Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Bölgeler Koordinatörü Bilgehan Engin, navlun fiyatlarındaki gelişmeleri değerlendirdi.
Bu yılın başında 40'lık konteyner için 13-14 bin dolar seviyelerinde olan Uzak Doğu-Avrupa navlunlarının son dönemde 10 bin doların altına düştüğünü dile getiren Engin, "Bu trend devam ederse yaz döneminde 9 bin doların altını görebilir." diye konuştu.
Engin, Kovid-19 salgını sonrası navlun fiyatlarındaki düşüşün birkaç sebebi olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sebeplerin başında öncelikle emtia ve ham madde fiyatlarının çok yüksek seyretmesi, bu girdi fiyatlarının yüksekliğinden dolayı piyasalardaki mamulün ciddi oranda pahalanması ve bunun sonucu olarak talebi kırıcı boyuta gelmesi sayılabilir. Ek olarak dikkati çeken bir başka dinamik, yüksek seyreden ve yüksek seyirlerde ısrar eden navlunlardan dolayı bazı bölgesel armatörlerin alternatif servisler sunarak rekabet yaratmaya başlamasıdır."
Engin, konteyner fiyatlarına yönelik yıl sonu tahmini yapmanın zor olacağına işaret ederek, "Ancak global ekonominin tüm dinamiklerinin navlun fiyatlarında etkisi olduğu gibi belli başlı küresel armatörlerin tutumları da navlunların yukarı seviyelerde ısrarcı olmasına neden oluyor. Sene sonuna doğru navlunun aşağı yönlü olacağını tahmin ediyoruz. Yukarı yönlü bir hareket beklemesek de ne yazık ki kesin konuşmak güç." dedi.
Düşüş trendinin ihracatçılara büyük bir rahatlama getirmesini beklemediklerini de anlatan Engin, ihracatçının şu anki navlun fiyatlarının ötesinde hedef pazarlarda liman sıkışıklıkları, şoför bulunamaması, gümrüklerde yoğunluk gibi salgından kalan ve hala devam eden bazı yapısal sorunlardan daha fazla etkilendiğini gözlemlediklerini söyledi.
Engin, deniz yolu taşımacılığında ise ekipman eksikliği, gemilerdeki yer sıkıntıları ve navlunlar düşmesin diye hatların haftalık servislerinin haftada bir yerine, ayda 3'e, 2'ye çekilmesi gibi yapısal sorunlar yaşandığına işaret etti.
"Uzun vadeli önlemler alınmalı"
Engin, konteyner fiyatlarındaki artışa karşı alınacak önlemlerin kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli olması gerektiğini aktararak, küresel ekonomide rekabeti bozucu dinamiklerin iyi irdelenmesi ve gözlemlenmesi, bu dinamiklere karşı yapısal ve ciddi önlemler alınması gerektiğini anlattı.
Sektörde yaşanan rekabet sorunlarına da değinen Engin, şunları kaydetti:
"Rekabetin bozulduğu ortamlarda tabii ki eğer bir tekelleşme söz konusuysa, o endüstride fiyatların artış eğilimine girdiği, yüksek seviyelerde ısrarcı olduğu bir gerçektir ve aynı zamanda bir doğal dinamiktir. Açıkçası temel olarak, navlunların yüksek seyretmesine karşı alınacak en yapısal, en köktenci önlem tekelleşmenin önlenmesi olacaktır. Bunun dışında Türk sanayisi geliştikçe, üretim bilinci yerleştikçe, katma değerli ürünler üretilmesi ve bunların ihraç edilmesi teşvik edildikçe ve devreye alındıkça Türkiye zaten ister istemez bir üretim merkezine dönüşecektir. Dolayısıyla kendi malına, kendi stratejik pazarına, kendi araç ve imkanlarına sahip oldukça yerli ve milli vasıtalarla taşımacılık için bir refleks gelişecektir.
Taşımacılıkta ve lojistikte kendi ağını kurmak ya da kendi ağına sahip olmak tamamen katma değerli ürün üretmekle ve kendi pazarına sahip çıkmakla ve stratejik bir pozisyon almakla ilgilidir. Bu olduğu zaman yerli ve milli armatörler ve lojistik servis üreticiler daha da çoğalıp güçlenecektir. Bunu da bir evrim süreci olarak görebiliriz."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı