Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu Başkan Yardımcısı Hakkı Gürsöz, AA muhabirine yaptığı açıklama, ilacın doğru zamanda, yeteri kadar ve uygun tanı için kullanılmasının "akılcı ilaç kullanımı" olarak tanımlandığını söyledi.
Akılcı ilaç kullanımının, halk sağlığının korunması, uygun hasta profili için doğru ilacın kullanılarak söz konusu sorunun ortadan kaldırılması ve gereksiz ilaç tüketiminin engellenerek bakterilerin direnç kazanmamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Gürsöz, bunun için farkındalığın artırılması gerektiğini ifade etti. Gürsöz, bu kapsamda hem vatandaşların hem de sağlık hizmet sunumunda görevli her hekimin duyarlı davranması gerektiğinin altını çizerek, farkındalığın sağlanabilmesinde "eğitimin" esas olduğunu dile getirdi.
Akılcı ilaç kullanımının, ilk olarak tıp fakültesinde lisans eğitimi alan öğrencilere ders olarak konulduğunu anlatan Gürsöz, "Şu anda tıp fakültelerinin yarısından fazlasında akılcı ilaç kullanımı eğitimleri, lisans düzeyinde tıp öğrencilerine verilir hale geldi" dedi.
Gürsöz, eğitim sürecinin ikinci ayağı olarak aile hekimlerine yönelik akılcı ilaç kullanımı eğitimleri verilmeye başlandığını aktararak, uygulama sonrasında yaklaşık 22 bin 500 aile hekiminin tamamının bu eğitimleri alacağını bildirdi. Aile hekimlerinin "uzaktan eğitim" metoduyla kapsamlı bir program alacağını ifade eden Gürsöz, tüm aile hekimlerinin eğitimlerinin 6 ay ile bir yıl içinde tamamlamasının hedeflendiğini söyledi.
Asistan hekimler 5 gün eğitim alacak
Gürsöz, asistan hekimlere yönelik verilecek dersin içeriğine ilişkin çalıştay düzenlendiğini dile getirerek, buna göre müfredatın henüz resmiyet kazanmadığını, ancak genel çerçevenin belirlendiğini ifade etti.
Gürsöz, şöyle konuştu:
"Genel çerçeve belirlendi. Tıp öğrencileri, tıp eğitimleri sonrasında asistanlık sürecindeki ilk bir ya da 2 yıl içerisinde 5 günlük zorunlu eğitimle akılcı ilaç kavramını pekiştirecekler. Asistan hekimlerin uzman olduklarında reçete yazarken, kullanacakları ilkeleri benimsemelerini, bunu tutum ve davranış değişikliği haline getirmelerini istiyoruz.
Ders kapsamında, doğru reçete yazma, doğru ilaç seçimi, doğru tedavi yaklaşımının temel kuralları anlatılacak. Daha sonra, hekimin ilgili branşında en çok karşılaşacağı hastatalara yönelik vaka çalışması yapılacak. Bu kapsamda, bir vaka örneği seçilecek. Hekimin vakaya nasıl yaklaşacağı, tedavi seçeneklerinin ne olacağı, hastanın özelliklerine uygun ilacı nasıl belirlediği incelenecek. Uzman eğiticiler eşliğinde doğru reçete yazma kuralları anlatılacak. Tüm asistanlar, ilk 2 gün ortak bir eğitimden geçecek, sonrasında da kendi uzmanlık dallarına yönelik hasta gruplarına yönelik alıştırma yapacak."
Eğitim sonrasında asistan hekimlerin bir sınava tabii olacaklarını da anlatan Gürsöz, "Eğitim bittiğinde yapılandırılmış sınava girecekler. Hekim, bir hasta ile hekim görüşmesi yapacak, reçetesini düzenleyecek, tedavisini programlayacak. Bu hasta, gerçek bir hasta olmayacak. Şikayetleri dinlenecek, tanı konulacak ve reçetesi düzenlenecek. Bu, eğitimciler tarafından değerlendirilecek" diye konuştu.
Gürsöz, sınavı geçemeyen hekimin durumunun ne olacağına Bilim Kurulunun karar vereceğini, bunun henüz netlik kazanmadığını belirterek, "Sanırım, hekime bir sınav hakkı daha verilebilir ya da tekrar bir eğitim daha alması istenebilir. Bu eğitimi almayan, bu sınavı geçmeyen asistan hekim, uzmanlık eğitimini tamamlayamayacak" dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı