İzmir’in yüz ölçümü ve nüfus yoğunluğu bakımından en büyük ilçesi olan Karabağlar’da kentsel dönüşüm süreci sancılı bir şekilde ilerliyor. Bölgenin en etkili inşaat şirketlerinden biri olan R.A.Y. İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Barlak, yaşanılan gelişmeleri insaatnoktasi.com’dan Gözde Bekir’e değerlendirdi. Karabağlar’daki planlama sıkıntılarını, kentsel dönüşüm sancılarını ve vatandaşların beklentilerini değerlendiren Barlak, eleştirilerde bulunurken çözüm önerilerini de ortaya koydu.
“SİYASİ KAYGILARLA GECEKONDULAŞMAYA İZİN VERİLMİŞ”
Karabağlar’ın eski bir yerleşim yeri olmasına rağmen şehir planlamasının yeni yapıldığını belirten Barlak, bölgede yaşanılan en büyük sıkıntıyı şehri planlamak yerine halkın planladığı bir şehre plan getirmeye çalışmak olarak ifade etti. Barlak; “Yıllar önce ileriye dönük modern bir şehir kurmak yerine gecekondulaşmaya izin verilmiş; oy kaygıları, siyasi düşünceler, hizmet eksikliği kaynaklı bir takım sıkıntılar da uzun süre yaşanmış. Burada şehri planlamamışlar, halkın planladığı bir şehre plan getirmeye çalışmışlar, mülkiyet sınırlarına dikkat ederek yollar yapmaya çalışmışlar tabii bütçe oluşturulamadığı için istimlaklar yeterince yapılamamış”dedi.
“ADA BÜTÜNÜNDE MALİKLER ÇOĞALDI”
Gelinen noktada durumun yaşanılamaz bir hal alması nedeniyle Karabağlar’da yeni bir şehir planı kurulmaya başlandığını söyleyen Barlak, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın bu noktada lokomotif görevi gördüğünü belirtti. Hükümetin de desteğiyle Karabağlar’da kentsel dönüşümle alakalı ada bazında düzenlemeler yapılmaya başlandığını ifade eden Barlak, düzenlemelerin kapsadığı mahalleler, sokaklar ve semtlerde gecekondu yapılaşmaları ve kaçak yapıların yoğun olduğuna dikkat çekti. Bu noktada müteahhitlerin sözleşme yapması konusunun ön plana çıktığını hatırlatan Barlak, ada bütününde çoğalan maliklerden ötürü herkesi memnun edebilecek bir sözleşme yapmanın pek mümkün olamadığını belirtti. Barlak yaşanılan durumu şu sözlerle açıkladı: “Vatandaşımız 100 metrekare hisse tapulu arsa almış ve o 100 metrekare üzerine 3,4,5 kat belediyenin izin verdiği ölçülerde konut üretmiş, ev yapmış. Oğlu olmuş ona bir ev yapmış, torunu olmuş ona bir ev yapmış gibi ailevi nedenlerden yurdum insanının toplumsal gereksinimlerinden, yapısından ve kültüründen kaynaklı üst üste çıkmışlar. Şehrin planlanması hiç düşünülmemiş. Ama geldiğimiz nokta itibariyle konjonktür buna müsaade etmiyor. Bunların hepsini toparlayıp bir bahçeli site, otoparklı site, güvenlikli site oluşturmak için bu kadar insanı bir araya getirip muvafakat almak gerekiyor.”
“400 METREKARESİ OLANI 100 METREKAREYE NASIL İKNA EDEBİLİRSİN?”
Bu noktada yapılması gerekeni yeni, radikal, cesur kararların alınacağı yönetmelikler, yasalar ve kanunları hayata geçirerek vatandaşı memnun edecek düzenlemeler yapmak olarak ifade eden Barlak, iki emsalle sorunların çözülemeyeceğini belirtti. Balak; “Vatandaşımızın 100 metrekare arsası varsa ona 200 metrekare kapalı alan veriliyor fakat sıkıntı burada başlıyor. Vatandaşın zaten 3 katlı evi var. 300 metrekare kapalı alan yapmış.400 metrekare kapalı alan yapmış. Yukarı çıkmış, her seçim zamanı bir kat çıkmış … Dolayısıyla 100 metrekaresine 200 metrekare emsal verdiğinde bunu müteahhitle bölüşmek durumunda… Minimum yarı yarıya bölüşmek durumunda. Elinde 100 metrekare kapalı alan kalıyor. E mevcutta zaten 300 metrekare kapalı alan var. Nasıl ikna edeceğiz?”diye sordu.
“HALKA RAĞMEN KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL”
Gelinen noktada Karabağlar’da halka rağmen bir kentsel dönüşüm süreci takip edildiği şeklindeki iddialara da yanıt veren Barlak, bu iddialara katılmadığını söyledi. Karabağlar’da müteahitler bazında vatandaşın aleyhine uygulama yapılması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını ifade eden Barlak, bölgedeki kat karşılığı hakkının minimum yüzde 45-50 olduğunu ve bu oranın hakkaniyetli bir oran olduğunu belirtti. Kentsel dönüşüm yapılırken vatandaşa minimum sahip olduklarının verilebildiği bir çözümü mutlu çözüm olarak ifade eden Barlak; “Biz kentsel dönüşümü bu şekilde düşündük ve planladık sonucu ne olursa olsun” şeklinde bir kamu yaklaşımı olamaz”dedi.
“BAĞIMSIZ BÖLÜM ÇARPI 2 ORANINDA ÜRETİM OLMALI”
Mevcut sıkıntıları aşmak için kamunun ortaya koyması gereken çözüm önerisine yönelik
görüşlerini de aktaran Barlak, bölgede 17 bin konut olduğunu bu bölgede aynı zamanda kaçak bina yapmamış masum vatandaşların olduğunu da hatırlattı. Bu vatandaşların hakkının da gözetilerek bağımsız bölüm çarpı 2 ile bir üretim yapılması gerektiğini belirten Barlak; “Oranlarımız bölgemizde yüzde 40 ile 50 arasındadır. Biraz daha merkezi yerlerde yüzde 50’dir, biraz daha kenar kısımlarda yüzde 40-45’tir. Müteahhitlerin oranları bunlardır. Zaten bu oranların dışındaki oranlar müteahhitlerimize para kazandırmaz. Hakikaten arkadaşlarımız vatandaşın sorunlarına çözüm üretebilmek adına büyük gayretler sarf ediyorlar”diye konuştu.
“UZUNDERE, FİKİRTEPE GİBİ OLABİLİR”
Kentsel dönüşümle ilgili büyük sıkıntıların yaşandığı İstanbul Fikirtepe’deki sürecin Uzundere’de de yaşanılıp yaşanmayacağına yönelik bir soruyu da yanıtlayan Barlak; “Korkarım olur ama bence burada resen şuyulandırma yapmalısınız yoksa başka çaresi yok”dedi. Limontepe ve Uzundere’de sadece sıkışık evler olmadığını bölgede aynı zamanda boş arsalar da olduğunu hatırlatan Barlak, “Bu bölgede yaşam alanları, bulvarların açılması ve bazı işyerlerinin olabilmesi için vatandaşa 25 bin verilecekse bölgeyi 50 bin konuta müsait şekilde imar etmek gerekiyor. Hedef 25 bin konutsa buraya 50 bin vereceksin ki bu iş kendiliğinden çözülsün”dedi. Fikirtepe’de olduğu gibi devletin işin içine katılmaması gerektiğini de belirten Barlak, aksi halde yeniden karma ekonomiye dönüş olacağını ve karma ekonominin ülkede çeşitli iltimaslar ve suistimaller yaratabileceğini söyledi. Vatandaşlara anlaşma yaparken sözleşme şartlarına dikkat etmeleri tavsiyesinde de bulunan Barlak; “Firmaları iyi incelesinler, bankalarla, devletle olan ilişkileri hangi boyutta ona baksınlar ve kendilerine ‘gözü bana hizmet üretmekte mi yoksa gözü benim arsamı alıp bir an önce satmakta mı’diye sorsunlar”dedi.
Comments
No comment yet.