İnşaat malzemelerindeki astronomik zamlara ve arsa sorununa dikkat çeken İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) Başkanı ve Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) basın sözcüsü İslam Yıldırım, www.insaatnoktasi.com takipçilerine özel açıklamalarda bulundu. İşte o açıklama:
Her yıl Aralık-Mart dönemi arasında tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektörü de yavaşlama eğilimine girer. İçinde bulunduğumuz pandemiyi de hesaba kattığımızda bu durumda inşaat sektörünü de olumsuz etkileyeceğini tahmin ediyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu geçmişte yaşadığımız tecrübelerle test etmiştik. Fakat burada altını kalın çizgilerle çizmemiz gereken iki husus var. Bu süreç geçmişle kıyaslanamayacak düzeyde. Birincisi artan inşaat maliyetleri. İkincisi ise arsa sorunu. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Hem çimento hem de demir üreticileri şunu iyi bilmeli ki ihracatta rekorlar kırıyor olabilirsiniz. Satışlarla ilgili bir sorununuz olmayabilir. Fakat bu ülkenin müteahhitleri her daim sizin müşterilerinizdir. Onları göz ardı edemezsiniz!
Bulunduğumuz coğrafyanın ve Avrupa’nın en büyük pazarlarından bir tanesi Türkiye pazarıdır. Türkiye pazarına zarar vermeyin. Bu astronomik zamları lütfen makul seviyelere çekin. Dünyada üretilen aşılar Kovid-19 salgınını durdurma eğilimine girdiğinde hem ülkemiz hem de dünya önümüzdeki 6 ay içinde normalleşmeye başlayacak. Türkiye’de üretim yapan inşaat malzemesi üreticileri iç pazarın ne kadar önemli olduğunu zamanı gelince çok iyi anlayacaklar.
“İZMİR’DE YENİ İMAR ADALARI AÇILMALI”
Altını kalın çizgilerle çizdiğimiz diğer bir husus ise arsa sorunu. İzmir’de Ekim ayında yaşadığımız depremden dolayı bu sorunumuzu dile getiremedik. Çünkü memleketimiz bir afet yaşamız o ortamda bu sıkıntımızı dile getirmemiz doğru da olmazdı. İzmir’deki riskli binalarla ilgili kentsel dönüşümle ilgili geçmişte hem MÜFED hem de İMDER olarak kurumsal görüşlerimizi yerel ve ulusal basınla paylaşmıştık.
Arsa sorunu ciddi manada karşımızda duran devasa büyük bir sorun. Yeni imar adaları açılmıyor. Şehrin içinde 60-70 yıldır ikamet edilen gecekondu diye tabir ettiğimiz bölgelerle alakalı hiçbir düzenleme olmadığını görüyoruz. Lokal düzenleme ve planlamaları bir kenara bırakacak olursak, İzmir gecekondu görünümünden bir türlü kurtulamıyor.
İzmir bir deprem yaşadı ve 116 vatandaşımız hayatını kaybetti. Vatandaşlarımız eski binalarını dönüştürmek, yenilemek istiyor. Ama bir çıkış yolu yok çünkü mevcut hakları bina yıkılınca yok oluyor. İzmir Büyükşehir Belediye binamız depremde az hasarlı olarak çıkmış, Belediye Başkanımız Tunç Soyer bina için yıkım talimatı vermiş. Mevcut büyükşehir belediye binamız yıkılıp meydana dahil olacağı açıklamaların takip ettik. Evet hiçbir kamu binamızın riskli olmasını elbette istemeyiz. Lakin şöyle de bir realiteden kaçamayız! Belediye binamız riskli yıkalım, meydana dahil edelim. Vatandaşımızın riskli binaları ne olacak?
“İZMİR’İ DÖNÜŞTÜRMEMİZ ŞART”
Vatandaşlarımız riskli binalarını yıkıp onlar da yeşil alan mı yapsın? Türkiye’nin bazı gerçekleri var. Bunlar ayan beyan ortada Türkiye bir deprem ülkesi ve ne zaman deprem olacak, biz bunu bilmiyoruz.
Bir an önce bir yol haritası hazırlanıp İzmir’i dönüştürmemiz şart. Aksi taktirde Allah göstermesin bir sonraki deprem İzmir’i enkaza dönüştürebilir.
Demir ve betonun başını çektiği astronomik yükselen inşaat maliyetleriyle İzmir’deki arsa sorunu önümüzdeki süreçte sektörümüzü kilitleyeceği ve durma noktasına getireceğini düşünüyoruz. 2 yıl öncesine göre neredeyse 2 katına çıkmış inşaat maliyetleri ve değeri bir milyon olan bir arsanın 3 milyona çıktığı bir ortamda konut üretmek ve üretilen konutları satmak artık hayal olmaya başlayacağı aşikar bir durumdur.
İzmirimizin tüm dinamikleri, yerel yöneticileri, sivil toplum kuruluşları elini taşın altına koyup bu içinde bulunduğumuz durumdan çıkmamız elzem. Aksi taktirde bu zararı sadece bizler değil tüm İzmir yaşayacaktır.
Haber: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı