Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, geçen yılın ortalarından bu yana Türk lirasında gözlenen birikimli değer kaybının yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerinin kademeli olarak hafiflediğini ancak gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdiği belirtildi.
Kurul'un, 25 Eylül tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,09 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,22 puanlık artışla yüzde 9,54'e yükseldiği hatırlatıldı.
Toplantı özetine göre, yıllık enflasyondaki yükselişin temel sürükleyicileri gıda ve hizmet grupları oldu. Bu dönemde gıda ve yiyecek hizmetleri gruplarının yıllık enflasyona katkısı 4,4 puana ulaştı. Hizmet grubu enflasyonunun ana eğilimi yükselirken Türk lirasındaki değer kaybının birikimli etkilerinin hafiflemeye devam etmesiyle temel mal grubu eğilimindeki iyileşme belirginleşti.
Gıda grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir yükselişle yüzde 14,44 oldu. Ağustos ayında yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada yüzde 16,06'ya çıkarken, işlenmiş gıdada yüzde 13,15'e ulaştı. Bu gelişmelerde olumsuz iklim koşullarına bağlı arz yönlü kısıtlar ve Türk lirasındaki birikimli değer kaybı etkili oluyor. Bu görünüm altında grup enflasyonundaki yüksek seyrin bir süre daha devam etme riski bulunuyor.
Hizmet fiyatları aylık yüzde 0,92 arttı ve grup yıllık enflasyonu yüzde 8,96'ya yükseldi. Bu dönemde yıllık enflasyon hizmet alt grupları genelinde artmaya devam etti. Gıda enflasyonundaki görünüme paralel lokanta-otel hizmetlerinde yıllık enflasyon yukarı yönlü seyrini koruyarak yüzde 14,73'e çıktı. Böylelikle 2014 yılının başında yüzde 8 düzeyinde seyreden hizmet enflasyonu yıl içinde yaklaşık 1 puan arttı. Ana eğilim itibarıyla hizmet grubunda yükselmeye devam ederek, çekirdek göstergelerdeki iyileşmeyi sınırladı.
"Gıda fiyatlarındaki yüksek seyir enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktiriyor"
Ağustos ayında yüzde 2,94 seviyesine gerileyen enerji grubu yıllık artışı, tüketici enflasyonuna olumlu katkı verdi. Bununla birlikte Türk lirasındaki birikimli değer kaybı, enerji grubu enflasyonu üzerinde yukarı yönlü risk oluşturdu. Zayıflayan küresel talebe bağlı olarak düşen uluslararası enerji fiyatlarının ise yukarı yönlü riskleri sınırlandırabileceği değerlendirildi.
Temel mal grubu yıllık enflasyonu ağustos ayında yüzde 10,37'ye gerilerken döviz kuru gelişmelerinin alt gruplara farklı sürelerde yansıması nedeniyle alt kalemlerin yıllık enflasyon oranları arasındaki ayrışma sürdü. Bu doğrultuda yıllık enflasyon fiyatları mayıs ayından bu yana düşüş eğiliminde olan dayanıklı mallarda gerilemeye devam etti, döviz kuru etkilerinin daha gecikmeli hissedildiği dayanıklı ve giyim dışı temel mal grubunda ise artış eğilimini korudu. Giyim fiyatlarındaki indirimin son yılların ortalamasından daha yüksek gerçekleşmesinin de etkisiyle mevsimsellikten arındırılmış verilerle temel mal enflasyonu ana eğilimindeki iyileşme sürdü.
Özete göre, geçen yılın ortalarından bu yana Türk lirasında gözlenen birikimli değer kaybının yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkileri kademeli olarak hafifliyor. Ancak Kurul, gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdiği değerlendirmesinde bulundu.
"Bütçe harcamaları, kamu kesimi talebinin üçüncü çeyrekte büyümeyi destekleyebileceğine işaret ediyor"
Bu yılın ikinci çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre, iktisadi faaliyet Temmuz Enflasyon Raporu'nda ortaya konulan görünüme kıyasla bir miktar daha zayıf gerçekleşti. Bu dönemde, dış koşullara bağlı artan belirsizlik algısının etkisiyle tüketim talebi, küresel büyüme görünümündeki yavaşlama sonucu ise ihracat öngörülenden zayıf seyretti. Diğer yandan net ihracat yıllık büyümeye pozitif katkı yapmaya devam etti.
Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyette ikinci çeyreğe göre ılımlı bir artışa işaret etti. Üretim tarafından değerlendirildiğinde, Sanayi Üretim Endeksi temmuz ayında hem bir önceki aya hem de bir önceki çeyrek ortalamasına göre yüzde 1,8 arttı. Ancak, kayan bayramlar ve otomotiv sektöründeki tatil yapısı nedeniyle ağustos ve eylül aylarında üretimde dalgalı bir yapı görüleceğinin ve çeyreklik üretim artışının daha ılımlı bir seviyede gerçekleşeceğinin göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Harcama tarafına ilişkin veriler, üçüncü çeyrekte yurt içi özel kesim talebinin ılımlı bir toparlanma sergilediğine işaret etti. Temmuz ayında tüketim malları üretimi bir önceki çeyrek ortalamasına kıyasla arttı. Dayanıklı mal talebine ilişkin göstergelerden, dayanıklı tüketim malları ithalatı gerilerken, dayanıklı tüketim malı üretimi ile otomobil ve beyaz eşya satışlarının temmuz-ağustos ortalamaları çeyreklik bazda artışa işaret ediyor.
Makine-teçhizat yatırımlarına ilişkin göstergelerden taşımacılık hariç yatırım malları üretimi ve ithalatı artış kaydetti. İnşaat yatırımına ilişkin göstergelerden mineral maddeler üretimi gerilerken ithalatındaki artış eğilimi sürdü. Diğer taraftan temmuz-ağustos aylarına ilişkin bütçe harcamaları, kamu kesimi talebinin üçüncü çeyrekte büyümeyi destekleyebileceğini gösteriyor.
Zayıflayan küresel talebe rağmen ihracat dengeli büyümeyi desteklemeyi sürdürüyor. Temmuz ayında altın hariç ihracat ve ithalat endeksleri aylık bazda sırasıyla yüzde 4,2 ve 3,3 yükseldi. Ağustos ayına ilişkin göstergeler, aylık bazda altın hariç ihracatta gerek jeopolitik gelişmeler gerekse otomotiv sektörü kaynaklı bir azalışa, altın hariç ithalatta ise artışa işaret ediyor. Jeopolitik gelişmelerin ve Avrupa başta olmak üzere zayıflayan küresel talebin bir süre daha dış talebi kısıtlaması bekleniyor. Bu sebeple ihracatın büyümeye katkısının gelecek dönemde yılın ilk yarısına kıyasla daha zayıf olabileceği değerlendiriliyor.
"İşsizlik oranlarının yükselmesi tarım dışı istihdamdaki zayıf görünümden kaynaklandı"
Haziran döneminde mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle işsizlik oranları bir önceki döneme göre artış gösterdi. İşsizlik oranlarının yükselmesi tarım dışı istihdamdaki zayıf görünümden kaynaklandı. İş gücündeki artış sürerken, inşaat ve sanayi sektörlerinde gözlenen istihdam kayıplarının etkisiyle tarım dışı istihdam mayıs-haziran dönemlerinde sınırlı da olsa geriledi. Diğer taraftan hizmet sektöründe istihdam artış eğilimi sürüyor. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergeler ışığında istihdamda durağan bir görünüm bekleniyor. Yatırım eğiliminin düşük seviyelerde seyretmesi ve sanayi üretimindeki ılımlı artış eğilimi, istihdam piyasasındaki iyileşmenin zaman alabileceğine işaret ediyor.
Finansal koşulların daha az sıkı hale gelmesi ve yurt içi belirsizliklerin azalmasının da desteğiyle özel kesim talebinde ılımlı ve kademeli bir toparlanma bekleniyor. Bununla birlikte zayıflayan küresel talep, küresel para politikalarına ilişkin belirsizlikler ve tüketici ve yatırımcı güveninde henüz güçlü ve istikrarlı bir toparlanmanın başlamaması büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutuyor.
Toplantı özetinde, Kurul'un, son aylarda kredilerin büyüme hızının ve kompozisyonunun arzu edilen yönde seyrettiğini dile getirdiği vurgulandı. Bu gelişmede para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin belirleyici olduğu aktarılan özette, tüketici kredilerinin yıllık büyüme oranı düşük seviyelerde devam ederken ticari kredilerin göreli olarak daha güçlü bir seyir izlediği aktarıldı.
Kredilerdeki bu görünümün bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari dengedeki düzelmeyi desteklediğine dikkat çekilen özette, şunlar kaydedildi:
"Bu gelişmelerle uyumlu olarak özel kesim talebinin ikinci çeyrekteki zayıflamanın ardından ılımlı ve kademeli bir artış sergilemesi beklenmektedir. İhracat ise zayıflayan küresel talebe rağmen dengeli büyümeyi desteklemeye devam etmektedir. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde talep gelişmelerinin enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmayacağı, buna karşılık arz yönlü unsurların enflasyonun seyri üzerinde etkili olacağı düşünülmektedir. Yılın başında alınan makroihtiyati önlemlerin ve para politikasındaki sıkı duruşun çekirdek enflasyon eğilimi üzerindeki olumlu etkileri gözlenmeye başlanmıştır.
Yılın ilk aylarında belirgin miktarda artış yaşanan çekirdek enflasyon göstergelerinden 'H' ve 'I' endekslerinin eğiliminde yakın dönemde iyileşmeler gözlenmiş ve enflasyon eğiliminde yaşanan artışın büyük bir kısmı ağustos ayı itibarıyla geri alınmıştır. Bu çerçevede birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları da kademeli olarak azalmaktadır. Kurul, 2015 yılında enflasyonda bu kanaldan önemli bir düşüş alanı olduğuna dikkat çekmiştir. Bununla birlikte ikincil etkilerin ve son dönemde döviz kurunda yaşanan oynaklığın yakından izlenmesi gerektiği vurgulanmıştır."
"Düşen emtia fiyatları enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri sınırlayabilir"
Özette, gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdiğine işaret edilerek, Kurul'un, son aylarda yurt içi gıda fiyatlarının yurt dışı gıda fiyatlarından olumsuz yönde ayrıştığına dikkat çektiği aktarıldı.
Zayıflayan küresel talep sonucunda düşen emtia fiyatlarının ise enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri sınırlayabileceğinin altı çizilen özette, enflasyonun ulaştığı yüksek seviyelerin orta vadeli beklentileri olumsuz etkilediği ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdığı vurgulandı.
Kurul'un, enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışları ile enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyeceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceği belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:
"Son dönemde finansal piyasalarda küresel para politikalarına dair belirsizlikler devam etmektedir. Amerika Merkez Bankası nicel genişleme adımlarını sonlandırırken politika faizini uzun bir süre düşük seviyelerde tutacağını belirtmiştir. Ayrıca politika faizinin uzun vadede ulaşması beklenen seviye küresel kriz öncesi dönemlere göre daha düşük düzeyde bulunmaktadır.
Bu çerçevede Kurul'a 'Döviz ve Efektif Piyasaları - Döviz Depo Piyasası' limitleri, faiz oranları ve geçmiş uygulamalar konusunda bilgi sunulmuştur. Yakın dönemde Avrupa Merkez Bankası ekonomik yavaşlama ve deflasyon risklerine karşı politika faizlerinde düşüşe gitmiş ve nicel genişleme programı açıklamıştır. Bu politikaların gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında artışa yol açması beklenebilecekse de sermaye akımlarındaki oynak yapının devam ettiği gözlenmektedir."
Kurul'a telafi faizi ödenmesine yönelik çalışmalar hakkında bilgi sunuldu
Finansal istikrar açısından bankacılık sektörünün mevcut sağlıklı yapısının daha da güçlendirilmesinin taşıdığı öneme dikkat çekilen özette, bu çerçevede Kurul'a, zorunlu karşılıkların Türk lirası olarak tutulan kısmına bankacılık sektörünün mevduat ve öz kaynak rasyolarını pekiştirmeyi özendirecek şekilde telafi faizi ödenmesine yönelik çalışmalar hakkında bilgi sunulduğu açıklandı.
Kurul'un, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip ettiği aktarılan özette, para politikası duruşu oluşturulurken, gelecek dönemde mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı dile getirildi.
Özette, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenebileceği vurgulandı.
Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin makroekonomik istikrarı destekleyeceği belirtilen özette, "Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır" değerlendirmesinde de bulunuldu.
Comments
No comment yet.