ABD'li üst düzey yetkili, Halkbank'a karşı ABD'de bir dava açılıp açılmayacağına Amerikan yargısının karar vereceğini, ABD Hazine Bakanlığının Halkbank ile ilgili soruşturmasının ise sonuca varmadığını söyledi.
Bir grup Türk gazeteciyle bir araya gelen ABD'li üst düzey yetkili, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hakkında soruları yanıtladı.
Halkbank konusundaki soruyu cevaplayan yetkili, bunun iki ülke arasında üst düzeyde ele alınan bir konu olduğunu belirtti. Yetkili, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC) tarafından yürütülen bir soruşturmanın devam ettiğini, bunun İran'a yönelik ABD yaptırımlarının ihlal edilip edilmediğini incelediğini ifade etti.
Bu soruşturmada sonuca varılmadığını belirten yetkili, "Bir sonuca varılırsa Hazine Bakanlığı karşılık verilmesini tavsiye edecektir. Ancak bu henüz devam eden bir soruşturma." diye konuştu.
Bunun dışında Halkbank'a karşı dava açılma ihtimali bulunduğunu belirten yetkili, şunları söyledi:
"Bunu savcılar ve yargıçlar değerlendirecek. Halkbank'a karşı bir dava olabileceğine yönelik bazı spekülasyonlar var. Ama şu ana kadar açılan bir dava bulunmuyor. Bundan sonra ne olacağını söylemek zor. Bir dava açılıp açılmayacağına bağımsız yargının yetkilileri karar verecek. Hazine Bakanlığı da soruşturmasında bir sonuca varacak. Bunlar tamamen iki ayrı olay. Bu konular zaman alıyor. Burada anormal bir durum bulunmuyor."
Amerikalı yetkili, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla hakkındaki davanın Halkbank ile ilgili olmadığını, Atilla'nın ABD yasalarını ihlal edip etmediğine yönelik olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın savcıların açtığı davalara etki etmesinin mümkün olmadığını belirten yetkili, "Bizim sistemimizde federal mahkemenin ne yapacağına yönetimin etkisi yoktur." ifadesini kullandı.
"ABD Başkanı, Hazine Bakanlığının soruşturmasına müdahil olabilir mi?" sorusunu yanıtlayan yetkili, "OFAC meselesi Hazine Bakanlığının bir faaliyetidir. Hazine Bakanlığı da yönetimin bir parçasıdır. Başkan da yönetimin başıdır." dedi.
YPG ile ABD ilişkileri
Amerikalı yetkili, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG ile ABD'nin ilişkisi hakkındaki soruya cevap verirken de bu ilişkiyi "geçici, taktiksel ve eylem odaklı" şeklinde niteledi.
Türkiye'nin endişelerini çok iyi anladıklarını ifade eden yetkili, "Suriye içinde bir devletçik oluşmasına izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
Yetkili, ABD'nin üç PKK'lı teröristin yeri hakkında bilgi sağlayana toplam 12 milyon dolar ödül verme kararının Türkiye'nin terörle mücadelesine Amerikan yönetiminin destek kararlığını gösterdiğini söyledi.
ABD ile Türkiye'nin Münbiç'te ortak devriyeye başlamasını "büyük kazanım" olarak değerlendiren yetkili, "Bunu biz de Türk ortaklarımız da doğru yapmaya çalışıyor." dedi.
ABD askerlerinin YPG ile devriyeye çıktığı hatırlatılan yetkili, "Bu YPG ile ortaklığımızın doğal uzantısı olarak görülmeli. Bu Türkiye ile değil, Suriye'nin kuzeydoğusundaki istikrarla ilgili." şeklinde konuştu.
İran'a yaptırımlar
ABD'nin yaptırımlarının İran'ın tavrını değiştirme amacı taşıdığını ifade eden yetkili, Türkiye'nin de dahil olduğu 8 ülkenin yaptırımlardan muaf tutulduğunu, yaptırım paketinin yönetim tarafından açıklandığını hatırlattı.
