Türkiye aynı zamanda Çin ve Hindistan'ın ardından en fazla birinciliği olan ülke konumunda.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye birçok üründe dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumu gibi 7 üründe dünya birincisi olan Türkiye'nin karpuz, kavun, çilek, pırasa, bal ve fiğden oluşan 6 üründe üretim sıralamasında ikinci, mercimek, elma, salatalık, yeşil biber, yeşil fasulye, kestane, Antep fıstığında ve koyun sütünden oluşan 8 üründe ise üçüncü sırayı alıyor.
Türkiye domates, mandalina, ıspanak, ceviz, nohut ve bal mumumdan oluşan 6 üründe dünya dördüncüsü, şeker pancarı, çay, patlıcan, böğürtlen, keçiboynuzu, zeytin ve vanilyadan oluşan 7 üründe dünya beşincisi, üzüm, kuru soğan, şeftali ve aspir üretiminde ise altıncı sırada.
Armut, limon, greyfurt, arpa, pamuk, ayçiçeği, çavdar ve yeşil soğanda 7'inci, badem ve koyun etinde 8'inci, kabak, marul ve kivide 9'uncu, buğday, havuç, portakal, karnabaharda 10'un sırada yer alan Türkiye, 17 üründe ise 11'incilikle 19'unculuk arasında bulunuyor.
TZOB Başkanı Bayraktar
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin ekolojik üstünlüğe sahip 7 üründe dünya birincisi olduğunu belirtirken, bu ürünlerin Türkiye'ye aynı zamanda ihracat şansı, ihracat geliri de getiren ürünler olduğunu söyledi.
Türkiye'nin üretimde birinci olduğu fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumunun pahalı ürünler olduğuna dikkati çeken Bayraktar, ülkenin bu ürünlerin ihracatından önemli miktarda da döviz kazandığını bildirdi.
Bunun dışında Türkiye'nin 6 üründe dünya ikinciliği, 8 üründe de dünya üçüncülüğü olduğuna işaret eden Bayraktar, “Bu ürünleri ülkemizde korumak ve geliştirmek, bu ürünleri üreten insanları korumak kollamak çok önemli, sürdürülebilir üretim noktasında bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınması lazım” dedi.
55 üründe ilk 10'un içerisindeyiz
Türkiye'nin yaklaşık 55 ürününün dünya sıralamasında ilk 10'un içerisinde olduğuna dikkati çeken Bayraktar, bunu çok önemsediklerini söyledi
Sadece meyve ve sebzede değil, baklagillerde de ülkenin iyi durumda olduğunu belirten Bayraktar, verdiği örnekte Türkiye'nin mercimek ve yeşim fasulyede dünya üçüncüsü olduğunu söyledi. Turunçgillerde bile Türkiye'nin 35'inci sırada olduğunu, pirinçte 38'inci sırada bulunduğunu anlatan Bayraktar, ekolojik üstünlüğe sahip olunmayan ürünlerde de Türkiye'nin durumunun iyi olduğunu ifade etti.
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu bizi şu sonuca götürüyor, Türkiye'nin müthiş bir potansiyeli, müthiş bir ürün çeşitliliği var. Bizim bu potansiyeli iyi değerlendirmemiz halinde gayri sahfi milli hasılaya katkımız çok fazla olacaktır. Bu ürünlerin önemli kısmı dünyada pahalı olan ürünler, bunların ihracatından da ülkemize çok önemli ölçüde döviz girdisi sağlanmış olacak. Tarım potansiyelimizi değerlendirdiğimizde birçok üründe daha yukarılara çıkma şansımız olacak”
Türkiye'nin hububatta dünyadaki ilk 10 ülke arasında olmasını da çok önemsediklerini belirten Bayraktar, sadece buğday üretimini 25 milyon tonların üzerine çıkarabilmenin mümkün olduğunu söyledi.
Türkiye'nin özellikle meyve ve sebzede dünya ile rekabet şansının yüksek olduğuna işaret eden Bayraktar, koyunculukta dünyada iyi bir noktada bulunan Türkiye'nin daha iyi bir noktaya gelebileceğini belirtti.
Bayraktar, sulama yatırımlarının tamamlanması durumunda yağlı tohumlarda da rekabet şansı yakalanabileceğini ifade etti.
“ABD'yi geçtik”
Dünya tarım ürünlerindeki birinciliklerde Çin'in ilk, Hindistan'ın ikinci sırada yer aldığını belirten Bayraktar, Türkiye'nin ise üçüncü sırada bulunduğunu söyledi.
Bayraktar, “Biz dünya tarım ticaretinde çok önemli bir role sahip olan hatta dünya ihracatında birinci sırada olan ABD'yi geçmiş durumdayız. ABD, bu
ürün sıralamasında dördüncü sırada. Bu bakımdan da bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekir” dedi.
“Yapısal sorunların çözümü önemli”
Dünya sıralamasında daha çok yer almak için Türkiye'de yapısal sorunların çözümünün ve üreticilerin desteklenmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Bayraktar, Türk çiftçisinin girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu buna rağmen bu başarıyı sağladığını kaydetti.
Yapısal sorunların çiftçiye getirdiği yüksek maliyetler de olduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Nedir bunlar? Üç milyon hektar araziyi sulamaya açamadık bunu sulamaya açtığımızda bu ürünleri daha fazla daha verimli yetiştirmek mümkün olabilecek. Belki ürün çeşitliliğini sağlamamız mümkün olabilecek. İşletme büyüklüğümüz 5 hektar ama 6-7 parçadan oluşuyor, bu tarımda sürdürülebilir bir durum değildir. Arazilerin parçalanmasının önlenmesi, miras hukukunun değiştirilmesi çok önemli. Arazi toplulaştırılması anlamında da Bakanlığın yaptığı çalışmalara destek veriyoruz. Hedef 10 yılda 10 milyon hektar arazinin toplulaştırılması”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı