İnşaat Mühendisi Berna Yıldırım; insaatnoktasi.com ziyaretçilerine özel LEED Platin Sertifikası ve Yeşil Bina hakkında detaylı araştırma yaptı. Sözlerinde doğanın önemini çok kez vurgulayan Yıldırım, önemine dikkat çekmek için daha fazla çalışma yapılmasını öneriyor.
Sadece kendi çıkarlarını düşünen insanoğlu maalesef doğayı da bu hedef doğrultusunda mahvetti. Sanayi devriminin gelişmesiyle fabrikalar kuruldu, yakıt tüketimi arttı, ağaçlar kesildi, ormanlar yakıldı ve daha niceleri… neden ? Daha fazla para kazanmak uğruna hırslarına yenik düştüler. Peki dünyanın da bizlere tepki verdiğini görebiliyor muyuz? Yaklaşık 4,5 milyar yaşında olan dünyamızda buzullar erimeye, orman yangınları artmaya, iklimler kaymaya ve doğal afetler gerçekleşmeye başladı. İnşaat sektörü de masum değil tabi ki. İnşa edilen binalarımızla biz bu yangına körükle gidiyoruz. Nefes almayan evler yapıyoruz. Tabiatın güzellikleri arasına adeta bombalar kuruyoruz.
Doğayı evinize uydurmaktansa, evinizi doğaya göre yapmaya ne dersiniz? Sizleri ‘’yeşil bina’’ ile tanıştırayım. Yeşil binalar, aslında tahmin ettiğimizden çok akıllıdır. Mesela kendi kendine enerji üretebilir ve bununla akşam sizin aydınlanmanızı sağlayabilir. Veya gelen yağmur sularını arıtıp sizin için depolayabilir. Sadece bu kadar da değil, güneş ışığını en etkin biçimde alarak minimum enerji ile içinizi ısıtabilir ve doğayla iç içe kalarak motivasyonunuzu yükselterek verimli çalışma performansı kazandırabilir.
Yeşil bina tasarımında dikkat edilmesi gereken en önemli husus inşa edilecek bölgenin coğrafi konumudur. İklim şartlarına göre malzeme seçimi yapılmalı ve tercih edilen malzemenin yerel olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca mevcut bitki örtüsüne zarar verilmeden, yapıların güneş enerjisinden en fazla faydalanacağı yönde konumlandırılmasına özen gösterilmelidir. Eğer yeşil çatı uygulaması da yapılacaksa, yeşillendirme çevreye uyum sağlayabilecek, bakımı kolay bitkilerden olmalıdır. Yağmur sonrası arıtılarak depolanmış suyun bahçe sulama veya temizlikte kullanılabileceği, düşük rezervuarlar ve ekonomik armatürler oluşturulmalıdır. Bu hususlar doğrultusunda bir yapı tasarlar ve inşa ederseniz ‘’yeşil bina’’yapmış olursunuz ve ısı adası oluşumunu büyük ölçüde engellersiniz.
Yaşam alanımız olan binalarımızda soluduğumuz havanın kalitesinden kullandığımız enerjisinin sonucu salınan karbon miktarına kadar her türlü bilgiye erişebilme hakkımız olmalıdır. Bu bağlamda etiket görevi üstlenen sertifikalar ortaya çıkar. Eğer yeşil binanıza sertifika alabilirseniz, tüketiciyi teşvik edip kurumunuza prestij sağlayabilirsiniz. Ancak bu sertifikaları almak sandığınız kadar kolay değildir. Ön planda olan LEED Sertifikası alınması en zor fakat bir o kadarda değerli olan etikettir. Peki nasıl alabiliriz? Yapının değerlendirilmeye alınması için öncelikle her koşulu sağlaması gerekmektedir. Tasarım ve yapım olmak üzere iki aşamada gerekli belgeler denetimi sağlayan ABD Yeşil Bina Konseyi (USGBC) tarafından incelenir. Her bölüm için ayrı ayrı puanlandırma yapılır. Toplam puan belirlendikten sonra Sertifika, Gümüş , Altın ve Platin kategorilerinden hangisine uygunsa, yapı onu almaya hak kazanır.
Ülkemiz 10.90 milyon metrekare sertifikalı yeşil alan ile 150 ülke arasında 6. Sırada yer almaktadır. Türkiye’de İlk kez LEED Platin sertifikasını Ankara’da Eser Holding Binası alırken, Dünya’da ise LEED Platin sertifikası İstanbul Bahçelievler’de açılan Memorial Sağlık Grubu Hastenesi ile ilk kez bir hastaneye verilmiştir.
İnşaat Mühendisi Berna Yıldırım
Düzenleyen: Ayşe Nur Ustaoğlu
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı