Nobel barış ödülüne layık görülen Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü üyelerinden Hüseyin el-Abbasi’nin, ödül törenin ardından CNN televizyonuna yaptığı açıklamada Türkiye ve Katar’ı teröre destekle suçlamaya kalkışması, Tunuslu siyasiler tarafından “skandal” olarak nitelendirdi.
Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü üyelerinden Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) Başkanı Abbasi’nin, Norveç’in başkenti Oslo’da yapılan ödül törenin ardından CNN televizyonunda sarfettiği sözleri AA muhabirine değerlendiren Vasatiye Forumu Başkanı Selim Hakimi, "Abbasi'nin açıklamaları İşçi Sendikası’nın bir başka skandalıdır. Abbasi ne dediğini bilmiyor, kendisine bunu telkin edenlerin sözlerini tekrar ediyor" dedi.
Hakimi, Türkiye ve Katar’ı teröre destek vermekle itham etmeye kalkışan Abbasi ve ekibinin geçmişte İslami Hareketi ve Nahda Hareketi’ni de terörle suçladıklarını hatırlatarak, “Yirmi yıl sonra İslami Hareket’in terörle ilişkisinin olmadığı, teröre karşı en güçlü duruşun yine İslami Hareket’ten geldiği belli oldu. Terörü bizzat devletin yaptığı ortaya çıktı" diye konuştu.
Abbasi’nin, CNN sunucusunun “Türkiye ve Katar’ın temsilcileri burada değil. Zaten bu iddiaları yalanlamışlardı” sözleriyle kestiği konuşmasını değerlendiren Ulusal İnşa Partisi Genel Sekreteri Riyad Şuaybi de sarf edilen sözleri “sorumsuzca” şeklinde nitelendirdi. Şuaybi, konumu ne olursa olsun hiç kimsenin Tunus’un dış ilişkileri ve çıkarlarını etkileyecek açıklamalar yapmaya hakkı olmadığını vurguladı.
Sendika, iş bırakma eylemlerine destek veriyordu
Öte yandan Nobel ödül töreninde etkinlikle hiçbir ilgisi olmayan açıklamalar yapan Abbasi’nin sözleri ve törende hazır bulunan diğer üyelerin de tepkisiz kalması, Tunus’ta “çoğulcu demokrasi için gösterdikleri çabalardan ötürü” ödüle layık görülen Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’ne ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
Siyasi analist Habib Buacile, devrik lider Zeynelabidin Bin Ali'nin ülkeden ayrılmasının ardından Ekim 2011'de yapılan Kurucu Meclis seçimlerinde Nahda Hareketi'nin birinci çıkmasının, eski rejimden nemalananları ve derin devlet yanlılarını endişelendirdiğini dile getirdi. Aralık 2011'de göreve başlayan Nahda Hareketi liderliğindeki Troyka hükümetlerine karşı baskıların başladığını hatırlatan Buacile "Tunus Genel İşçi Sendikası Troyka hükümetini düşürmek için yapılan grevlere, iş bırakma eylemlerine ve diğer gösterilere destek veriyordu" dedi.
Diyaloğun asıl sahipleri el-Gannuşi ve es-Sibsi'dir
Suikastler ve terör saldırılarının ardından tırmanan gerilimin düşürülmesi hedefiyle başlatılan diyalog sürecinin asıl sahiplerinin Nahda Hareketi Başkanı Raşid el-Gannuşi ile dönemin Nida Tunus Partisi Başkanı, şu anki Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi olduğunu savunan Buacile, Tunus Diyalog Dörtlüsü'nün aslında söz konusu diyalog sürecinde belirleyici bir rolü bulunmadığını, Dörtlü’nün rolünün, taraflar arasındaki müzakerelere destek vermekten ibaret olduğunu kaydetti.
Birleşik Arap Emirlikleri desteğiyle darbe hazırlığı
Araştırmacı yazar Beşir el-Cüveyni de UTICA liderlerinin, hükümet üzerinde baskı kurmayı hedefleyen grev ve protestolara fiili destek verdiğini hatırlattı. Tunus’ta, Mısır’daki senaryoya benzer biçimde, Birleşik Arap Emirlikleri ve bazı Körfez ülkelerinin desteğiyle darbe planları hazırlandığını savunan Cüveyni, “Ya ulusal diyalog başlayacaktı ya da Mısır senaryosundaki darbe gelecekti. Darbe planı hazırdı, özellikle dış mihraklar, örneğin Birleşik Arap Emirlikleri ve Körfez ülkeleri bunu gerçekleştirmek için destek verdiler” diye konuştu.
“İşler eski haline dönecek”
Son olarak Londra merkezli Middle East Eye adlı haber sitesi Tunuslu bir yetkiiye dayandırdığı haberinde, BAE’nin, Tunus’taki mevcut yönetimin Abu Dabi’nin çıkarlarına hizmet etmediği görüşünde olduğunu ve ülkeyi istikrarsızlaştırma çabası içinde bulunduğunu bildirdi. Aynı sitede yine üst düzey Tunuslu bir yetkiliye dayandırılan haberde de BAE Genelkurmay Başkanı Hamad Muhammed Sani el-Rumeysi’nin, 9 Aralık’ta Dubai’de bir araya geldiği Cezayirli mevkidaşı Ahmed Gaid Salih'e, ABD’nin, 2011’deki devrimin ardından Tunus’un demokratikleşme sürecine verdiği desteğe atfen “Çok yakında, 'Obama deneyi'ni kalıcı bir biçimde halledeceğiz ve işler eski haline dönecek" sözlerine yer verildi.
Comments
No comment yet.