GAD Mimarlık Kurucusu Gökhan Avcıoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı ilk oturuma, ZAXE 3D Teknolojileri Kurucusu Aydonat Atasever, Yüksek Mimar Leyla İlman Yörür, RAMA IS Bilişim Teknolojileri Müge Sümerol ve PIN Architects Kurucu Ortağı Genel Müdürü Salih Küçüktuna konuşmacı olarak katıldı.
Mimarların tarih ve sosyoloji bilmesi gerektiği kadar artık yeni teknolojiye de kendisini hazırlaması gerektiğini vurgulayarak oturumu açan Gökhan Avcıoğlu, bu gelişmenin mimarlık eğitiminin gözden geçirilmesi anlamına geldiğini söyledi ve “En büyük engelin müteahhitlerden kaynaklandığını gördüm. Onların görev alanının küçüleceği bir dünyaya doğru gidiyoruz. Mimarın tezgahından imalata sonra inşaata giden bir süreç hayal ediyoruz. 20’nci yüzyılda mimarlardan çalınmış roller var. Mimarların bu rolleri geri kazanması için hazır olması gerekiyor,” diye konuştu.
Küçüktuna: “Mimarlar teknoloji kullanımında geriden geliyor”
Salih Küçüktuna “Mezun olduğumdan günümüze kadar her beş yılda bir teknolojik anlamda bir değişim yaşandı. Teknolojinin arz yaratması mimarların talep yaratmasıyla gelişir. Geriden geliyorlar. Bu kadar hayatlarını kolaylaştıracak bir teknolojiye neden direnç gösteriyorlar. Temel sorun eğitim,” dedi ve devam etti: “Mimarlık çok tutucu ve en eski mesleklerden biri. Yeniliklere direnç gösteriyor. Teknolojinin kullanılması, tüm üniversite eğitimine yayılması gerekiyor ama kimse rahatını bozmuyor. STEM eğitim modeliyle buna hazırlıklı gelen bir nesil var. Ama bugünkü nesil hazırlıksız yakalandı. Eğitim alanından risk alıp öncü davranmak gerekiyor.”
İlman: “İnşaat sektöründe robotlar devreye girdi”
İnşaat sektörünü muhafazakar kalmak ve teknolojiye en az entegre olmakla eleştiren Leyla İlman Yörür ise “1945 ten bu yana tek gelişmeyen sektör inşaat sektörü. Hiçbir gelişim yok. Hep aynı yerde kalmış. Teknoloji büyük bir ivmeyle ilerliyor, inşaat sektörü bunu takip edemiyor gibi. Hızlı bir şekilde yakalayacak bence. Yeni robotlar üretilmeye başlıyor çünkü artık böyle bir piyasa var. 10 senedir başladı ve hızlı bir şekilde ilerliyor. İnsan elinin yapamayacağı özel tasarımların robot tarafından milimetrik yapıldığını görüyorsunuz. Siz bir tasarım yapıyorsunuz o uyguluyor. Tatmin edici bir sonuç ortaya çıkıyor. Tek fonksiyonlu robotlar üretilmeye başladı. Bir insan 400, robot 2000 tuğla örüyor. Araştırma geliştirme projeleri açık kaynak (open source) olarak ortaya konuyor, herkes bir başkasının üzerine ekleyerek ilerliyor. Onun için geleceğe yönelik eğitim ve algılama modelleri geliştirilmesi lazım,” diye konuştu.
Sümerol: “Dünya globalleşmeyi kurallar üzerinden yapacak”
“Dünyadaki bütün teknolojiler genç mimarların emrinde” diyerek sözü alan Müge Sümerol “İlginç olan deneyimden çok yeni nesilden beklenti var. Standart rollerden, biçilmiş rollerden daha farklı roller bekleniyor,” diye konuştu. “Bir tasarımın kağıt üstündeki haliyle gerçek farklı oluyor. Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) ile bir doktoru hastane projesi içinde gezdirebiliyorsunuz. Bu bir similasyon ortamı sunuyor. Ondan aldığınız geri dönüşle bilgiyi doğru kullanıyorsunuz,” diyen Sümerol şöyle devam etti: “Dünya globalleşmeyi kurallar üzerinden yapacak. Ülke kurallarıyla ilgisi yok. Bilgi birikimi sonucu, dünyada her ülkede kapalı alanda sigara içilmiyor. Enerji su ve iklim kontrolü alanında da kurallar geliyor. Belirli standartlar ve hatta seri üretimler olacak. Kurallar sizi yontmaya başlayacak. İşin ilginç tarafı mimarlar işin içine gerçekten girecek.”
Atasever: “3D printer ile ev basabilir hale geleceğiz”
GittiGidiyor Kurucu Ortağı Aydonat Atasever ise 3D printerın çok yakında mimarlığa daha fazla faydası olacağını anlattı. 2012’den bu yana kendisini 3D printer dünyasının içinde bulduğunu söyleyen Atasever “Mimarlık ofisleri ciddi bir ihtiyaç halinde sektöre girdi. Mimarın tasarım safhasında kafasında düşündüğü unsurlar üç boyutlu maketler halinde basılabiliyor. Peki neden ev yapılamıyor? Çok yakın zamanda ev basılabilecek. İnşaat malzemesinin ana duvarları, malzeme teknolojinin uyumlu halde basılabilir ve kullanılabilir olduğu vakit istediğimiz boyutlarda ev basabilir hale geleceğiz,” dedi ve ekledi: “Yapı küçük boyular halinde parçalanacak. Birleştirip ev oluşturulacak. Herşey 3D printerın kütüphanesinde olacak. Multimaterial yani her türlü malzemeyi basacak.”
YEM’in Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında ikinci günün “Malzeme Üreticileriyle Mimarlık” konulu ikinci oturumunda mimarların tedarikçilere karşı talepkar olmasının ürün geliştirmeye katkısı vurgulandı.
TUŞPA Nilüfer Kozikoğlu Mimarlık ve Urban Atölye Kurucusu Nilüfer Kozikoğlu’nun oturum başkanlığındaki ikinci oturuma Assa Abloy İş Birim Yöneticisi Bilal Kafalıer, Işıklar Yapı Ürünleri Pazarlama Müdürü Dilek Karaköz Toruş, Braas Çatı Sistemleri Pazarlama ve Satış Müdürü Hamdullah Abiş, Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak, Şişecam Düzcam Mimari Cam Projeleri Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol panelist olarak katıldı.
Yapı malzemeleri üretiminin, bileşenlerinin ve oyuncularının ne kadar geniş olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Nilüfer Kozikoğlu “Mimarın malzeme seçiminin temelinde sistem tarifi var. O binada mimarın nasıl bir sistemin işlediği, nasıl bir performansı tarif ettiğini anlıyoruz” diyerek oturumu açtı.
Kafalıer: “Mimar tasarımına sahip çıkarsa o ürün standart haline geliyor”
Assa Abloy İş Birim Yöneticisi Bilal Kafalıer “Bir mimar bir hayalim var diye geldiğinde tedarikçiyi zorluyor. Biz standart üretimle maliyeti düşürmek istiyoruz fakat kendimizi de geliştirmek istiyoruz. Mimar tedarikçiyi zorlamalı. Yoksa sonunda ‘sıkıntı çıkartmayacak sertifikasyona sahip ürün nedir?’ deniyor. Mimar tasarımına sahip çıkar ve yerleştirirse o ürün standart haline geliyor. İhtiyaç halinde bizi arayacaksınız. Kapınıza gelen bir sürü gereksiz tedarikçi olmayacak. İhtiyacınız olduğunda aramazsanız o zaman her zaman kapınıza gelmek zorundayız. Yurt dışındaki mimarlar bizi zorluyor. Enerji tasarrufu için bize puan kazandırın diyorlar.”
Abiş: “Ben bunu kabul edemem diyen mimarlar var artık”
Braas Çatı Sistemleri Pazarlama ve Satış Müdürü Hamdullah Abiş, “Üreticiyi zorlamak gerekiyor bunda en önemli faktör bina tasarımcıları ve mimarlardır,” diyerek sözlerine başladı ve “Türkiye’de ilk defa bir ürün olarak piyasaya çıkmak yerine mimarlara danışarak sistem olarak çıktık. Çatı sistemiyle biz tanıştırdık, böylece sektör tuğla ve kiremitten çıktı. 80 sonrası çatı sektöründe ne üretirseniz satılıyor. Talepten fazla arz var. Mimarla yakın çalışarak talepleri doğru anlayıp ona göre tasarlamak gerekiyor. Estetikten yoksun bir zihniyetle ‘Yeter ki ısınması iyi olsun, çatı su almasın,’ deniyordu. Yavaş yavaş değişiyor. Mimari ve tasarım kısmı ön plana çıkıyor. Mimarların ağırlıklarını koyduklarını görüyoruz. En ucuz ürün istenildiğinde ‘Ben bunu kabul edemem’ diyen mimarlar var artık. Bu sevindirici istediğimiz bir şey. Müteahhit firmalara bıraktığınız zaman orta ve alt segmenttekiler seçici olamayabiliyorlar. Günümüzde çatı sistemi oldukça gelişti. Kullanımı artıyor, ürün yelpazesi gelişiyor, büyük bir rekabet var ve kalite de yükselmeye başladı. Mimar adayı arkadaşlarımız bu süreci yönetmek için güçlerini kullanmalı. Mimar projesine sahip çıkmalı,” diye konuştu.
Karaköz Toruş: “Bence mimarlık biraz da geleneksel mimarimizi yaşatmak,”
Işıklar Yapı Ürünleri Pazarlama Müdürü Dilek Karaköz Toruş “Mimarlara bizleri zorlamanızı istiyoruz” diye seslendi ve “Mimarlar bizi zorlarsa bizler sorunlara çözüm olacak ürünler geliştirebiliyoruz. 4-5 ofis dışında zorlayan olmadı. Yıllar evvel Behruz Çinici ‘Platin Konutları için yalıtım plağı üzerinde kaplama tuğlası istiyorum,’ demişti. Tuğla boyutlarına kanallar açtırarak izoklinker sistemini geliştirdi. O yıllardan bu yana hala bu ürünün satışı gerçekleşiyor. Malzeme seçimi sonrası da sahada olmanızı istiyoruz. Hangi malzemeyi nerede kullanacağınızı iyi karar vermeniz gerekiyor,” dedi. Geleneksel mimariyi canlandırmak adına projeler yürüttüklerini anlatan Toruş “Bence mimarlık biraz da geleneksel mimarimizi yaşatmak,” diyerek sözlerini noktaladı.
Demirkol: “Mobil uygulamalarımızla hayatı kolaylaştırıyoruz”
Şişecam Düzcam Mimari Cam Projeleri Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol ise camın alternatifi olmayan bir malzeme olduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı. “Araştırmalara göre doğal ışık alan ve doğru cam kullanılan bir ofiste çalışanların konsantrasyonu artıyor, hastalar daha çabuk iyileşiyor, öğrenciler daha başarılı oluyor,” diyerek doğru cam seçiminin önemini vurgulayan Demirkol, proje özelinde verdikleri cam danışmanlığının kapsamını şöyle anlattı: “Şişecam olarak Avrupa’nın en büyük firmasıyız, dünyanın en büyük beş firması arasındayız. Kullanılan software programlarıyla statiği hesaplayarak cam çözümleri sunuyoruz. Ürünlerimizle ilgili bilgi vermek için Bursa Yenişehir Fabrikası’na öğrencilerle ne zaman ziyaret etmek isterseniz yardımcı oluyoruz. Mimarlarla etkinlikler düzenliyoruz. Cam çözüm önerisini anlatmak için İTÜ Cephe Tasarımı ve Teknolojisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı sektörel danışma kurulunda yer alıyoruz. Camla şeffaf çözümler dediğimiz seminerler veriyoruz. Cam Danışmanı, Performans Hesaplayıcı, Cam Akustiği ve Isıcam Seçim Sihirbazı’ndan oluşan dört mobil uygulamayla hayatı kolaylaştırıyoruz.”
Öztoprak: “Ürün geliştirme alanında bize yön vermeye devam edin”
Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak Türk inşaat sektörünün köklü kuruluşu Ytong’un her zaman mimarlarla iş birliği yaptığını söyleyerek sözlerine başladı. Ytong’un sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdiğinin altını çizen Öztoprak “Sarı ışık: kentsel dönüşüme hazırlan projesi rehber kılavuzu ve sokak etkinlikleri düzenliyoruz. Eğitim aşamasında malzemeyle öğrencilerin tanışması için mimarlık yarışmaları düzenliyoruz. Üniversitelerde, yapılarda gazbeton uygulamaları dersleri veriyoruz,” dedi. Satış ve pazarlama biriminin dışında mimarlara çözüm ortağı olmak üzere iş geliştirme ve teknik ürün müdürlüğü birimleri olduğunu belirten Öztoprak konuşmasına şöyle devam etti: “İnşaat sektörü geleneksel bir sektör. Değişimi yavaş yaşıyoruz. Medya ve bankacılık dijitalleşmeyi çok daha hızlı yaşadı. Hem üretim hem tasarım aşamalarında dijitalleşme geleceğin konusu. Ar-Ge faaliyetlerini mimarlar şekillendiriyor. Yeni talepleri bizi yeni ürünler yapmaya teşvik ediyor. Yenilikçi ürünlere yönelik talepler önemli. Mimarlar malzeme üreticilerini zorladıkça bize ışık tutuyor. Ürün geliştirme alanında bize yön vermeye devam edin. Mimarların malzemede söz hakkı olmalı. Bizce mimarlık, mimarın ürün sistem ve performans üzerine söz sahibi olmasıdır.”
Assa Abloy ve Şişecam Düzcam ana sponsorluğunda; Bocchi, Braas Çatı Sistemleri, Işıklar Tuğla, Rapsel ve Türk Ytong sponsorluğunda gerçekleşen Mimarlık Haftası etkinlikleri, 2-6 Ekim 2017 tarihleri arasında YEM’de izlenebilir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı