Toplumsal alanda cinsiyete atfedilen roller meslek alanlarında da ayrıştırıcı duruma geliyor. Erkek işi ve kadın işi olarak cinsiyet üzerinden tanımlanan işler, kadını ikincil konuma düşürüyor. Erkek işleri güç ve otorite ile özdeşleştirilirken, kadın işleri hafif ve edilgen işler olarak tanımlanıyor. İş yaşamında cinsiyete yönelik ayrımcılık, kadınıdaha az fiziksel güç ve daha az bilgi gerektiren işleri yapabilir olarak nitelendiriyor. Öte yandan kadınlar doğum izni gibi durumlar öne sürülerek erkeklere oranla daha az istihdam ediliyor veya daha az ücrete çalıştırılıyor.
4 yıldır İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinde görev yapan Canpolat, sektörde kadının yeri ile ilgili olarak insaatnoktasi.com’dan Gizem Uyanık ve Nihal Özken'e konuştu.“Bu meslekte kadın mücadelesinden güç alıyorsunuz. Yalnız olmadığınızı, sizin gibi kadın meslektaşlarınızın varlığını bilmenize ihtiyaç var’’ dedi.
“KADINLARIN KENDİLERİNİ İSPATLAMASINI İSTİYORLAR”
Seçtiği meslekle ilgili bir pişmanlığının olmadığını ancak çevresinden sürekli olarak caydırıcı söylemler duyduğunu belirten Canpolat sıklıkla karşılaştığı sorunları şu şekilde anlatıyor: “Bu işi yapamayacağınız söyleniyor ilk olarak. Örneğin yeni mezun kadınlar iş bulamadıklarında, “Bu kadar yüksek puan aldım, mühendislik okudum, mezun olup neden hala iş bulamıyorum’’ diye isyan ediyorlar. Ama bir şekilde hakkından geliniyor. Bizim biraz daha insanları ikna etmemiz gerekiyor bu mesleği yapabileceğimize dair. Aynı koşullarda okuyup mezun olduğunuz erkek meslektaşlarınızdan bir farkınız olmadığınaikna etmeye çalışmakda can sıkıcı oluyor tabi.
“KADINSAN YA ÖĞRETMEN YA HEMŞİRE OL”
Kadınların sektörde yaşadıkları zorlukların daha üniversite tercihleri sırasında başladığını dile getiren Canpolat, ailelerin genellikle öğretmenlik ya da hemşirelik gibi meslekleri okuması için çocuklarını yönlendirdiklerini söyledi. Kadınların aynı zamanda ev işleri yapmakla yükümlü oldukları gibi bir algının da hâkim olduğunu belirten Canpolat; “Öğretmenlik okudaha az çalışırsın, çocuğuna daha rahat bakarsın, hafta sonun var, evdeki işler zaten senin işlerin olduğu için(!) ev işi yapabilirsin gibi yönlendirmeler var. İnşaat mühendisliğini yapabilirim neden yapamayayım kavgası daha okuldayken başlıyor” diye konuştu.
“ERKEK MÜHENDİSLER DAHA FAZLA ÜCRET ALIYOR”
Aynı işi yapmalarına rağmen erkek mühendislerin daha fazla ücret aldığını vurgulayan Canpolat, bu durumun istatistiklere de yansımış durumda olduğunu belirtti. Özellikle özel sektörde cinsiyete göre ücret farkının çok belirgin bir şekilde hissedildiğini ifade eden Canpolat, iş bulma sıkıntısı yaşayan kadınların mecburiyetten düşük ücretleri kabul etme eğilimlerinin daha fazla olduğuna dikkat çekti. Erkek mühendislerin farklı iş yerinde çalışma alternatif ve güvencesini kendilerinde hissettiklerini ancak kadınların mecbur kaldıklarını belirten Canpolat, ayrımcılığın bu noktada da öne çıktığını ifade etti.
“İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜMÜZ YOK”
Çalışma hayatındaki cinsiyetçi sorunların dışında, kadın ve erkeğin ortak sorunu olan iş kazalarına da dikkat çeken Canpolat, Oda olarak da bu konuda farkındalık yaratmaya çalıştıklarını ifade etti. Canpolat; “Hem mühendiste hem de işçidebu farkındalığın yaratılması lazım. Genelde iş güvenliği önlemleri almak masraf olarak görülüyor. Gerekli eğitimleri verip işçi sağlığı ve iş güvenliği kültürünü oluşturmak gerekiyor. Ama bizim alışkanlarımız arasında değil bu yüzdensistem oturmuyor’’ diye konuştu.
Denetim Firmaları Bağımsız Olmalı
Önceden Meslek Odalarına proje kontrolü yaptırma zorunluluğunun olduğunu dile getiren Canpolat, “Artık proje kontrol zorunluluğu yok. Yapı Denetim sistemi de düzgün işlemediği için proje kalitesi düşmüş durumda. Üyelerimiz de Oda kontrolü kalktıktan sonra kalitenin düştüğünü düşünüyor. Müteahhitlerin Yapı Denetim firmasını seçtiği bir sistemde proje kontrolünün sağlıklı gerçekleşmesi zaten mümkün değil. Bu yüzden denetimin yetkin ve bağımsızkuruluşlartarafından yapılması gerekir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Nihal ÖZKEN - Gizem UYANIK
Comments
No comment yet.