Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) tüketici kredileri ve kredi kartlarına ilişkin risk ağırlığı düzenlemesinin direkt karlılığa bir etkisinin olmayacağını belirterek, "Kredi verme potansiyelimizi, kabiliyetimizi artıracaktır. Atılan adımın direkt yansıması sermaye yeterliliği üzerine olacaktır. Bankaların büyüme adına önünü açacaktır. Dolaylı olarak karlılığa etkisi olacak. Olumlu bir adım olarak görüyoruz" dedi.
Bankacılık sektörü ve Garanti Bankası ile ilgili genel değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, dört ay önce Genel Müdürlük görevini devraldığını ve Garanti Bankası’nın yönetim şeklinin aynen devam edeceğini belirten Erbil, göreve geldikten sonra çalışanlarının yaklaşık yüzde 65’i ile bir araya geldiklerini ifade etti.
Erbil, ekip olarak özellikle 2016 yılı için strateji ve aksiyon planlarını belirlediklerini aktararak, "2015 senesini birçok belirsizlik ve sıkıntıya rağmen hem ülke ekonomisi hem sektör hem de banka açısından iyi geçirdik. 2015 yılında banka adına büyüme ve karlılığımız anlamında iyi bir sene geçirdik” diye konuştu.
Stratejilerini üç ana başlık altında topladıklarını dile getiren Erbil, bunları "müşteri memnuniyeti”, “ekibin mutluluğu” ve “verimli, efektif, hızlı büyüyen ve karlı iş modeli” olarak sıraladı.
Toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erbil, "BDDK'nın tüketici kredileri ve kredi kartlarına ilişkin risk ağırlığı düzenlemesi bankacılık sektörünü nasıl etkileyecektir?" sorusu üzerine şöyle cevap verdi:
"Makro ihtiyati tedbirler çerçevesinde bu ürünlerle ilgili bankaların ayıracakları sermaye miktarını artırmak üzerine düzenleme yapılmıştı. Yeni düzenleme fazla sermaye ayırmamız ve Basel III kurallarına daha uyumlu hale gelmekle ilgili. Bu ürünler kategorisinde ayıracağımız sermayenin miktarı düşmekte. Bunun direkt karlılığa etkisinin olduğunu söyleyemeyiz ama bu neyi doğuracaktır? Bizim sermaye yeterliliğimizi artıracak. Öte yandan kredi verme potansiyelimizi, kabiliyetimizi artıracaktır. Atılan adımın direkt yansıması sermaye yeterliliği üzerine olacaktır. Bankaların büyüme adına önünü açacaktır. Dolaylı olarak karlılığa etkisi olacaktır. Olumlu bir adım olarak görüyoruz."
"Şu aşamada İran ile ilgili faaliyet planımız var diyemem"
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıkladığı tüketici kredi limitlerinde gelir bazlı sisteme geçileceği sorusu üzerine Erbil, sayın Mehmet Şimşek’in açıklamasının belli bir zamandır düşünülen ve özellikle BDDK tarafından üzerinde çalışılan bir konu olduğunu söyledi.
Erbil, şöyle devam etti:
"Amaç şu; Türkiye'deki bireylerin gelirlerine göre genel sektörü kapsayacak limit çalışması. Bankaların kendi başına yaptıkları limit belirleme sürecini genelleştirme. Çalışmanın detaylarıyla ilgili elimizde malzeme yok. Yapılması istenen şu; sizin geliriniz x bin lira. Sistem çok basit olarak x bin liranın herhangi bir ürün üzerindeki limitini belirleyecek. Bu limit tüketicinin limiti olacak. Bizler de bankalar olarak bundan pay alacağız. Söz konusu düzenleme özellikle düşük gelirli müşterilerin kredi ödeme performansını regüle etme performansından kaynaklanıyor."
Erbil, İran'a uygulanan küresel ekonomik ambargonun kalkmasıyla ilgili soruya ilişkin, İran’ın daha açık bir ekonomisinin olmasının beklendiğini belirterek, “Türkiye, çok uzun zamandır İran’ın önemli ticaret partnerlerinden biri. İran’la ilgili gelişmeler olumlu yansıyacaktır. Şu aşamada İran’la ilgili faaliyet planımız var diyemem. Gelişmelere göre hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.
"Potansiyel gördüğümüz yerlerde şube açacağız"
"Operasyonel maliyetlerin 2016'da nasıl olacağı ve Basel III düzenlemelerinin etkilerine ilişkin bir soru üzerine Erbil, genel itibarıyla BDDK'nın dün açıkladığı düzenlemelerin sektöre olumlu yansıyacağını ifade etti.
Erbil, Merkez Bankası nezdinde tutulan YP mevduatlara ilişkin ağırlık oranlarıyla ilgili henüz bir kararın alınmadığına işaret ederek, "Bu oran yüzde 50 mi yoksa yüzde 0 mı olacak? Bu henüz belli değil. Bu oran Basel'e uyumlu bir şekilde yüzde 50 olacaksa sektöre negatif anlamda sermaye yeterliliğine baskı getirecektir. Gelen baskı tüketici kredileriyle ilgili alınan karardan daha az olacaktır. Ama bunun sıfır olma ihtimali var. Özellikle Merkez Bankasının Rezerv Opsiyon Katsayısı (ROK) mekanizmasında rezerv tutama dinamikleri farklı. Dolayısıyla burada bir istisna tedbir ya da önlem alınması muhtemel. Bu ağırlığın yüzde 50 değil de yüzde 0 alması gündemde. Bu oran sıfır kaldığı müddetçe olumsuz etki olmayacaktır" diye konuştu.
Bankaların gider kalemleri içerisininde Tüketici Hakem Heyetleri kararlarından doğan iadeler, çeşitli kamu kurumlarının kestiği cezalar gibi 2-3 yıl önce olmayan ama geçen yıl olan bu etkilerden dolayı operasyonel giderlerin bir miktar yüksek olduğuna dikkati çeken Erbil, Garanti olarak operasyonel gideri 2016 yılında enflasyon oranında büyümesini öngördüklerini söyledi.
Erbil, şube ve insan kaynağı stratejisi açısından ise sektörel bir trendde 2013 yılının sonuna kadar hızlı bir şubeleşme ve personel artışı yaşandığını dile getirdi.
2014 ve özellikle 2015'te bu artışın çok yavaşladığını ifade eden Erbil, bazı oyuncuların şube kapattığı hatta eleman sayısında küçüldüğünün de görüldüğünü belirterek, "Garanti olarak bu stratejiyi ne geçen sene ne de bu sene uygulama gibi bir planımız yok. Potansiyel gördüğümüz yerlerde şube açacağız. Bunda seçici olacağız. Sektörün birçok oyuncusu geçen sene küçülürken biz nette 600 kişi arttık. Zor bir senede iyi artış gösterdik. 2016 yılında da bu sayıyı artırmama gibi bir hedefimiz var" değerlendirmesini yaptı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı