İstanbul'un dördüncü şehir hastanesi olarak kentin sağlık sistemine önemli katkılarda bulunması planlanan Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesinin ilk etabı hizmete açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, hastanenin inşasında emeği geçenleri tebrik etti.
Hastanede hizmet verecek sağlık personeline başarı dileyen Erdoğan, Göztepe'de hizmete açılan bu hastaneye ismi verilen Prof. Dr. Süleyman Yalçın'ı rahmetle yad ettiklerini söyledi.
Yarım asra yakındır şifa merkezlerinden biri olarak öne çıkan Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Valiliği İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) tarafından Göztepe yerleşkesinde yapılan yeni binasıyla hem yeni yüzüne hem de şehir hastanesi statüsüne kavuştu.
Türkiye'nin en modern sağlık merkezlerinden ve kentin Anadolu Yakası'nın sağlık üslerinden olması planlanan hastane, gelişmiş altyapısı, üst düzey teknolojisiyle şifa kapısı olmayı sürdürecek.
Dev kompleks, yüksek teknolojisiyle göz dolduruyor
Açılış töreni Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın katılımıyla gerçekleştirilen Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi, İstanbul Valiliği tarafından İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında inşa edildi.
Göztepe yerleşkesinde 238 bin 924 metrekarelik kapalı alanda yükselen 7 bloklu hastane, fiziki altyapısı, nitelikli yatak kapasitesi ve sahip olduğu yüksek teknolojisiyle göz dolduruyor.
Hastanenin 600 yataklı binası, 177 bin metrekare kapalı alanda, 27 ameliyathane ve 96 yoğun bakım yatağı ile hizmet verecek. Aynı zamanda 175 poliklinikte aynı anda hasta muayene edilebilecek.
Hastanenin ikinci etabının tamamlanmasıyla 350 yatak daha hastane kompleksine eklenecek.
Öte yandan hastane depreme karşı en üst düzeyde güvenlik önlemleriyle inşa edildi. Hastanenin ilk etabında kullanılan 385 deprem izolatörü, deprem anında dahi operasyonel faaliyetlerin devamına imkan sağlayacak.
"Pek çok sağlık kurumu devreye alınmıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık yatırımlarından bahsederek, "Türkiye'nin diğer alanlarla birlikte sağlıkta gerçekleştirdiği atılımların anlamı koronavirüs salgını döneminde çok daha iyi anlaşılmıştır. Aynı şekilde ülkemizdeki kimi kesimlerin yere göğe sığdıramadıkları bazı devletlerin bu konuda ne kadar sıkıntılı oldukları salgın vesilesiyle ortaya çıkmıştır." dedi.
Maddi zenginliğin, sosyal adalet ve eşitliği temin etmeye yetmediğinin bu süreçte çok acı bir şekilde görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye salgını 40 bin yoğun bakım yatağı, 246 bin yatak kapasitesi, 1213 bilgisayarlı tomografi cihazı, 4 binin üzerinde tedavi kurumu, hepsinden önemlisi 1 milyon 100 bin sağlık ordusuyla karşılamıştır. Bunların üzerine ilave olarak salgın döneminde de çok sayıda sağlık kurumunu faaliyete geçirdik. Bu eserler arasında İstanbul'un her iki yakasında her biri 1006'şar yataklı Prof. Dr. Murat Dilmener ve Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastaneleri, yatak kapasitesi 2 bin 682 olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, yatak kapasitesi 535 olan Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi, hizmete giren ilk etabının yatak kapasitesi 1105 olan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, yatak kapasitesi 600 olan Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Hastanesi, hizmete giren ilk etabının yatak kapasitesi 838 olan, toplamda ise 1250 yatağa sahip Konya Şehir Hastanesi, yatak kapasitesi 1300 olan Erzurum Şehir Hastanesi, restore ederek yeniden hizmete sunduğumuz Sultan Abdülhamid'in yadigarı Hadımköy Dr. Niyazi Kurtulmuş Hastanesi de bulunuyor. Bugün hizmete açtığımız 758 yatak kapasiteli Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi ile ülke genelinde 16 şehir hastanesini faaliyete almış bulunuyoruz. Hastanemizin inşa edilecek ikinci kısmı da 352 yatak kapasitesiyle hizmet verecektir."
Depreme karşı özel olarak izolatörlü inşa edilen bu hastanelerin tamamının da ülkenin gelecekte karşılaşabileceği her türlü tehlikede dimdik ayakta kalacağını ifade eden Erdoğan, "Bunların yanında çeşitli il ve ilçelerimizde daha pek çok sağlık kurumu milletimize hizmet vermek üzere devreye alınmıştır." dedi.
Erdoğan, maalesef virüsün yayılmasının önüne geçmek için bilimin henüz kesin bir çare üretemediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aşı çalışmalarından en kısa sürede somut bir netice alınmasını temenni ediyoruz. Gerek Bakanımız gerek bu alandaki ilgili hocalarımız, arkadaşlarımız sürekli söylemelerine rağmen, şahsım sürekli söylememize rağmen maalesef her yerde, Türkiye'nin dört bir yanında bu tavsiyelere uyulmuyor. Düğünlerde 'dikkat' diyoruz, maalesef uyulmuyor. 'Mesafe' diyoruz, uyulmuyor. 'Maske' diyoruz, uyulmuyor. Değerli kardeşlerim biz vatandaşımızı hassasiyetle uyarmak ve onların sağlığından endişeli olduğumuzu hatırlatmak zorundayız. Eğer bunu yapmazsak işte görüyorsunuz çok değerli insanlarımızı, hocalarımız bu süreçte kaybettik. Birçok dostlarımızı kaybettik. Bu hastalıktan korunmanın çaresi bulunana kadar her vatandaşımız kendi tedbirini kendisi uygulayacaktır."
Erdoğan, toplu olarak bulunulan yerlerde ve etkinliklerde mutlaka Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarının belirlediği kurallara uygun hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"İnsanımız adeta kendisinin katili. Bunu söylediğimiz zaman vatandaşımızın ağrına gidiyor. Biz halkımızı seviyoruz ve onların sağlığını çok ama çok önemsiyoruz. Buna lütfen dikkat edin. Maskesiz dolaşmayalım, diyoruz. Aksi takdirde hem kendimiz hem sevdiklerimiz için sonu ölüme kadar varan bir tehdidin kapısını açmış oluruz. Türkiye'nin bu süreci en az hasarla atlatması, sağlığımızı koruma yanında hedeflerimize ulaşmamız bakımından da önemlidir. Ülkemizin denizi geçip derede boğulmaması için hep birlikte salgın musibetinin üstesinden gelmeliyiz. Bunu hep birlikte başarmalıyız."
Sağlık memurlarının, hemşirelerin, herkesin canı pahasına gece gündüz demeden çalıştığını ancak onların bu gayretlerine vatandaşların da uyması gerektiğini belirten Erdoğan, "Başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere fedakarca görev yapan insanlarımızın hakkını ancak sorumlu davranarak ödeyebiliriz. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için milletimizin her bir ferdini, tedbirlere uyarak salgın tehdidini bir an önce ortadan kaldırma seferberliğine özellikle davet ediyorum. Bu seferberlik en az içeride ve dışarıda verdiğimiz diğer mücadeleler kadar önemlidir." ifadelerini kullandı.
Comments
No comment yet.