükümlülüklerini hedge etmek için finansal enstrümanlar kullandıklarını ve bu konunun fırtınalı dönemi yönetmek açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Çakıroğlu, Koç Holding'in son 4 yıldır Borsa İstanbul'un en değerli şirketi olduğuna işaret ederek, halka açık şirketlerinin; Borsa İstanbul'un toplam şirket değerinin yüzde 16'sını temsil ettiğini anlattı.
10 yıl önce olmayan şirketlerin, bugün dünyanın en değerli şirketleri arasına yerleştiğini vurgulayan Çakıroğlu, son dönemdeki projelerinin yarısının gelişmiş veri analitiğine dayandığını kaydetti.
"Kurum içi girişimciliği destekliyoruz"
Çakıroğlu, konuşmasının ardından katılımcıların ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kurumlarda profesyonel çalışanların, o kurumun sunduğu hizmetlerde ve ürünlerde fark yaratacağı şekilde yenilikçi fikirleri süratle geliştirip yeni ürünler haline getirmesi gerektiğine işaret eden Çakıroğlu, şunları kaydetti:
"Bu hiç kolay değil. Büyük şirketlerimiz uzun yıllardır hayatta. Bunun getirdiği bir düzen var. Şirketler başarılı, bize başarıyı getiren de bu yapılar ama önümüzdeki dönemin başarısı aynı formülle gelmeyecek. Onun için de çevik takımlara, çevik üretim anlayışına geçmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda da kurum içi girişimciliği destekleyecek şekilde bazı ayrıştırıcı programlar yapıyoruz."
Brexit anlaşmasız olursa Ford Otosan'ın rekabet avantajını kaybetme olasılığına ilişkin bir soruya Çakıroğlu, "Ford Otosan'a çok önemli bir etkisinin olmayacağını ümit ediyoruz." yanıtını verdi.
Çakıroğlu, Türkiye'nin iyi pazarlara yakınlığı ve genç iş gücü açısından önemli bir avantajı olduğuna işaret ederek, "Teknolojideki gelişim, rekabetçi üstünlüğümüzü veya o üstünlüğü sağlayamama durumunu belirleyecek. Bana göre rekabetçi üstünlüğü belirlemek açısından 'eğitim' en temel konu." yorumunu yaptı.
"Fırtınalardan her seferinde daha da güçlenerek çıktık"
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dündar Yetişener, eylül başında açıklanan 2019 ilk yarıyıl büyüme rakamlarına göre, fırtınalı bir havanın etkisi altında olunduğunu belirterek, "Ancak bugüne kadar yaşadığımız deneyimlerle, fırtınalardan her seferinde daha da güçlenerek çıktık. Yurt içi pazardaki daralmayı, yurt dışı pazarlarda artırdığımız performansımızla telafi etmeye çalışıyoruz. Kaliteli üretim yapma kapasitesine sahip tesislerimiz ve her alanda yetkin insan kaynağımız var. Teknolojik devrimin gereklerini yapıyoruz ve katma değerli üretimden de vazgeçmiyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin inşaat malzemesi üretiminde dünyanın en büyük 5 ülkesinden biri olduğunu vurgulayan Yetişener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel Rekabet Endeksi'nde yer alan 140 ülkenin 115'ine ihracat gerçekleştiriyoruz. Ama 140 ülkenin tamamına da ihracat yapabilecek kapasitemiz var. Almanya, İngiltere, ABD’nin yanı sıra Orta Doğu'da; İsrail ve Irak en önemli pazarlarımız. Bu ülkeler ile birlikte Çin, Romanya, Fransa, Yemen ve İtalya; 2018 yılında en çok ihracat yaptığımız ilk 10 ülkeyi oluşturuyor.
Dış pazarda 'Türk Malı' inşaat malzemelerine çok güveniliyor. Türkiye inşaat malzemeleri sanayicileri olarak Batı’nın standartlarıyla üretip Doğu’nun fiyatlarıyla rekabet ediyoruz. 2018 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı içinde inşaat malzemeleri sektörünün payı yüzde 12,7’ye ulaştı ve ihracatımız 21 milyar dolar seviyesini aştı."
"Özel sektör dayanıklılık kazandı"
TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin ise Brexit'in çok enteresan bir noktaya gittiğini belirterek, "Hem İngiliz yetkililer hem AB tarafından gelen sinyaller şuna işaret ediyor; yüzde 50'nin üzerinde bir olasılıkla Brexit'in 6 ay daha ertelenmesi ihtimaline doğru bir senaryoya gidiyoruz. Mart ayı sonuna kadar bir erteleme daha gelecek gibi." diye konuştu.
Türkiye'nin güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu vurgulayan Alkin, "Son 7 yıl içerisinde Türkiye aslında özel sektör bazlı çok enteresan bir dayanıklılık ve beceri kazandı. Tarihte hiç görmediğimiz bir reel sektör krizi yaşıyoruz. Türk özel sektörümüz bu krizin içerisinden de yine kendine özgü çözümleriyle çıkacaktır." yorumunu yaptı.
"Dünya ekonomisinde bir yavaşlama var"
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, dünya ve Türkiye ekonomisine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, "Ticaret savaşları, Brexit, jeopolitik riskler gibi konular dünya ekonomisinde bir yavaşlama, dünya ticaretinde bir küçülme olarak karşımıza çıktı. Muhtemelen bu önümüzdeki yıla da sirayet edecek. Fakat burada yine çok da öngörülmeyen dünya ekonomisinde genişletici bir para politikası uygulanması yeniden gündeme geldi." ifadelerini kullandı.
Gürlesel, küresel finansal sistemin yumuşadığına işaret ederek, bunun; Türkiye açısından da pozitif bir yumuşama olduğunu anlattı.
Comments
No comment yet.