Türk çimento sanayisinin toplumsal ve çevresel değerlere bağlı çalışma anlayışını destekleyen faaliyetler yürüten TÇMB, Dünya Çevre Günü’nde yaptığı açıklamada; çimento sanayisinin mevzuatla belirlenen tüm çevresel sorumluluklarını yerine getirerek üretimine devam ederken, birçok gönüllü uygulama ile ülkemizin çevre yönetim sisteminin önemli bir paydaşı olduğunu vurguladı.
Atıkları Alternatif Hammadde ve Yakıt Olarak Kullanıyoruz
Konuyla ilgili yaptığı açıklamada TÇMB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “Çimento üretim sürecinde; belirli kriterlere uygun olan endüstriyel ve evsel atıkları, alternatif hammadde veya alternatif yakıt olarak değere dönüştüren çimento sanayisi olarak ülkemizin atık yönetiminde profesyonel çözüm ortağıyız. Tüm çalışmalarımızı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınan izin ve lisanslar kapsamında yürütmekteyiz” dedi.
Çimento hammaddesi olan doğal kireç taşı, marn ve kil gibi bileşenleri içeren belirli atıkların, alternatif hammadde olarak kullanıldığını belirten Saka, “Maden atıkları, termik santrallardan çıkan uçucu küller, vitrifiye atıkları, ısıl işlem atıkları ve inşaat atıkları bunlara örnek olarak verilebilir. Enerji değeri olan belirli atıklar ise çimento fabrikalarına enerji sağlayan kömür ve petrol koku gibi yakıtlara alternatif olarak kullanılır. Ahşap, tekstil, plastik gibi bileşenleri içeren evsel veya endüstriyel atıklardan üretilen yakıtlar, atık yağlar, ömrünü tamamlamış araç lastikleri ve farklı türlerde uygun kalorifik değere sahip arıtma çamurları bu atıklara örnek olarak verilebilir. Ancak, nükleer atıklar, bulaşıcı tıbbi atıklar, bataryaların tümü ve işlemden geçmemiş karışık belediye atıkları gibi alternatif yakıtların çimento sanayinde geri kazanımı mümkün değildir” şeklinde konuştu.
Türk Çimento Sanayisi Atık Yönetimine Desteğini Sürdürüyor
2006 yılında başlayan ilk çalışmaları takiben, Türk çimento sanayisi ülkemizin atık yönetim sistemine desteğini her yıl daha da artırarak sürdürdü. Son dönemlerde yaşanan ekonomik koşullara bağlı olarak çimento üretiminin azalmasına rağmen, çimento sanayisi daha fazla atığı değere dönüştürdü. 2019 yılında 2016 yılına göre çimento üretimi %25 azaldı. Bununla birlikte, 2016 ile 2019 yılları arasında sektör alternatif hammadde kullanımını 1,2 milyon tondan 1,7 milyon tona çıkarak % 40 artırdı. Benzer şekilde, 2016 ile 2019 yılları arasında çimento fabrikaları alternatif yakıt kullanımını 656 bin tondan 919 bin tona çıkararak %40 artırdı.
Sadece 2019 yılında enerjiye dönüştürülen yaklaşık 919 bin ton atık ile yaklaşık 600 bin ton ithal yakıt tasarrufu sağlandı, bu sayede yaklaşık 35 Milyon Dolar döviz ülkemizde kaldı.
Çimento sektörünün atıkları değere dönüştürmesi ile ülkemize pek çok çevresel ve ekonomik fayda sağlanır. Öncelikle; kireçtaşı, marn, kil gibi doğal hammaddeler ile kömür ve petrol koku gibi birincil fosil yakıtlar daha az kullanılır, orijinal hammaddenin alındığı doğal kaynaklardan tasarruf yapılmış olur. Atıklardan enerji elde edilmesi ile ülkemizin yurtdışından ithal ettiği yakıt miktarında tasarruf sağlanır ve cari açığın azaltılmasına katkı sağlanır. Tonlarca atığın düzenli ve düzensiz depolama tesislerine gömülmesi ve depolama sahalarının dolması önlenir. Atıkların kullanımı ile sera gazlarından da tasarruf sağlanmaktadır.
Dr. Tamer Saka, “Türk çimento sanayisi, alternatif yakıt kullanımı ile kullandığı enerjinin %7’sini atıklar ile ikame etmektedir. Bu oran Avrupa Birliği’nde %44 seviyesindedir. Ülkemizde, alternatif yakıt oranını Avrupa ve Dünya’da olduğu gibi yüksek ortalamaya çıkarabilmek ve çevresel kazanımlar elde etmek mümkündür. Bu noktada, belediye atıklarından (çöp) üretilecek alternatif yakıtların kullanımı anahtar role sahiptir. Sanayimiz; belediye atıklarından alternatif yakıt üreterek fabrikalarda kullanılmaya ilişkin şu modeli benimsemiştir: Belediyeler veya yatırımcılar, alternatif yakıt üretmek üzere çöp işleme tesislerini (ayrıştırma/kurutma/ek yakıt hazırlama) kurar. Çimento fabrikaları üretilen bu ek yakıtları satın alır. Böylelikle depolanması gereken atıklar alternatif yakıt olarak değere dönüşür. Belediyeler, düzenli depolama hacminden tasarruf ettiği harcamaları atık işleme tesislerine katkı bedeli olarak öder, böylelikle ilave kamu desteği gerekmez. Sözleşmeler uzun vadeli yapılır” dedi.
OECD tarafından Dünya ülkeleri arasında yapılan sıralamada, Türkiye, belediye atıklarının yerin altına gömülme oranın en yüksek olduğu (yani geri dönüşümün en düşük olduğu) ülkeler arasındadır. Dünyadaki mevcut tecrübelere göre, Cumhurbaşkanımızın Eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde başlatılan ve tüm ülkemizde benimsenen Sıfır Atık Uygulamaları kapsamında önerilen iş modeli ile birçok çevresel fayda elde edilecektir:
• 33 milyon ton/yıl çöp modern tesislerde ayrıştırılıp biyolojik kurutmaya tabii tutularak ek yakıt elde edilecek, çöp depolama hacmi %50 - %80 azaltılabilecek.
• Geri dönüşüm tesislerinde değerlendirilebilecek türden atıkların hepsi geri kazanılacak.
• Belediyenin depolama tesisi işletme maliyetleri azalacak
• Küresel ısınmaya neden olan deponi alanı gazları azaltılacak
Comments
No comment yet.