Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, bu yıl için Orta Vadeli Program'da (OVP) büyüme hedefinin yüzde 4 olduğunu belirterek, "Bu rakama ulaşacağımızı, hatta bu rakamın üzerine bir büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz" dedi.
Türkiye Sanayi Stratejisi ve Lonca Tanıtım Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Işık, sanayi alanındaki büyük projelere ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin hem kendi üretim gücünü hem ülke refahını artırmak hem de dünyadaki konumunu güçlendirmek için büyük projeler yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Bakan Işık, bu projeleri yaparken, "yerli, yenilikçi ve yeşil üretim" esaslarını projelerin merkezinde tutacaklarını ifade ederek, "Eğer bir büyük proje yapılıyorsa, burada mümkün olan her alana yerli üretimi yerleştirmek durumundayız. Bu projeler aynı zamanda Türkiye'nin teknoloji üretme kabiliyet, kapasite ve altyapısına da katkı sağlamak zorundadır. Şimdi kamuoyunun tartıştığı 4G-5G'de olduğu gibi bizim orada en fazla odaklandığımız alan, Türkiye alım yapacağı bu alanlarda kesinlikle teknoloji üreten ülke konumuna gelmektir" diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin 2015 yılı büyümesine ilişkin bir soru üzerine Işık Türkiye'nin geçen yıl yüzde 2,9 büyüdüğünü, geçen yıl yaşanan don olayları nedeniyle tarımın büyümeye 0,5 puan negatif etkisinin olduğunu ve imalat sanayisinin geçen yıl yüzde 3,5 ile ülke büyüme hızını geçtiğini anımsattı.
Işık, bu yıl tarımda bir risk görmediklerini dile getirerek, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan AB ekonomisindeki canlanmanın da ülke büyümesine pozitif yansıyacağını kaydetti.
Türkiye'nin etrafındaki ülkelerdeki istikrarsızlığın da bir miktar azalmasıyla beraber ekonomik büyümenin hızlanacağını öngören Işık, "İlk çeyrek büyümesi arzu ettiğimiz noktada gelmeyecek ama kötü bir büyüme rakamı beklemiyoruz. İkinci, üçüncü ve dördüncü çeyrekte hem iç tüketimden hem de ihracattan daha olumlu gelişmeler bekliyoruz. Bu yıl için OVP’de büyüme hedefimiz yüzde 4. Biz bu rakama ulaşacağımızı, hatta bu rakamın üzerine bir büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz" ifadelerine kullandı.
"Bir tek ülkeyi rol model alıp da her şeyi ona göre ayarlama dönemi bitti"
Bakan Işık, dövizdeki dalgalanmalara ilişkin bir soruya, "Dövizin fiyatından ziyade dövizdeki oynaklık bizi yoruyor. Oradaki dalga boyunun kısalması önemli. Doların ve avronun bir yerde istikrar kazanması ve maliyetlerin orada oluştuktan sonra tekrar bir dalgalanmanın yaşanmaması bizim için birinci öncelik" cevabını verdi.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artış belirsizliği nedeniyle gelecekte dolarda bir miktar daha dalgalanmanın yaşanabileceğine işaret eden Işık, dövizdeki oynaklığın azalmasıyla sanayicilerin önünü görerek buna uygun yatırım yapmaya devam etmesini beklediklerini vurguladı.
Fikri Işık, Merkez Bankası'nın olayları yakından takip ettiğini ve gerektiğinde elindeki çeşitli enstrümanlar tedbirler aldığını ifade etti.
"Türkiye'nin sanayide rol model olarak gördüğü ülke var mı?" sorusuna Işık, "Bir tek ülkeyi rol model alıp da her şeyi ona göre ayarlama dönemi bitti. Kamu üniversitesi-sanayi işbirliğinde Almanya'yı rol model alabiliriz. Ama açık inovasyon ve teknolojiyi geliştirmede de ABD'yi rol model alabiliriz. Geleceğin teknolojileri konusunda da Japonya'yı örnek alabiliriz. Hatta bir ülkeyi bir rol model almaktan ziyade kamu üniversitesi-sanayi işbirliğinde bir üniversiteyi bile örnek alabiliriz. Şimdi kurumlar kendi aralarında misyon farklılaşmasına gidiyor. Örneğin Intel ile HP aynı grubun iki farklı şirketi gibi davranıyor ama patronajları aynı değil. Belli global şirketler kendi alanlarında dünyanın en iyisi olma yarışında. Bizim gibi her şeyi yapan şirketler değil. Bizde bir grup oluşturma ve o grup her işi yapacak anlayışı var" karşılığını verdi.
"Yerli otomobilde birinci fazı tamamlamak üzereyiz"
Yerli otomobilin açıklanan yeni Strateji Belgesi döneminde gerçekleşip gerçekleşmeyeceği yönündeki soruya Işık, Yeni Sanayi Strateji Belgesi'ne yerli otomobil üretimi ile ilgili bir eylem koymadıklarını belirtti.
Türkiye'nin 2020 yılına kadar kendi markası ile otomobil üreterek öncelikle iç pazara sonrasında da dünyaya sunmasının daha önce açıkladıkları bir hedef olduğunu anımsatan Işık, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Birinci fazı tamamlamak üzereyiz. Yerli otomobilin ve otomobil teknolojilerinin geliştirilmesinde TÜBİTAK Ar-Ge'de öncü kuruluş olsun istiyoruz. Kamunun liderliği ve desteği olmadan sürdürülebilir Ar-Ge mümkün gözükmüyor. Mühendislik ve dizayn alanında TÜBİTAK'ın da içinde olduğu ama özel sektöründe var olduğu bir yapı planlıyoruz. Üretimde ise tamamen özel sektör olacak. Devletin üretim yapmasını hiçbir şekilde öngörmüyoruz. Türkiye'ni şu anda çok güçlü bir yan sanayisi var. Ama bu otomotiv yan sanayi şu anda dünyada stratejik ortak düzeyinde değil, tedarikçi düzeyinde. Almanya'nın otomotiv yan sanayisi ise otomotiv sanayisinin stratejik ortağı konumunda.
Eğer sizin markanız yoksa sizin yan sanayiniz stratejik ortak konumuna yükselemiyor. Almanya'nın otomotiv sektörü ile alınacak her kararda önce yan sanayi nasıl etkilenir diye tartışılıyor ve o karar alınıyor. Türkiye'nin böyle bir önceliği ve lüksü yok. Çünkü kendi markası yok. Kendi markası olmayınca da daha uygun fiyat bulduğu zaman tedarikte yön değiştirmek mümkün olabiliyor. Yerli otomobili bunun için çok önemsiyoruz. Bu noktada kendimize rekabetin çok yoğun olduğu içten yanmalı motorları değil, menzili artırılmış elektrikli araç segmentini hedef olarak koyduk. Çalışmalarımız sürüyor."
Türkiye'nin şu anda otomobil üreticilerinin haricinde yıllık yaklaşık 60 binin üzerinde içten yanmalı motora ihtiyacının olduğunu belirten Işık, raylı ulaşım sistemleri ve içten yanmalı motor üretimi konusunda bir kümelenme çalışmasını desteklediklerini ve bir Motor Mükemmeliyet Merkezi kurmak zorunda olduklarını ifade etti.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı