Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi’nin konuğu olan Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, deniz ticareti ve turizme yönelik gazetecilerin sorularını yanıtladı. EMD’nin basın toplantıları serisinin 7’cisine konuk olan Başkan Öztürk, yat ve tekne turlarındaki yasağın kaldırılması için harekete geçtiklerini belirtti.
TEKNELERE, OTELLERE BENZER REHBER
Mavi yolculuk veya Mavi Tur denilen turizm seçeneğini öne çıkarmak gerektiğini vurgulayan Başkan Yusuf Öztürk, “Bu turizm çeşidinde 2 veya 3 aileneni tatilini yapabileceği bir mekanizmadır. Hem fiyat hem sağlık açısından mavu tur en cazip tatil imkanlarının başında gelmekte” dedi. Didim ve Kuşadası marinalarında günlük tur yapan teknelerin de iş yapamaz hale geldiğini kaydeden Öztürk, “Çünkü bu teknelerin ruhsatlarında ‘ticari’ ibaresi geçiyor. Deniz Ticaret Odası olarak Türkiye Seyahat Acenteleri Birlği’nin (TÜRSAB) otellerin açılmasına yönelik hazırladığı ve hijyer kurallarını içeren ve Deniz turizmini ilgilendiren bir rehber hazırlıyoruz” diye konuştu.
4 BİN 500 TEKNE ÇALIŞAMIYOR
Ülke genelinde 4 bin 500 civarında ‘mavi yolculuk’ ve ‘tur’ teknesi bulunduğunu sözlerine ekleyen Öztürk, “Bunların da ticari yaşama dönmesi gerekiyor. Tur teknelerinde alınacak önmeler, sefer öncesi, sefer sırasında ve sefer sonrası için alınacak önlemler bu rehberde yer alacak. TÜRSAB’ın yaptığı çalışmanın bir benzeri olacak. Fakat bunu iyi tanıtmamız gerekir ki insanlar rahat rahat katılabilsinler” ifadelerini kullandı.
KRUVAZİYERLER EN AZ 1 YIL YOK
Koronavirüs salgını sürecinde kruvaziyer gemilerin durumunu da değerlendiren DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk şunları söyledi: “Pandemi öncesinde kruvaziyer turizmi çok popülerdi. Bu dev gemilerle yapılan turizm, dünyada bir yılda 27 milyon kişinin seyahat ettiği 35 milyar dolarlık bir pazardı. Türkiye’nin limanlarıyla bundan pay almaması kabul edilemez. Pandemi öncesinde sadece 5 gemi Kuşadası’na gelmişti ama pandemi sonrasında tüm kruvaziyer şirketleri, gemilerini bağlayacak yer aradılar. Yolcular uzun süre gemiden inemediler. Kruvaziyer belirli bir süre için önemini yitirdi. İnsanlar kitlesel turizminden korkar hale gelmeye ve bunun doğru olmadığını düşünüyor. Biz de İzmir olarak bundan payımızı aldık. Önümüzdeki yıllarda tekrar kruvaziyer hatları dünya çevresinde dolaşacaklardır. Ama Türkiye’ye gelişleri 2021 yılından itibaren olacaktır.
“FIRSATA ÇEVİRMELİYİZ”
Herşeyin değişeceği bir ortamda bizim de değişmemiz gerek. Bu dönemde önümüzdeki günlerde lojistik merkezlerimizi ayağa kaldırmamız, kombine taşımacılğıı irdeleyip deniz, hava ve kara taşımacığlıın tek bir çatı altında toplamalı; hem maliyetleri azaltma hem de bürokratik süreçleri kolaylaştırmak için çalışmalıyız. Eğer bunu yaparsak deniz ticaretinde 47. Sırada olan Türkiye’yi daha da üst sıralara çıkarırız. Çünkü yatırımcı bir firma bu endekse bakarak harekete geçiyor ki, ürettiğini ihraç etme konusunda sıkıntı yaşamasın. Bu süreçte biz de bu konuyu iyi değerlendirip bunu fırsata çevirmenin yollarını bulmalıyız.
EN UYGUN YER: PASAPORT
Deniz Turizmiyle ilgili ‘Hayat Denize Sığar’ deniyor ama İzmir’de yat limanı eksikliği bulunuyor. Pasaport limanı ve önündeki Konak Pier bölgesine küçük yatırımlar ve yüzer iskeleler ile çok güzel marina inşa edilebilir. İzmir içine bir yat projesi yapılacaksa en uygun yer Pasaport rıhtımıdır. Zaten orası eski limandır. Yat turizmi, diğer kitlesel turizme göre daha izole bir turizm çeşidi olduğu için bana göre daha ön plana çıkacak. Bunun için tanıtım faaliyetleri de önemli.
“ADALAR İLE TURİZM YAKINDA BAŞLAR”
Yunan tarafından adaların 1 Temmuz’da turizme açılacağı söyleniyor. Yunanistan kendi adaları ile iç turizme yönelik taşımacılığa yarın başlıyor ama bunu da belirli kurallar çerçevesinde yapacak. Türkiye tarafında ise Bodrum-Kos arasındaki taşımacılığa 15 Haziran’da başlanabileceği yönünde bir hava var. Sakız ile Çeşme arasındaki taşımacılğın ne zaman başlayacağı ise belirsiz. Fakat kısa sürede adalar ile Türkiye arasında da turizm seferlerinin başlayacağını düşünüyorum.
“İKİ TARAFI BULUŞTURUYORUZ”
EMD İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan ise, koronavirüs salgını nedeniyle basın çalışanlarının da kurallara uyduğunu ve çoğunlukla evlerinden çalıştıklarını söyledi. Başkan Demircan, “Biz de dernek yönetimi olarak kentimizdeki önemli kurumların yöneticilerini video konferans yöntemiyle gazeteci arkadaşlarımızla biraraya getiriyoruz. İki tarafı buluşturduğumuz bu toplantılarda başkanlar güncel gelişmeleri aktarma fırsatı bulurken, gazeteciler de akıllarındaki soruları yönelterek haberlerini yapabiliyor. DTO İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk de, bu toplantı serimizin 7’nci konuğu olarak sorularımızı yanıtladı” dedi.
Comments
No comment yet.