Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nevzat Kavaklı, bilimin ışığında hem maden kaynaklarının işletilmesi hem de çevre varlıklarının korunmasının mümkün olduğunu söyledi.
Kavaklı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odasınca Kundu Turizm Bölgesindeki bir otelde düzenlenen "24. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi"nin açılışında yaptığı konuşmada, yaşamın her anında ve alanında madenlerden oluşmuş ürünlerin kullanıldığı ve tüketildiği bir dünyada yaşadıklarını söyledi.
Madenciliğin, sanayinin hammadde ihtiyacını karşılayan, ülke ekonomisinin temelini oluşturan, kırsal bölgelerin altyapısının gelişmesine, yerel istihdama katkı yapan öncü sektör olduğunu ifade eden Kavaklı, "Ülkemiz madenciliğinin ve madenciliğe dayalı sanayinin gelişmesi, ileri ülkeler seviyesine ulaşması temel hedefimizdir" dedi.
Her ekonomik faaliyetin kendine özgü şartları ve zorunlulukları barındırdığını vurgulayan Kavaklı, madenciliğin de cevherleşmenin bulunduğu yerde yapılmasının zorunlu olduğunu anlattı.
Maden kaynaklarının atıl durumda bırakılmaması, yeni kaynakların aranıp bulunması ve üretilmesinin hayati derecede önem taşıdığını dile getiren Kavaklı, şöyle konuştu:
"Son zamanlarda 'Çevre mi madencilik mi' tartışmasının çokça yapıldığını gözlemlemekteyiz. Bilimin ışığında hem maden kaynaklarının işletilmesi hem de çevre varlıklarının korunması mümkündür. Biri diğerine alternatif olmak zorunda değildir. Zengin kaynaklarımızı ve çevremizi koruyabilmemiz için bir dengenin oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Medya organlarına baktığımızda madencilik faaliyetleri nedeniyle ormanların tahrip edildiği, vahşi bir biçimde katledildiğine dönük son derece yanlış algılarla karşılaşıyoruz. Orman Genel Müdürlüğünün her yıl yaptığı gençleştirme faaliyetleri nedeniyle kesilen ağaç miktarı ile ormanlık bölgelerde yürütülen madencilik faaliyetleri için kesilen ağaç miktarı arasındaki oran, 100 binde birdir. Kıyı şeritlerinin ve ormanlık alanlarının madencilik faaliyetleri bittikten sonra yeniden ağaçlandırılması pekala mümkündür. Bu konuda çok güzel örnekler de var."
Kavaklı, çevrenin ancak gerekli zenginliğe ulaşan ülkeler tarafından korunabildiğinin bir gerçek olduğunun altını çizerek, "Maden kaynaklarının can ve mal emniyetini sağlayacak şekilde işletilmesi, sürdürülebilir kalkınma ve sanayileşme için son derece yaşamsal önem arz etmektedir. Madenciliğin her aşaması riskli, yatırımın geri dönüş süreci uzundur. Madencilik faaliyetlerinin özel haller hariç, kısa süreli de olsa durdurulması mümkün değildir. Madencilik faaliyetleri süreklilik gerektirir" diye konuştu.
43 ülkeden bini aşkın katılımcı
Kongre Başkanı Dr. Bülent Toka da yakın tarihte Türkiye'de çok üzücü maden kazaları yaşandığını hatırlatarak, benzer faciaların tekrar yaşanmaması için en etkin çözümün bunu kader olarak kabul etmekten ziyade akıl ve pozitif bilimin desteğini almaktan geçtiğini söyledi.
Kongreye 500'e yakın özet gönderildiğini, 328 tam bildiri metninin bilim kurulu tarafından kabul edildiğini bildiren Toka, "Kongre tarihinin en fazla bildiri sayısına ulaşılmıştır" dedi.
Toka, 17 Nisan'da sona erecek kongreye 43 ülkeden bini aşkın katılımcının geldiğini belirterek, katılımcı profilinin çok farklı disiplinlerden, üniversitelerden, enstitü ve bakanlık temsilcilerinden oluştuğunu ifade etti.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel'in de katıldığı açılış programı, plaket töreniyle sona erdi.
Comments
No comment yet.