Risk danışmanlığı şirketi Verisk Maplecoft’un araştırmasına göre 2020 yılında 34 ülkede doğal kaynakların millileştirilmesinde ciddi bir artış yaşandı. Kuruluş, koronavirüs pandemisinin, emtiaya devlet müdahalesi yönündeki mevcut trendi tırmandırdığını savunuyor.
Dünya gazetesinden Evrim Küçük’ün haberine göre, küresel ekonomide 1960’larda ve 1970’lerde izlenen millileştirme eğilimi doğal kaynaklar sektörüne geri dönüyor. Son birkaç yıldır gelişmekte olan ülkelerde ideolojik ya da siyasi nedenlerle artan kaynak milliyetçiliği COVID-19’un ekonomi üzerindeki etkisiyle ciddi bir şekilde tırmanıyor. Metal ve enerji gelirlerinin bütçede önemli paya sahip olduğu Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde devletin emtia geliri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma iştahı kabarıyor. Bu eğilimin gelecek yıllarda giderek artması bekleniyor.
Yeni bir çalışma, kaynak milliyetçiliğinin geçen yıl 30’dan fazla ülkede yükseldiğini ve bu ülkelerin önemli bölümünün dünyanın önemli mineral ve hidrokarbon üreticileri olduğunu ortaya koyuyor. Risk danışmanlığı şirketi Verisk Maplecroft’un raporu, 34 ülkede kaynak milliyetçiliğinin yükselişte olduğunu, COVID-19’un ekonomik etkisinin kaynaklar sektörüne hükümet müdahalesi eğilimini şiddetlendirdiğini gösteriyor.
Birçok ülke vergileri artırmak, yeni düzenlemeler, hisse alımı gibi yöntemlerle emtia üreticisi şirketler ve madenler üzerinde kontrolünü artırıyor. Şirket’in Doğal Kaynaklar Millileştirme Endeksi’nin ilk 10’unda Venezuela, Demokratik Kongo, Rusya, Zambiya, Zimbabve, Kazakistan, Kuzey Kore, Tanzanya, Bolivya ve Papua Yeni Gine yer aldı. Meksika, Gana, Mali, Kolombiya, Şili ve Kanada da milliyetçiliğin arttığı ülkelerden.
Brezilya ve Peru’da 2019 sonundan bu yana benzer eğilimler gözleniyor. 2020 yılında doğal kaynak millileştirilmesi yapılan 34 ülkenin 18’i, ihracatta minerallere ve hidrokarbonlara bağımlı ülkeler olarak belirlendi. Verisk Maplecroft, birçok ülkenin salgın sırasında yaşadığı ekonomik kayıplarını emtia endüstrisiyle kapatmaya çalıştığını belirtiyor.
Başlıca bakır ve demir cevheri üreticilerinden bazıları da dahil olmak üzere Afrika ve Latin Amerika’daki madencilik şirketleri kaynak milliyetçiliği akımında başı çekiyor. Pandeminin tetiklediği ekonomik yavaşlama sırasında devletlerin gelir kaybını telafi etmek ve iç piyasada fiyatları kontrol altına almak amacıyla doğal kaynak şirketlerine yaptıkları müdahalelerin gelecek yıllarda artabileceği uyarısı da yapılıyor. Millileştirme hamlelerinin önümüzdeki yıllarda artacağını öngören kuruluş, yeni tedbirlerin yükünü madencilik sektörünün üstleneceğini belirtirken, Afrika ve Güney Amerika’da bulunan dünyanın bazı büyük bakır ve demir cevheri üreticilerinin başı çekeceğini belirtiyor.
Bazen ideolojik, bazen de yapısal sorunlardan kaynaklanıyor
Latin Amerika’da, kaynak milliyetçiliğinin arkasında iki faktör bulunuyor. Örneğin Meksika ve Arjantin’de ideoloji ana itici güçken, Kolombiya ve Şili’de madencilik projelerine ev sahipliği yapanlar ve sivil toplum örgütlerinden gelen baskılar etkili oluyor. Afrika’daki milliyetçiliğin ardında ise farklı motivasyonlar bulunuyor. Örneğin, Liberya ve Moritanya’da görülen müdahalecilik, milliyetçi duygulardan değil, yapısal yönetişim eksikliklerinden kaynaklanıyor. Mali’de, geçiş hükümetinin politik endişeleri sorun olurken, Gine’de boksitten elde edilen geliri en üst düzeye çıkarma arzusuyla mevcut sözleşmeler gözden geçiriliyor.
Emtia rallisi bu akımı destekliyor
Emtia fiyatlarında yaşanan ralli de bu akımı besliyor. Bakır fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyelerine yakın seyrediyor, tarım ürünlerinin fiyatlarında artış yaşanıyor ve petrol fiyatları salgın öncesi seviyelere geri dönüyor.
Koronavirüs kısıtlamalarının gevşemesiyle, büyük teşviklerle desteklenen ekonomilerden gelen talebin artacağı beklentisi hammadde fiyatlarını yukarı itiyor. Emtia üreticisi ülkelerde hükümetler, yıllarca devam etmesi beklenen talep artışından avantaj elde etmek istiyor.
Comments
No comment yet.