Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Başkanı Yavuz Işık, Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 32 yıldır faaliyet gösterdiklerini söyledi. Işık, “Birlik olarak Kalite Güvence Sistemini (KGS) geliştirdik ve KGS denetiminden geçmeyen şirketleri üye olarak kabul etmiyoruz. Ülkemizde hazır beton sektörünün en önemli sorunu bir kısım üreticinin denetim dışı, kalitesiz üretim yapmasıdır. THBB olarak önceliğimiz bu üreticilerle ilgili bütün kesimleri ve halkımızı bilgilendirmek, THBB Kalite Güvence Sisteminin (KGS) önemini anlatmak ve ülkemizde kullanılan betonun tamamının kaliteli üretilmesi için çalışmaktır” dedi.
DÜNYA gazetesi ile ortaklaşa düzenlenen toplantıda konuşan Işık, KGS’ye dâhil olan firmaların yılda altı kez denetlendiğine dikkat çekerken kaliteli hazır betonun olası bir depremde birçok hayat kurtaracağını söyledi. Türkiye’deki betonların yüzde 65’inin THBB üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretildiğini kaydeden Işık, bütün beton üreticilerinin KGS standartlarına uymasının güvenli yapılaşma açısından kaçınılmaz olduğunu ifade etti. ELAZIĞ’DA YIKILAN EVLERDE EL YAPIMI BETON KULLANILMIŞ Türkiye’yi büyük üzüntüye boğan Elâzığ Depremi’ne de değinen Işık, “Yıkılan veya ağır hasar gören yapılar incelendiğinde yıkım nedenleri arasında kısaca ‘elle üretilmiş beton’ olarak adlandırılan şantiye ortamında ilkel yöntemlerle üretilmiş düşük dayanımlı beton kullanıldığı görünüyor. Karot numune sonuçları, bu binalardaki beton sınıflarının C6 ile C12 arasında değişmekte olduğunu gösteriyor. Hâlbuki yapılar eski bile olsa 1975’te yayımlanmış Deprem Yönetmeliğine göre Elâzığ’da en az C18, 1998 tarihli Deprem Yönetmeliği’ne göre ise en az C20 sınıfı beton kullanılmış olması gerekiyordu” bilgisini verdi.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDELERİNDEN BİRİ
Betonun dünyada kullanılan en yaygın yapı malzemesi olduğuna değinen Işık, birliklerinin 2016 yılının sonunda kurulan Beton Sürdürebilirlik Konseyi’ne (CSC) üye olduklarını 2017 yılında da konseyin ‘Bölgesel Sistem Operatörü’ olmaya hak kazandıklarını söyledi. Işık, KGS’nin konseyin ‘Belgelendirme Kuruluşu’ olduğuna dikkat çekerek, “Konsey, beton sektörü, çimento ve agrega gibi beton bileşenleri için bütün dünyada kabul gören bir ürün ‘Belgelendirme Sistemi’ getirmektedir” diye konuştu. Işık’tan sonra söz alan temsilciler şunları söyledi:
BELGELİ VE BELGESİZ BETON AYNI TERAZİDE TARTILMASIN
Danış Beton Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Danış, Türkiye’de belirli standartlara uygun üretim yapan firmalarla bu standartlara uymayan firmalar arasında bir denetim problemi olduğunu kaydederek, “Kamu ve özel tüm inşaatlarda KGS denetiminden geçmiş betonların kullanımının şart olması gerekir. KGS sisteminde belgelendirilen firmalar yılda 6 sefer denetleniyor. KGS belgesi alan firmaların standart dışı üretim yapması mümkün değil. Bizim sıkıntımız ise belgeli ve belgesiz betonların aynı terazide değerlendirilmesi” dedi.
MERDİVEN ALTI İŞLETMELER REKABETİ AŞAĞIYA ÇEKİYOR
Kar Beton Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Üçüncü, beton konusunda kayıtdışı olan ve KGS standartlarına uymayan firmalarla bu standartlara uyan firmalar arasında bir dengenin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Üçüncü, “KGS mutlaka devlet tarafından sisteme dâhil edilmeli. Özellikle merdiven altı işletmeler piyasada rekabet edilebilirliği oldukça düşük seviyelere indiriyor. Bu durum hem insan hayatını riske ederken hem de kaliteli üretim yapan firmaların karlılıklarını düşürüyor” değerlendirmesinde bulundu.
