DİPU Kentsel Dönüşüm Proje Müşavirlik Müdürü Özcan Öz, www.insaatnoktasi.com okuyucuları için kentsel dönüşüm süreci nasıl ilerler, kentsel dönüşümde deprem için alınan önlemler gibi konularda sorularımızı yanıtladı.
- Bizlere projelerinizden ve Dipu Kentsel Dönüşüm Proje Müşavirlik’den bahseder misiniz?
DİPU Kentsel Dönüşüm Proje Müşavirlik, DİPU İnşaat Proje ve Uygulama Ltd. Şti. firmasının bir markasıdır. Firmamız 2012 yılında 6306 sayılı bilinen adıyla Kentsel Dönüşüm Kanunun onaylanmasının ardından kurulmuştur. Mayıs 2012’den beri de Deprem Testi Kentsel Dönüşüm ve proje konularında hizmet veriyoruz. 2020 yılı son çeyreğinde ise şube ve ofislerle hizmet ağımızı genişletmeyi hedefledik ve bu yolda da faaliyetlerimize devam ediyoruz. Şu anda Türkiye’de 7 ilde faaliyet veriyoruz. Ama bu sayıyı arttırmak istiyoruz.
- Vatandaş kentsel dönüşümden nasıl faydalanabilir?
Kentsel dönüşüm sürecinden faydalanmak için öncelikle kendi bölgelerinde hizmet veren ve Çevre Şehircilik bakanlığından yetkilendirmiş bir firmaya https://kentseldonusum.gov.tr/ (ARAAD SİSTEMİ) sistemi üzerinden başvuru yapılması gereklidir. Bu sistem tüm kentsel dönüşüm süreci ve bu süreçte yer alan kurum kişi ve kuruluşların olduğu bir paylaşım ağıdır. Bu sistem üzerinden vatandaş girişiyle kendi TC kimlik numaranızla giriş yapabilir ve kentsel dönüşüm sürecine başlatabilirsiniz.
- Kentsel dönüşüm süreci nasıl ilerler?
Yukarıda bahsettiğimiz başvuru ile süreç aslında başlamış olur. Başvuru sonrası yetkili firma çalışanları binanıza gelerek numuneler alır. Karotlar donatı tespitleri zemin etütleri ve rölöve kontroller. Ardından bilgisayar ortamında simülasyon analizleri de yapılarak binanızın olası deprem etkileriyle birlik hasar alıp almayacağı yani bizim ifademizle RİSKLİ / RİSKSİZ olduğuna karar verilir. Bu çalışmaları içeren bir rapor hazırlanarak bazı illerde ilçe belediyesine bazı iller de ise Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerine teslim edilir. Hazırlanan rapor yetkili kurum tarafından incelenerek ARAAD sistemi üzerinden dosya onaylanır. Bu onay sonrası tapuya bina kütüğüne şerh düşülür. Riskli bina ifadesiyle. Ardından ise tüm hak sahibi maliklere tapu kanıyla tebligat ile durum bildirilir. Yazı geldikten sonra binanın sağlam olduğuna inanan malikler var ise ilgili ilçe belediyesine veya Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerine başvuru yaparak itiraz etme hakkını kullanabilirler. Böyle bir itiraz geldiğinde dosya Kentsel Dönüşüm İtiraz Değerlendirme kuruluna iletir. Bu kurul üniversite hocaları bakanlık yetkililerin ortak oluşturduğu bir kuruldur. Burada dosya tekrar incelenir varsa hatalar düzeltilir. Bazen ek işlemler istenebilir. Bu kurul kararı nihaidir. Bazen bu kurulda RİSKLİ bulunan binaların RİSKSİZ ya da tam tersi kararların da çıktığı görülür. Çünkü buradaki kurul tarafsız ve hataya sebep vermemek için dosyayı dikkatli incelerler. İtiraz sonucunda RİSKLİ ibaresi devam eden yapılar ya da itiraz olmaksızın sürece devam edilen yapılar için artık iyi bir müteahhit bulunup proje ve inşaat yapılması işlemleri başlayacaktır. Tabi burada süreç kısaca açıklanmaya çalışılmıştır. Bazen bu süreç aylarca hatta yıllarca sürebiliyor maalesef.
“Amaç olası depremde kayıpları en aza indirmek ve düzenli bir şekilde hizmetlere davam etmektedir”
Kentsel dönüşümde depremin yeri ve alınan önlemler nelerdir? Bu önlemler şehirlere göre farklılık gösterir mi?
Öncelikle her şehrin yapısı bina stoku insanların maddi durumları ve daha da önemlisi olası deprem kuvvetleri farklıdır. Nüfus da bölgeden bölgeye değişmektedir.
Örneğin olası bir İstanbul Depreminde 7.0~~7.5 büyüklüğünde bir deprem beklenmektedir. Bu durumda 18 milyon kişinin yaşadığı bir mega kent için senaryo korkunç olabilir.
Buna karşın Ankara için beklenen olası deprem 5.5~~6.5 bandında olabilmektedir.
Nüfus yoğunluğu, bina stoklarının durumu da depremim büyüklüğüne etki etmektedir. Burada iki farklı kavram vardır. Bir depremin Şiddeti: yani aletsel değeri ve depremin büyüklüğü: Yani depremin oluşturduğu hasar. Bazen zayıf depremlerde bile büyük hasarlar meydana gelmektedir.
Şimdi gelelim alınan önlemlere: 1999 depremine kadar deprem bizim ülkemizde hep göz ardı edilen bir kavramdı. Ancak 1999 depremi ve sonrasın yaşanan yıkımlar bizim bazı önlemler almamıza sebep oldu. İvedilikle 1999 Türkiye bina deprem yönetmeliği çıkarıldı. Bu sayede binaların nasıl yapılması gerektiği hangi deprem ve dış yüklerin hangi oranda alınması gerektiği ve birçok konu ya açıklık getirildi. Yapılar için minimum beton değeri o yıldan sonra C20 olmasına karar verildi. Bu yönetmelik 2007 ve en son 2018 yılında da revize edildi. Günümüzde en düşük beton dayanımı yapılarda C25’dir. Bir bilgi daha vereyim. Yıkılan yapılarda beton dayanımları C5~~C10 arasındadır. Yani 1/5 ile 1/2 oranında daha düşüktü. Sadece bunla bitmedi tabi süreç Yapı Denetim kanunu ve daha birçok kanun geldi bu kanunlar yeni yapıların daha doğru ve denetimli yapılmasını sağladı. Her zamanda yönetmelik ve kanunlar güncellenmektedir.
Ancak mevcut binalar için 2012 yılına kadar bir şey yapılmamıştı. 2012 yılından itibaren kentsel dönüşüm kanunu ile bu yapılarında tespiti ve yıkılması ya da güçlendirilmesi hız kazandı.
Buna ilave olarak insanların ve kurumların eğitimleri de yapıldı. Toplanma alanları hazırlandı. Acil müdahale planları yapıldı. Ve halen de çalışmalar devam etmektedir. Amaç olası depremde kayıpları en aza indirmek ve düzenli bir şekilde hizmetlere davam etmektedir.
- Kentsel dönüşüm için verilen destekleri yeterli buluyor musunuz?
Kentsel dönüşüm için vatandaşa verilen en önemli iki destek kira yardımı ve kredi faiz desteğidir. Vatandaş bu ikisinden birisini seçmek zorundadır. Bu durumda ise örnek İstanbul için 30.000 TL ile 50.000 TL arasında bir kazanç sağlayabiliyor. Ancak bir binanın yapılması için m2 başına en az 1700/2500 TL arasında bir ücret gerekmektedir. Ortalama bir daire 80 m2 olsa 136.000 TL ile 200.000 TL para gerekmektedir. Diyelim 200.000 TL ücreti 10 yıl vadeli devlet bankasından kredi çekeceksiniz bu durumda 10 yıl sonunda yaklaşık ödeyeceğiniz para 470.000 TL civarında. 50.000 TL indirim aldınız 420.000 TL.
İşte sorun burada çıkıyor. Kaç kişi böyle bir borcun altına girebilecek güçtedir günümüzde. Bu sebepten birçok insan binasının hasarlı olduğunu ya da 1999 depreminde hasar aldığını biliyor. Ya da olası bir depremde hasar alacağını da biliyor. Ancak maddi yetersizliklerden binasını yenileyemiyor. Yani biraz maddi desteği attırmak gerekiyor.
- Kentsel dönüşüm ile ilgili önerileriniz var mı?
Yukarıda ya da ile bitirdim çünkü aslında yapılması gereken devlet ve müteahhit vatandaş iş birliği ile ada bazlı yüksek değerli konutlar üretmektedir. Bir binanın yenilenmesi sadece o bina ve yaşayanlara etki ederken bunun adı AFET DÖNÜŞÜMÜ olabilir. Ancak bir adanın bir bölgenin KENTSEL DÖNÜŞÜM adıyla yeniden inşa edilmesi bölgeyi ili hatta o ülkeyi değiştirir. Bu sebepten devletin ada bazı işleri daha çok talep etmesi ön ayak olması gereklidir. Maddi destekleri arttırmalı ya da maliyetleri düşürmeli ki insanlar rahatlıkla binalarını yenileyebilsin.
Haber: Ekin Dilan Özdoğan
Yayınlayan: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı