Ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak inşa edilmiş binaları kayıt altına alarak, vatandaşı devletle uzlaştıran İmar Barışı’nda başvuru sayısı 3.8 milyonu aştı. İmpo İmar ekibi, 31 Ekim 2018 tarihine kadar 10 milyonun üzerinde başvuru olabileceği tahmin edilen imar barışının, kentsel dönüşümde yaşanan bazı sancıları azaltabileceğini açıkladı.
İmpo Kentsel Dönüşüm Müdürü Mehmet Aydemir, İmar Barışı ile önce kayıt belgesi, ardından da kat mülkiyet tapusunu alan binaların kentsel dönüşümde değer paylaşımı sırasında daha adil şartlara kavuşacağını açıkladı. Ayrıca özellikle belediye, hazine arazisi gibi yerlerde yapılan binaların Yapı Kayıt Belgesi ve Kat Mülkiyet Tapusu alması halinde bir nevi güvenceye kavuşarak gelecekte çıkacak sorunlardan kurtulacağını anlatan Aydemir, bu yönleriyle İmar Barışı’nın kentsel dönüşüme ilaç olacağını ifade etti.
Ayrıca İmar Barışı’ndan elde edilecek gelirlerin kentsel dönüşüm projelerinde kaynak olarak kullanılacağını hatırlatan Aydemir, bunun da kentsel dönüşümün uygun kaynakla finansmanına bir çözüm oluşturacağını açıkladı. Kentsel dönüşüme İmar Barışı gelirlerinden yaklaşık 45-50 milyar liralık kaynak yaratılması bekleniyor. Özellikle belediyelere sıfır faizli üç yıla kadar geri ödemesiz kredi verilmesi planlanıyor.
“İskansız binalar mağdur olmadan hak sahibi olabiliyor”
Aydemir, İmar Barışı ile kentsel dönüşüm arasındaki ilişkiyi şu sözlerle özetledi: “Türkiye’de kentsel dönüşüme giren ruhsatsız veya ruhsata uygun olmayan binaların değerini belirlemede, metrekare paylaşımlarında ciddi sorunlar oluşturmakta. İskanlı bir bina ile iskansız bir binanın değeri aynı olmadığı için bu hak sahiplerinde sıkıntıya sebep olmakta. Ancak iskansız binanın İmar Barışı’ndan faydalanması halinde, bu durum ortadan kalkıyor. İskansız binalar kentsel dönüşümde mağdur olmadan hak sahibi olabiliyor.”
Kentsel dönüşüm sancılarına da çözüm getirmesi beklenen İmar Barışı ile ilgili bazı eksikleri tamamlanması halinde çok yararlı ve sonucu daha hızlı giden bir uygulama haline geleceği değerlendirmesinde bulunan Aydemir, sistemle ilgili şu tespitlerde de bulundu:
“Bedelin yüksek çıkmasına neden olan durumlar”
“İskan alındıktan sonra yapılan değişiklikler sonucunda iskana aykırılık bulunan yapılarda, kendi bağımsız bölümünün alanının toplamı üzerinden hesaplama yapılmakta. Özellikle otel, fabrika vb. tek bağımsız bölümden oluşan yapılarda, hesaplama yapının tamamı üzerinden yapılacağı için yapı kayıt belgesinde yüksek bedeller ortaya çıkmakta.
Hazine arazileri üzerinde yer alan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi alınmasının akabinde, kanuni haleflerine doğrudan satışı söz konusu olmasına ilişkin prosedür tam tanımlanmış değil.
Yine, Riskli Alan sınırları içerisinde yer alan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi başvurusu yapılıp yapılmayacağı hususuna ilgili Tebliğde yer verilmediğini görüyoruz.
Geniş parseller üzerinde, iskana aykırılık bulunan birden fazla yapının yer aldığı siteler vb. alanlarda, tek bir yapı için başvurulması durumunda, yapıya ait arsa hissesi üzerinden hesaplama yapılıp yapılamayacağı net değil. Yapı Kayıt Belgesi bedel hesabının arsa hissesi üzerinden değil de, toplam parsel alanı üzerinden yapılması durumunda başvuruda bulunacak malikler açısından, beyan edilecek toplam inşaat alanının belirlenmesinde sıkıntı yaratmaktadır.
“Başvuru ve görsel sorunları var”
İlgili tebliğe göre vekaleten de başvuru yapılacağı açık bir şekilde belirtilmiş ama e-devlet başvuru sisteminde vekalet görselinin yüklenebileceği her hangi bir bölüm bulunmuyor. Dış cephesinde iskana aykırılık bulunan yapılarda başvurunun ne şekilde yapılacağı hususu net değil. Sisteme yalnızca iki adet fotoğraf yüklenebilmekte. Yapıda ikiden fazla bölümde iskana aykırılık bulunması durumunda, yeterli sayıda görsel sunulamıyor. Tüm bu eksiklerin giderilmesi halinde çok daha efektif uygulamalarla karşılaşacağımıza inanıyoruz.”
Comments
No comment yet.