SEKTÖRE GİRİŞ KOLAY OLMAMALI STANDARTLAR ARTIRILMALI
Batı Beton İcra Kurulu Üyesi Kamil Grebene, sektörde birçok oyuncunun faaliyet göstermesinin rekabet açısından da bazı sorunları ortaya çıkardığına işaret ederek şunları kaydetti: “Bu bağlamda fiyatlar oldukça aşağılara düşebiliyor. Ticari anlamda ciddi sorunlar var. Sektöre giriş çok kolay, buradaki standartların artırılması gerekiyor. Öte yandan sektördeki negatif algılardan birisi de betonlaşma olarak görülüyor. Biz sektörden gelen taleplere göre beton alanında ilerlemeler kaydediyoruz.”
İSTANBUL’DA YIKILMASI GEREKEN BİNLERCE BİNA BULUNUYOR
Betoçim Beton’un sahibi Abdürrahim Eksik, 1975-1998 yılları arasında İstanbul’da çok fazla kalitesiz yapı olduğuna işaret ederek, “Bu dönemde binalarla ilgili yapılan bir araştırma, binaların yüzde 75’nin sağlam olmadığı ve yüzde 25’inin de yıkılması gerektiğini söylüyor. Sonrasında yapılan değişiklilerle birlikte 2000 yılından sonra yapılan yeni binalar daha sağlıklı oldu. Nitelikli ve dayanıklı binalarla ilgili KGS standartlarına uymayan kurumların beton üretmesi bile sorunlu olabilir” dedi.
BETON DENETİMLERİ DEVLET ELİYLE YAPILMALI
Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay, KGS ile ilgili denetimlerin devletin bünyesinde yapılarak yaptırım gücünün sektördeki bütün paydaşları kapsaması gerektiğine değindi. Onulay, “Bu tarz denetimlerin devlet eliyle yapılması önemli. 1988 öncesi betonlar elle dökülüyordu. Bugün yıkıcı etkilerdeki depremlerde kayıplar, elle dökülen betonlardaki binalardan kaynaklanıyor. Kalite sistemine uygun olmayan, kalite sistemine uymayan betonların bugün ciddi bir risk oluşturduğunu görüyoruz. Üretim sistemleri açısından baktığımızda bununla ilgili çözümler mevcut. Kıstas teknolojiden ziyade kalitenin kontrol edilebilmesinden kaynaklı olmalı” diye konuştu.
NİTELİKLİ PERSONEL SORUNU KALİTE KADAR ÖNEM TAŞIYOR
Özgüven Beton Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özgüven de toplantıda nitelikli personel bulma konusunda sorun yaşadıklarını gündeme getirdi. Özgüven “Sektörde oyuncuların fazla olması nitelikli eleman konusunda ciddi sorunların yaşanmasına neden oluyor. Aradığımız nitelikli personeli bulamıyoruz. Bizim sadece kaliteli beton üretmemiz yeterli değil” dedi.
TÜRKİYE’DE KARAYOLLARI ASFALTTAN BETONA ÇEVRİLMELİ
Nuh Beton Genel Müdürü Onurhan Kiçki, sektör olarak beton yollarla ilgili bir çalışma yaptıklarına işaret ederek şunları söyledi: “Yerli kaynakların kullanılarak yollarımızın asfalttan betona çevrilmesini istiyoruz. Bu yönde çalışmalarımız var. Beton yollar Avrupa ve Amerika’da uzun yıllardır kullanılıyor. Avrupa’da yolların yüzde 40’ı, ABD’de ise yüzde 30’u betondan oluşuyor. Yerli sermaye ile yapılan beton yollar ekonomiyi canlandırma açısından önemli bir yere sahip. Ayrıca beton yollar asfalt yollara göre iki kat daha uzun ömürlü. Maliyet olarak asfalttan biraz daha pahalı ancak uzun dönemde kendi yatırımını amorti edebiliyor. Diğer taraftan beton yolların aydınlatma maliyeti az ve fren mesafesi ise daha kısa, bu sebeplerle yerli beton asfalta göre daha cazip… Biz bu konu ile ilgili teknik şartnameyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunduk.”
Comments
No comment yet.