Son dönemde şirketin geri dönüşüm alanında potansiyel satın alma fırsatlarını değerlendirdiği ve bu stratejiyi desteklemek amacıyla ham madde tedarik zincirini güçlendirmeye çalıştığı ortaya çıktı. Ancak, bu süreçte başarılı olunmadığı belirtiliyor.
Birmingham’da düzenlenen İngiltere Metal Fuarı’nda Tata Steel UK’in halkla ilişkiler başkanı Tim Rutter, çelik üretiminde yeni teknolojilere geçişin stratejik bir adım olduğunu belirterek, hurda tedarik zincirini güvence altına almak için çeşitli seçeneklerin değerlendirildiğini ifade etti. Rutter, şirketin hali hazırda Swansea Üniversitesi ile işbirliği içerisinde hurda ayrıştırma projeleri üzerinde çalıştığını ve geri dönüşüm sürecinin bu işbirlikleriyle daha verimli hale getirilebileceğini vurguladı.
Hurda tedarikindeki zorluklar ve piyasada artan rekabet...
Tata Steel’in Elektrik Ark Ocağına (EAF) geçiş süreci, çelik üretiminde daha fazla hurda talebini gündeme getiriyor. Ancak, İngiltere piyasasında hurda tedarikinin sınırlı olması ve piyasa rekabetinin yoğunlaşması, bu geçişin önünde ciddi engeller oluşturuyor. İngiltere'de her yıl yaklaşık 10 milyon ton demir hurdası ihraç edilse de, bu hacmin yerel piyasa ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmayabileceği ifade ediliyor.
Piyasa uzmanları, Tata Steel’in hurda talebinin 2027 itibarıyla yıllık 2,5 milyon tona ulaşacağını öngörüyor. Ancak, inşaat sektöründeki durgunluk ve otomotivdeki düşük tüketici harcamaları nedeniyle hurda arzının azalması, tedarik zincirinin sürdürülebilirliği açısından riskler yaratıyor. Ayrıca, piyasalarda artan oynaklık, hurda fiyatlarının öngörülemez hale gelmesine neden oluyor.
Geri dönüşüm yatırımları stratejik önem kazanıyor...
Tata Steel'in geri dönüşüm şirketleriyle işbirliği yapma ya da bir geri dönüşüm şirketini satın alma seçeneklerini değerlendirdiği biliniyor. Şirketin bu alandaki uzmanlığı, hurda tedarik zincirini dikey olarak entegre etme ve kalite kontrol süreçlerini iyileştirme hedefiyle örtüşüyor. Ancak, geri dönüşüm sürecindeki teknik zorluklar ve yüksek sermaye gereksinimi, bu stratejinin uygulanmasını zorlaştırabilir.
Bir piyasa kaynağı, hurdanın sınıflandırılmasının ciddi yatırımlar gerektirdiğini ve bazı hurda türlerinin yüksek bakır ve krom seviyelerine sahip olabileceğini belirtiyor. Bu durum, geri dönüşüm sürecinde daha fazla ayrıştırma ve kalite kontrol çalışması gerektiriyor. Ek olarak, hurda piyasasındaki mevcut rekabet koşulları ve diğer çelik üreticileriyle artan rekabet, Tata Steel'in hurda tedarik maliyetlerini arttırabileceği belirtilyor.
Son olarak, Tata Steel'in potansiyel geri dönüşüm yatırımlarının maliyetine dair tahminler, sadece bir parçalama makinesinin maliyetinin yaklaşık 12 milyon sterlini bulabileceğini ortaya koyuyor. Buna ek olarak, bu makinelerin operasyonel süreçleri için geniş bir arazi, uzman mühendislik kadrosu ve bakım çalışmaları da gerekli olacağı aktarılıyor.
Tata Steel'in elektrik ark ocağına geçiş süreci, şirketin çelik üretiminde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak bu geçiş, geri dönüşüm ve hurda tedarik zincirinin güvence altına alınmasını gerektiriyor. Piyasa koşulları ve teknolojik zorluklar göz önüne alındığında, Tata Steel'in önümüzdeki dönemde geri dönüşüm alanında atacağı adımlar büyük bir dikkatle izleniyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı