Ege Ekonomik Forumu’nun ilk gününün son paneli ‘Yarının Dünyasında Ege Kentleri ve Yaşam Alanları’ydı. Forum İstanbul Başkanı Haluk Sur’un moderatörlüğünü yaptığı panelde; INDER Başkanı Nazmi Durbakayım, Kentsel Strateji Kurucu Ortağı A. Faruk Göksu, Urban Green Global Kurucusu Sidney Rasekh ve GYODER Başkanı Feyzullah Yetgin konuşmacılar arasındaydı.
“İzmir’in kaderinde kültür ve ticaret kenti olmak var”
Oturum öncesinde salona hitap eden Sur, Ege’nin tarihsel anlamda ticaretle hep yakın bir ilişki içerisinde olduğuna dair şunları söyledi, “Bu coğrafya Lidyalıların yerleşik takas kültüründen, parayı icat ettiğine sahne olan bir coğrafya. Bir kıyı kenti olarak hem konumuyla hem limanlarıyla, yüzyıllardan beri kaderinde kültür ve ticaret merkezi olmak var.”
Daha sonra söz alan Kentsel Strateji şirketinin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi Faruk Göksu:
“Bir şehir plancısı olarak bu bölgenin çok bereketli bir coğrafya olduğunu söyleyebilirim. Bu coğrafyayla ilgili bildiklerimizi yeniden keşfetmek, ıskaladıklarımızı fark etmek adına gençlerle bir araya gelip kentlerin geleceğinde kuram ve kurgunun önemini konuştuk. Benzer iki kenti bu bağlamda birbiriyle kıyasladık. İzmir, Akdeniz havzasının doğu kenti, Barcelona ise batıda. Küresel bakış çerçevesinde birbirine benzer iki kentin deneyimini transfer ederek karşılaştırdığımızda, iki şehrin de kıyı ve liman kenti aynı zamanda da bir kültür kenti olduğunu görüyoruz. Ancak Barcelona’nın geleceğini bilgi ve inovasyon kenti olarak kurguladığını görüyoruz aynı zamanda bulunduğu bölgenin lider kenti. İzmir’in kendi misyonunu gerçekleştirmesi gerekiyor, gençleri kent merkezlerine nasıl taşırız bunu düşünmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
“İzmir’in kendi gücünü bulup ortaya çıkarması gerekiyor”
Bir diğer konuşmacı olan, Green Global Kurucusu, uluslarası şehir planlamacı ve Mimar Sidney Rasekh ise kürsüye yaklaşırken cebinden çıkardığı cep telefonunu göstererek, “Telefonum Çin yapımı, kullanılan hemen hemen her parça Çin’deki kaynaklarla üretiliyor ancak Amerikan malı. Tüm gün boyunca kiminle konuştuğumu, hangi fotoğrafı beğendiğimi biliyor ve tüm bu bilgiyi kaydediyor. Dünya’da da bilgi kontrolü ne sahip iki büyük ülke var, bunlar ABD ve Çin. Direnebilirim ancak eninde sonunda bununla yaşamak ve uyum sağlamak zorundayım diyerek sözlerine giriş yaptı. İngilizce konuşan ABD’li mimar için konuklara özel simültane çeviri yapıldı.
Rasekh, “Yakın zamanda sürekli olarak Endüstri 4.0’dan bahsediyoruz artık gayrimenkul 4.0 da gerçekleşiyor. Yapay zekâlar, gelecekte mimarlık ve benzeri meslekleri ortadan kaldırabilecek kadar öğrenme ve taklit üzerine geliştiriliyorlar. Akıllı evlerden bahsediyoruz, artık akıllı şehirlerden de konuşmalıyız diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2011 seçim vaatlerinden biri olan ‘Ekolojik Yeni İstanbul’ adlı projenin detaylarını küçük bir sunumla anlattı. 40 bin hektar büyüklüğündeki arazi üzerinde inşa edilecek yeni şehrin konsepti ekolojik çevre dostu olarak belirlendi. Karadeniz kıyısındaki eski maden ve taş ocağı alanlarını geri kazanarak 1 milyon kişinin barınacağı sürdürülebilir ve ekolojik bir kent oluşturmanın amaçlandığı projede, Sarıyer, Çatalca ve Eyüp ilçelerine bağlı 10 köyü kapsayan yeni şehirde, 400 bin kişilik istihdam oluşturulması hedefleniyor. İstanbul'un Pekin, Londra'ya ve Moskova'dan Kahire'ye doğru oluşmuş bir eksen merkezinde bulunduğu göz önüne alınarak tasarlanan şehir sayesinde, bu ekonomik fırsattan faydalanarak uluslararası iş alanları ve ticaretin yer alabildiği bir odak noktası haline getirilmesi amaçlanıyor. Rekabetin şehirler ve ülkeler için oldukça faydalı olduğu söyleyen Rasekh, “İzmir’in kendi gücünü bulup, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerle rekabet halinde olması gerekiyor. Bu faydalı bir rekabet, İstanbul veya Ankara olmadan, onlara benzemeden kendi gücüyle var olabilmeli İzmir.” diye konuştu.
Son olarak bir Mustafa Kemal Atatürk hayranı olduğundan bahseden ABD’li mimar, Atatürk’ün “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir.” sözlerini söyledi ve o yıllarda böyle bir cümle kurabilmenin gerçekten çok büyük bir vizyonun göstergesi olduğunu ekleyerek konuşmasını sonlandırdı.
“Şehirler de insanlar gibi canlı ve organiktir”
Son olarak konuşmasını yapmak üzerede kürsüde yer alan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Feyzullah Yetgin, 1999 yılında kurulan GYODER’in 20. Seneye girmek üzere olduğunu hatırlattı. O günden bu güne gayrimenkul sektörünün kurumsallaşması için çalıştıklarını anlatan Yetgin, son dönemde gayrimenkul alımında yaşanan talep azlığına ve stok birikmesine değinerek, “Dalgalanmalar olsa da bu süreci kamu ve özel sektörün işbirliği ve özverisiyle aşacağız” dedi. “İzmir’de son yıllarda ciddi oranda bir iç göç olduğunu belirten Göksu, “Ege kültürel ve tarihi yapısıyla bu göçü almaya müsait bir bölge, ancak şehirler de tıpkı insanlar gibi canlı ve organiktirler, yani doğar, büyür ve ölürler. Kentsel dönüşümle günümüzün sorunlarını çözerken uzun vadede şehirlerimizi de planlamalıyız. “ diyerek Winston Churchill’in ““Biz binaları biçimlendiriyoruz sonra onlarda bizi biçimlendiriyor.” sözünü hatırlatarak oturumu sonlandırdı.
Merve Totaş
Comments
No comment yet.