Yetkili, muafiyetlerin detayları hakkında ayrıntı vermedi ancak muaf tutulan her ülke ile ikili olarak görüştüklerini, çoklu bir temas olmadığını, her ülkenin durumunun farklı olduğunu belirtti.
Yetkili, "Yani örneğin Türkiye ile yapılan görüşmeler Japonya ile yapılan görüşmelerle aynı değil." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin egemen bir ülke olarak yaptırımlara katılmama kararını anlayışla karşılayacaklarını aktaran yetkili, yaptırımlar meselesinin iki ülke arasındaki görüşmelerde önemli bir madde olduğunu söyledi. Yetkili, Türk makamlarının endişelerine duyarlı olduklarını, bunu Türk tarafının da söyleyebileceğini dile getirdi.
Muafiyet süresi hakkında bilgi vermeyen yetkili, "Muafiyetler, İran'a azami baskı bağlamında bile ABD yönetimi ile Türk hükümetinin bu konu (muafiyetler) hakkında ortak bir anlayışı bulunduğu sürece devam edecek." dedi.
Patriot satışı
ABD'li üst düzey yetkili, Patriot füze sistemlerinin Türkiye'ye satışı hakkında iki ülke arasında görüşmeler yapıldığını ve ortak anlayışa varılması yönünde olumlu işaretler bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 sistemleri alma kararının egemen bir ülke olarak hakkı olduğunu vurgulayan yetkili, ancak bunun NATO sistemleriyle uyum bakımından "sakıncalı" olacağını savundu.
Ayrıca F-35 savaş uçaklarının uçtuğu bölgede S-400 sistemlerinin bulunmasının da risk oluşturduğunu ifade eden yetkili, iki ülke arasında bu konuda görüşmelerin sürdüğünü aktardı.
Bunlar dışında Rusya'ya yönelik ABD yaptırımlarının ihlal edilmesi hakkında ABD Kongresinden çıkan yasayı hatırlatan yetkili, bazı durumlarda Rusya'dan askeri malzeme alımlarının yaptırımlara yol açabileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin S-400 satın alması yaptırımlara başvurulmasıyla sonuçlanır mı, bunu teyit edemem. Ama böyle olabileceğine dair gerçek bir risk var. Yönetimin burada çok az hoşgörüsü bulunuyor."
Kemal Öksüz hala Ermenistan'da
Amerikalı yetkili, Ermenistan'da tutuklanan terör örgütü FETÖ'nün üst düzey isimlerinden Kemal (Kevin) Öksüz'ün ABD'ye iadesinin ise henüz gerçekleşmediği bilgisini verdi.
Yetkili, "Öksüz hala Ermenistan'da ama Ermenistan iade sürecini sonuçlandırıyor. Biz de Türk hükümetine karşı çok şeffaf olduk. Tutuklama emri çıkardığımızdan ve Ermenistan'da tutuklandığından beri böyle oldu. ABD'ye iadesini isteyeceğiz. İstediğimizde de Türk hükümetini bilgilendireceğiz." şeklinde konuştu.
ABD Kongre üyelerinin 2013'te Azerbaycan'a yaptığı gezinin finansmanıyla ilgili yasaların ihlal edilmesinden sorumlu tutulan Kemal (Kevin) Öksüz, Ermenistan'da yakalanarak tutuklanmıştı.
ExxonMobil'in Kıbrıs açıklarındaki faaliyeti
ABD enerji şirketi ExxonMobil'in Kıbrıs adası açıklarındaki arama faaliyetleri hakkındaki soruyu yanıtlayan yetkili, ExxonMobil'in bir Amerikan şirketi olarak hem Amerikan yasalarına hem de faaliyet gösterdiği ülkenin yasalarına uyması gerektiğini söyledi.
Kıbrıs'taki enerji kaynaklarını meselesini "çok zor bir konu" olarak değerlendiren yetkili, "Kaynakların değerlendirilmesinde fayda olduğuna inanıyoruz. Kaynaklardan istifade edilmesi Kıbrıs'a aittir ve bizce bu önemli. Kaynaklar taraflar arasında müzakere edilmiş bir anlaşmayla paylaşılmalıdır." dedi.
Comments
No comment yet.