Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD ile Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) iş birliğinde, Orta Anadolu Girişim ve İş Dünyası Federasyonu (ORSİFED) ev sahipliğinde Kayseri'de bir otelde düzenlenen "Anadolu Buluşmaları Toplantısı"nda, İstanbul’da yaşanan alçak terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yakınları ve millete başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi.
Hayal ettikleri Türkiye'nin üç sütun üzerinde yükseldiğini anlatan Turan, birincinin beşeri sermaye ve gelecekleri olan insanların yetkinliklerinin geliştirilmesi, ikincinin bilim, teknoloji ve inovasyonun hayatın her noktasına sirayet etmesi, üçüncünün ise ekonomiden hukuka ve demokrasiye kadar tüm alanlarda güvenilir, adil, kapsayıcı kurumlar ve kuralların hayata geçirilmesi olduğunu dile getirdi.
Turan, bugün büyüyen refahın kaynağının bu üç sütunun kurumsallaşmasında yattığını işaret ederek "Bu nedenle refah seviyemizi yükseltmenin yolu, maddi olmayan bu üç alana yatırım yapmaktan geçiyor. Yani insanımızın eğitimine, bilime ve kurumlara. 85 milyonluk nispeten genç bir nüfusa sahip olan, reel ve finansal kesimi dayanıklı, imalat sanayi Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha gelişmiş bir ülke olarak potansiyelimiz büyük; bunu biliyoruz. İnanıyoruz ki doğru adımları atarsak ülkemizi hayal ettiğimiz noktaya kavuşturmamız hiç de zor değil" diye konuştu.
"Küreselleşme geriledi ve jeopolitik rekabetin öne çıktı"
Turan, dünya düzeniyle ilgili alıştıkları birçok kuralın ortadan kalktığı, küreselleşmenin gerilediği ve jeopolitik rekabetin öne çıktığı bir dönemden geçtiklerini ifade etti.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının küresel jeopolitikte önemli bir kırılma noktası oluşturduğuna ve enerji arz güvenliğinin bir kez daha ön plana çıktığına dikkati çeken Turan; ekonomi, finans, enerji ve teknoloji gibi konuların jeostratejik rekabetin unsurları haline geldiğini söyledi.
Bu gelişmelerden en çok etkilenen bölgelerin başında AB'nin geldiğini kaydeden Turan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Euro mimarisi, Schengen'in bir kale Avrupa'sına dönüşümü, üye ülkeler arası dengesizlikler gibi iç sorunlar söz konusu. Güvenlikte ABD’ye, ucuz enerjide Rusya’ya, tedarik zincirlerinde Çin’e, göçte Türkiye’ye bağımlı bir Avrupa Birliği var. Küresel jeopolitikte önemli değişimler yaşanırken Türkiye-AB ilişkilerindeki katılım sürecinin, iki taraftan kaynaklanan sorunlar nedeniyle kağıt üzerinde kaldığını görüyoruz. Ayrıca Türkiye’yi jeopolitik yönden bir tampon bölgeye çeviren, pek çok ilimizde demografik dengeleri de bozan mülteci anlaşmasının sürmesi giderek daha sakıncalı hale geldi. Alışveriş ilişkisi modelinin artık sona ermesi ve Türkiye ile AB arasında entegrasyonu hedefleyen, değer ve kural temelli ilişkinin yeniden canlandırılması gerektiğine inanıyoruz."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı