1-Rd Positive Mimarlığı tanıyabilir miyiz?
Rdpositive yenilikçi, yaratıcı bir tasarım dili ile mimarlık ofisi olarak 2003 yılında kurulmuştur. Mimar Rana Dönmez Tarafından yürütülen Yurt içi ve yurtdışı tasarım, proje geliştirme ve uygulama danışmanlığını profesyonel bir ekip ile Mimari – İç mimari - Restorasyon konularında sürdürmektedir.
Mimar Rana Dönmez, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünden mezun oldu. Milano Domus Academy’de Kurumsal Tasarım konusunda eğitim aldı. 1996 yılında V. Ulusal Mimarlık Ödülü - Grafik Başarı Ödülü almıştır.
Özel ve kamu kuruluşlarına ait mimari ve restorasyon projelerinin yanı sıra yabancı markalara danışmanlık ve yurtdışı otel projeleri gerçekleştirmektedir.
2-Bir projeye hayat verirken nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle vazgeçemediğiniz bir detay var mı?
Her proje; bulunduğu çevresel koşullar, çağdaş içeriği ile bağımsız araştırma projesi olarak ele alınmaktadır.
İşlevsellik, sağlamlık ve estetiğin bir arada olması vazgeçmediğimiz yaklaşımımızdır.
Tüm tasarım alanlarında, müşterinin bağımsız hayat koşullarına - genellikle fiziksel, psikolojik, sosyolojik davranışlarına ve hayat tarzlarına göre kullanım alanları geliştirilmektedir.
3-Tarihi Ara Han Projesine nasıl başlandı? Biraz bahseder misiniz?
Rdpositive mimarlık ofisi olarak önümüzdeki yıllarda gastronomi müzesine dönüştürmeyi planladığımız Ara Han, eski adıyla Küçük Kınacıyan; Sirkeci’nin önemli simgelerinden Büyük Postane karşısında iç avlulu Hekim çıkmazı’nda yer almaktadır.
Ülkelerin kültürel kimliklerinin bir parçası olan mutfak kültürünün diğer disiplinlerle olan ilişkilerini çağdaş bir tasarımla paylaşmak amacıyla binanın gastronomi müzesine dönüşme fikri ortaya çıktı.
Bu süreç içinde dede yadigarı olan Ara Han ile ilgili tarihsel araştırmalar yaptık.
Ressam Osman Hamdi bey’in oğlu Edhem tarafından inşa edildiğini ve Milli Mücadele yıllarında Trakya Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti kuruluşuna ve toplantılarına tanıklık ettiğini tespit ettik.
1905 yılı civarı inşa edildiği tahmin edilen Ara Han, kütlesel özellikleri ile döneminin ticari yapılarının önemli örneklerinden biridir. Neoklasik stilde tasarlanmış yalın cephe özelliklerine sahip yapı kat silmeleri ile süslenmiştir. Binanın asansörü 105 yıllık “Stiegler“özel yapım asansördür, çalışma sistemi ve ahşap süslemeleri ile benzersizdir.
Tarihsel olarak birçok olaya tanıklık etmiş olan dede yadigarı yapıyı, bu aşamada kendi özkaynaklarımızla müzeye dönüştürmeye çalışıyoruz.
4-Proje ile neyi amaçladınız?
Bünyesinde farklı kültürleri birleştirmesi hedeflenen müzede; tasarım, kültürel etkinlikler ve mutfak birlikteliğinin sunulması ve dünyadaki diğer kültürel etkileşimlerle yeni birliktelikler ve fikirler geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Giriş katında cafe, kitaplık ve hediyelik bölümleri, çatı katında ise özel bir gastronomi mutfağı yer alacak müze, diğer katlarında koleksiyonlar ve geçici sergilerle çok kültürlü bir felsefeyi ziyaretçileri ile paylaşacaktır.
Şu an proje aşamaları devam etmektedir.
5-Diğer müzelerden farklı olarak çok kültürlü bir felsefeyi ziyaretçiler ile paylaşacağınızı belirttiniz,
Bu etkileşimden nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Gastronomi ilişkilerinden yola çıkarak bu tür ürünlerin resim, heykel, fotoğraf vb. görsel sanat formlarındaki üretimleri ve ülkelerarası etkileşimleri ile kültürel kimliğin aktarılmasını hedefliyoruz. Sonucunun ülkemizin kültür turizmini destekleyici olmasını umarız.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı