Deprem kuşağında bulunan Türkiye’de, riski depremin değil, güvensiz yapıların oluşturduğunu belirten Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Oysa kaliteli malzemelerden üretilmiş, mühendislik ve mimari açıdan teknik kurallara uygun yapılar, depremi riskli olmaktan çıkarıyor. Üstelik Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin ürün kalitesi, mimarlık ve mühendislik açısından güvenli bir yapının üretilmesi için tüm donanıma, bilgi birikimine ve yetkinliğe haiz” diye konuştu.
“Ülkemizde halen 7.5 milyon konut riskli durumda”
“Depremler yerkürenin kendi varlığını sürdürme gerçeğidir ve olmaya devam edecektir. Her yıl dünyada ortalama 500 bin deprem olur ve insanlar bunun 100 bin kadarını hisseder. 7.0-8.0 arası şiddette deprem, yılda ortalama 18-20 adet gerçekleşir, 8.0 üstü ise her yıl 1 adet olmaktadır. Yerkürenin deprem gerçeği bu şekildedir. Ülkemiz de deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır ve nüfusun neredeyse %90’dan fazlası deprem bölgelerinde yaşamaktadır” diyen Türkiye İMSAD Başkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti “’İnşallah bir daha deprem olmaz’ demek yerine ‘İnşallah depremlere dayanıklı evler yapılır ve o evlerde yaşarız’ demek daha doğru bir dilektir.”
Nitelikli yapı kalitesinin olması ve en az 100 yıl dayanacak binaların yapılması gerektiğine dikkat çeken Türkiye İMSAD Başkanı Erdoğan,kentsel dönüşüm sürecinin önemli bir fırsat olduğunu ifade ederek, “Biz binaları dönüştürerek kentsel dönüşümün özünü, ruhunu kaybediyoruz. Kentsel dönüşüm maalesef bina dönüşümü ile eşit anlama gelmiş durumda. Kentsel dönüşüm çerçevesinde mahalleler değil, sadece binalar dönüşüyor. Ayrıca günümüzde depremle ilişkilendirilmiş konut yapısı halen çok yerine oturmuş değil. Kentsel dönüşümün bir bina dönüşümü olmadığından hareketle, depremlere dayanıklı bina ihtiyaç alanlarında, kalıcı, çağdaş, konforlu, kaynakları akıllıca kullanmayı planlayan, bina kadar çevre ve alt yapının da ihtiyaçları karşılayacak şekilde alan dönüşümlerinin yapılması gerek. Yani 20-30 yıl sonra yeniden kentsel dönüşümü konuşmak durumunda kalmamak için en az 100 yıl dayanacak binalar inşa etmeliyiz. Ülkemizde halen 7.5 milyon konut riskli durumda, bu konutların yıkılıp yeniden yapılması lazım” dedi.
“Türkiye’de çok acil bir Yapı Yasası’na ihtiyaç var”
Türkiye’nin acil bir ‘Yapı Yasası’na ihtiyacı olduğunun altını çizen Türkiye İMSAD Başkanı Erdoğan,“Biz, Türkiye İMSAD olarak, denetimin önemini her zaman ve her platformda vurguluyoruz. Türkiye’de çok acil bir Yapı Yasası’na ihtiyaç var. Bu yasanın çıkarılması, bir sektörü değil, tüm ülkeyi kalkındıracak bir hamle olacak. Denetim konusunda disiplini sağlamak için de olası ihmallerin önüne geçilecek bir denetim mekanizması oluşturulmalı. İnşaatlarda sadece betonun, demirin değil, yalıtım başta olmak üzere tüm malzemelerin, yapım/uygulama süreçlerinin de denetlenmesi gerekiyor. Denetimdeki aksaklıkları çözemezsek kalitesiz ve plansız yapılaşmadaki sorunların önüne geçmemiz mümkün değil. Binaların betonarme, çelik veya ahşap ya da başka bir malzemeden inşa edilmesinden çok daha önemli olan, neyle yapıldığı değil, nasıl yapıldığından emin olunması. Gelişmiş ülkelerde, canlı varlıkların yaşam kalitesine son derece önem verildiğini düşündüğümüz ülkelerde, ahşaptan gökdelenler yapılmaya başlanıyorsa, sizin malzemeler üzerinden yaptığınız tartışmanın rasyonel bir tarafı olamaz.Betonarme bir bina ‘arme’ değilse, çelik inşaat, ihtiyaçlara uygun yapılmış bir çelik inşaat değilse ya da ahşap bir bina, ister az katlı olsun ister çok katlı olsun; istenilen evsafta yapılmamışsa ve bu inşaatlar yapılırken doğru düzgün denetlenmemişse; depremlerin 4 ya da 7 şiddetinde gerçekleşmesinin hiçbir önemi olmaz. İnşaatı ne ile yaptığımız kadar nasıl yaptığımız da son derece önemli” dedi.
“Denetimin de içinde olduğu bütüncül bir sistem kurulmalı”
Yasal düzenlemelerle, sektörel sivil toplum örgütlerinin piyasa denetimlerinde etkin rol almasının gerektiğine vurgu yapan Türkiye İMSAD Başkanı Erdoğan “Ülkemizde binanın tasarımından yapımına kadar, denetimin de içinde olduğu bütüncül bir sistem kurulmalı ve toplumda güvenli yapı bilinci oluşturulmalı. Bu yaklaşımla, kamu ile sektörümüzü ilgilendiren konularda iletişim ve işbirliği içerisinde olmaya devam ediyoruz. 2017 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu ile Türkiye İMSAD tarafından yürütülen çalışmayla yeni bir ‘İnşaat Genel Teknik Şartnamesi’ hazırlamaya başladık. Bakanlık yetkilileri ile derneğimizin İnşaat Malzemesi Satınalma Şartnameleri Komitesi yoğun bir şekilde yeni şartnameler üzerinde çalıştı. Bu, gerek içeriği gerekse de ‘Bakanlık-STK-Özel Sektör İşbirliği’ bakımından oldukça kıymetli bir çalışma. Bu çalışmanın kamu ve özel sektör işbirliğine önemli bir örnek teşkil ettiğine inanıyoruz.Bir an önce yeni şartnamenin yürürlüğe girmesini arzuluyoruz” ifadelerine yer verdi.
Comments
No comment yet.