Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), 2020 yılında üretimden satışlara göre İzmir’in en büyük 100 firmasını açıkladı. Star Rafineri, 24 milyon 30 bin 142 lira üretimden satış rakamı ile listenin zirvesinde yer aldı. Geçen senenin birincisi Tüpraş 15 milyon 140 bin liralık üretimden satış rakamı ile ikinci, Petkim ise 8 milyon 732 bin liralık üretimden satış rakamı ile listede üçüncü sırada yer aldı. Petkim ve Tüpraş’ın üretimden satış rakamlarında geçen seneye oranla düşüş yaşandığı görüldü.
Star Rafineri, Tüpraş ve Petkim’i İzmir Demir Çelik, Philsa Philip Morris, JTI Tütün, Abalıoğlu Yağ Sanayi, Pınar Süt Mamülleri, BMC Otomotiv, Kocaer Haddecilik izledi.
Toplantıda konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar üretimi ve merkezi İzmir'de olan firmaların Türkiye genelindeki üretim rakamları değerlendirmeye alındığını ifade ederek, “Üretimi İzmir dışında olan üyelerimiz çalışmaya dahil edilmedi. İzmir'de üretimi olup merkezi farklı şehirlerde olan firmaların sadece İzmir rakamları alındı" diye konuştu.
Kimya sanayi ipi göğüsledi
100 büyük firmanın üretimden satışlar rakamının yüzde 79.6'sı kimya, gıda ve demir-çelik-metal-döküm sanayide yoğunlaştı. Bir önceki yıla göre 100 büyük firmanın üretimden satışları yüzde 13, net satışları yüzde 14, diğer satışları yüzde 19 arttı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 100 büyük firmayı açıklarken ekonomik gelişmeleri de değerlendirdi. Çalışmaya göre kar eden firma sayısı 84, AR-GE yapan firma sayısı 60, yabancı sermayeli firma sayısı 27, zarar bildiren firma sayısı 16 olarak belirtildi. 100 büyük firmanın üretimden satışlar rakamının yüzde 79.6'sı kimya, gıda ve demir-çelik-metal-döküm sanayide yoğunlaştı. 100 büyük firmanın ihracat rakamının yüzde 69.3'ü kimya, gıda ve taşıt-otomotiv yan sanayi tarafından gerçekleştirildi. İlk 10 firma, 100 büyük firmanın üretimden satışlarının yüzde 58'ini gerçekleştiriyor. Bir önceki yıla göre 100 büyük firmanın üretimden satışları yüzde 13, net satışları yüzde 14, diğer satışları yüzde 19 arttı. Üretimin net satışlar içindeki payı, yüzde 92 olarak gerçekleşti. 100 büyük firma ihracatının üretimden satışlar içindeki payı yüzde 33 olurken, net ithalatçı görünümünü artırarak koruduğu belirtildi.
‘Dijital dönüşüm çağına uyum sağlamada yetersiziz’
Sektörlerin ihtiyaç duyduğu ürünlerin ülkemizde üretilmesini sağlayarak yerlileştirmek ve katma değeri artırmak zorunda olduğumuzun Covid 19 sürecinde daha iyi anlaşıldığını dile getiren Ender Yorgancılar, “Türkiye'nin GSYİH'sı içinde AR-GE harcamaları payı yüzde 1'in altına düştü. En büyük üreticilerin de AR-GE harcamalarının net satışlar içindeki payının binde 36'da kaldı. AR-GE harcamaları da yüzde 15 oranında artarak 450 milyon TL olarak gerçekleşti. Dijital dönüşüm çağına uyum sağlamada hala yetersiz seviye ve hızdayız" dedi.
“Yeni ekonomik program hazırlanmalı”
Yorgancılar, bundan sonra yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “1. Pandemi ile belirginleşen konular ve riskler karşısında; yeni ve heyecan verici bir ekonomik programın kamu-özel sektör arasında etkin bir iletişimle oluşturulması, 2. Bankalar, firmalar ve halkın borçluluğunu azaltmaya yönelik bütünsel bir program hazırlanması, borçların ötelenmesi değil azaltılmasının hedeflenmesi, nakit ihtiyacının giderilmesi için uzun vadeli kredilendirmeye gidilmesi, sektörel bazda ihtiyaca yönelik paketler hazırlanması, 3. Tedarik zincirlerindeki kırılmalar dikkate alınarak, yabancı sermayeli doğrudan yatırımlar için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve katma değer yaratanlara özel teşvikler sunulması, 4. İhracat seferberliği başlatılarak, kapsamlı destekler açıklanması, yeni pazarlar için rehberlik yapılması ve komşudan tedarik ve yakın pazarların önceliklendirilmesi, 5. Yeni döneme hazırlık için KOBİ’lerin dijitalleşmesi yönündeki teşviklerin çeşitlendirilmesi, 6. İstihdam yaratan büyüme için yerli üretim hamlesi kapsamında; sanayi ve tarım yatırımları seferberliğine odaklanılması, 7. Ekonomik ve toplumsal risk barındıran işsizliği önlemek için; mevcutlara 1 yıl SGK primi muafiyeti, yeni işe alınanlara da gelir vergisi muafiyeti sağlanması, 8. Firmaların devletten hak edilmiş tüm alacaklarının; nakit, tahvil, bono gibi yöntemlerden biri ile ödenmesi, 9. Ülkenin gücü üretimden, üretim yatırımdan ve yatırım uygun makro ortamdan beslenir. Bu ortamın cazip hale getirilmesi faydalı olacaktır.”
"Sanayi üretimi ile büyümekte geç kaldık"
Başkan Ender Yorgancılar, sanayi üretimi ile büyümekte geç kaldındığını ifade ederken sözlerine şöyle devam etti: "Bugünün gelişmiş ülkeleri güçlü sanayi sektörüne sahip ülkelerdir. Dünya ihracatının yaklaşık yüzde 70-80'lik bölümü imalat sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. O nedenle; öncelikle, sanayi üretimi ile büyümekte geç kaldığımızı kabul etmemiz gerekiyor. İstihdam oluşturamıyoruz. İşsizlik, en acil çözüm bekleyen konumuz. Kalıcı çözüm sanayidir. Bilgi bazlı sanayileşme programları hayata geçiremiyor, nitelikli toplumdan uzaklaşıyoruz. Yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon kıskacındayız. Kurlarda sağlanamayan istikrar, şirket bilançolarını bozuyor. PMI ve güven endekslerinde istikrar sağlanamıyor. İthalata bağımlılık hedeflenen düzeye çekilemiyor. CDS risk primi Türkiye algısını kötüleştiriyor. İhtiyacımız olan doğrudan yabancı yatırımlar yüzde 18 azalıyor ve Türkiye rakipleri karşısında cazibesini kaybediyor. Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler güven vermiyor, istikrar kazanamıyor. Gelişmiş ülkeler, dijitalleşme, döngüsellik, yeşil ekonomi kapsamında geleceğe yönelik planlamalar yaparken, biz mevcut durumu korumakta zorlanıyoruz. Aşı teminine ilişkin belirsizlikler, süreci yavaşlatıyor.”.
"Bilanço zararı, karlılığı olumsuz etkiledi"
Yorgancılar, pandemi dönemine damga vuran bilanço zararımın karlılığı olumsuz etkilediğini vurgularken, “100 büyük firma, 2019 yılında elde edilen karın tamamına yakınını finansman giderlerine ayırmıştı. 2020 yılında firma beyanlarına göre; faiz giderinin yüzde 80, borçlarının yüzde 63 arttığı bir ortamda, bu oran yüzde 80,3'e geriledi. Yüzde 80 bandının üstünde bir durum sürdürülebilir değildir. Firmalarımız adeta faize çalışmaktadır" dedi.
Firmaların toplam aktifleri içinde borç ve özkaynak payının, kaynak yapısındaki dengeyi göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Yorgancılar, "EBSO 100 büyük firmada özkaynakların payı son 10 yılın en düşük verisi olup yüzde 19,5'e kadar geriledi. 2019 İSO 500'de yüzde 32'dir. Özkaynak oluşturmada firmalar zorlanmaktadır. Kaynak yapısı içerisinde borçların oranının her yıl yükselerek yüzde 80,5'e ulaşması, çarpıklığı göstermesi açısından da önemlidir. Yüksek oranda artan kur, artan maliyetler mali açıdan kırılganlığı artırırken, borçlanmayı beslemektedir. Yıllar itibari ile artan bir şekilde faaliyetler borçla sürdürülmektedir. Reel sektörün 155 milyar dolarlık net döviz pozisyonu açığı ile birlikte ele alındığında, kur artışının ciddi kambiyo zararına neden olduğu da dikkate alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı