2020 yılının Covid-19 sebebiyle kâbus gibi geçtiğini belirten Aslan, milyonlarca insanın hastalığa yakalanarak, milyonları aşan kayıplar ile dünyanın ve tüm insanlığın sarsıldığını ifade etti. Pandemi felaketi karşısında, insan sağlığının yanında, dünya ekonomisinin de ciddi darbeler aldığını ifade eden Aslan, “2021 yılı dünyanın Covid -19 salgınına karşı aşılama ile toplu bağışıklığın önem kazandığı bir yıl olacak. Küresel piyasalar yılın son döneminde Covid -19 ile mücadelede önemli bir faktör olan aşılamaya odaklanmış durumdalar. Aynı zamanda merkez bankaları ve maliye politikaları da küresel ekonomileri desteklemeyi sürdürüyor. 2021 yılının ilk çeyreğinde ABD nüfusunun yaklaşık yüzde 25'nin aşılanması planlanıyor. Gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere göre bir adım önde gidiyor. Küresel ekonomide 2021'in sonuna doğru toplu bağışıklığın çokça konuşulduğu bir dönem olmasını bekliyoruz” dedi.
Ekonomik değerlendirmede de bulunan Aslan, şunları kaydetti: “2020 yılındaki tüm olumsuzluklarının ardından, son çeyrekte Hazine ve Maliye Bakanı değişikliğinin ardından Merkez Bankası’nın politika faizini 475 baz puan faiz artırmasını olumlu algılayan piyasa, bahar havasını yakaladı. Yapılan iyileştirmelerin, yapısal reformlarla desteklenmesi halinde kalıcı iyileşmeler sağlanacaktır. Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskı 2021 yılında da devam edebilir. Merkez Bankası beklenti anketlerinde, her ay bunu görmeye başladık. Yüksek faiz ve kuru düşürme çabaları ile Covid -19 etkisi, maalesef bu etkinin başlıca aktörleridir. Uygulanacak tedbirler ve politikalar ile önce bu baskıyı durdurma, sonrasında yaşanacak olumlu gelişmeler ile enflasyon üzerinde aşağı yönlü hareketleri görüyor olacağız. 2020 yılını yüzde 4'e yakın bir daralma ile kapatması beklenen küresel ekonominin 2021 yılında yüzde 4 civarında büyümesi öngörülüyor. Türkiye’de de 2021’in ikinci yarısından itibaren daha rahat bir ekonomik ortama gireceğimizi öngörüyoruz. 2020’de yaşanan tüm zorluklara rağmen, bu yılı yüzde 1'e yakın bir büyüme ile tamamlıyoruz. 2021 yılında ise son bir aylık vadede atılan olumlu adımların devam edeceği varsayımı ile yüzde 4'lük büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz yeniden yapılanma ya da reform dönemi olarak adlandırılan bu dönemde sadece şirketlerimizin küresel salgından sağ çıkması değil, bu çıkışın yüksek rekabet gücü ile birlikte olmasının sağlanması gereklidir. Çünkü küresel salgın, rekabet içinde olduğumuz, aynı kategorilerde mücadele ettiğimiz ülkelerin önüne geçme şansı vermiştir.”
Sağlık sistemine ilişkin değerlendirmede de bulunan EGİAD Başkanı Aslan, sağlık sisteminin birçok ülkeye göre daha güçlü olduğunu belirterek, “Şurası bir gerçek ki, sahip olduğu sağlık altyapısıyla Türkiye, birçok ülke gibi altyapı sorunu yaşamadı. Bu süreçte büyük bir özveriyle görevlerini yapan tüm sağlık çalışanlarına, minnettarlığımızı sunuyoruz” dedi.
Yeni normale ilişkin de birçok kurumun bu dönemde dijital dönüşüme geçtiğini hatırlatarak, “Çalışma ortamı, çalışma mevzuatı, şirket içi iletişim ve paydaş ilişkilerinin bu kadar etkilediği bir dönem yaşamamıştık. Salgın sonrası yeni normalde dijitalleşmenin getirdiği kolaylıklar ve çalışma biçimlerinden tamamen vazgeçip eski usuller ve kalıplar içine sığmanın mümkün olmayacağını görebiliyoruz. İnsanların beyin gücünü fiziksel sınırlar olmadan işe katabildiği yenilikçi çalışma modelleri, çalışma kültürümüzü dönüştürmemiz gereken bir alan olacak. Yaratıcı, özgün, karmaşık yeni işler ve yüksek nitelikli çalışan ihtiyacı, düşük nitelikli ve monoton işlerin robotik olma eğilimi de her geçen gün artıyor. Bununla birlikte, dijitalleşme sürecinin yaratacağı dönüşümün yeni yatırım ve yeni iş alanlarını doğurması fırsatı ile de karşı karşıyayız. Bu fırsatı yakalayabilmek için ihtiyaçlar belli: analitik düşünme, disiplinler arası yaklaşım, çevik örgüt yapıları ile yeni nesillerin eğitimi ve mevcut çalışanların dönüşümü konularında adımlarımızı hızlandırmamız gerekiyor” dedi.
Comments
No comment yet.