Bu nedenle, sektörün karbon ayak izini azaltmak ve daha sürdürülebilir bir üretim modeline geçiş yapmak, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik önem taşımaktadır. Asya, dünya çelik üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştirerek bu alanda lider konumdadır ve yeşil çelik üretimine geçişte öncü rol oynamaktadır.
Pek çok çelik üreticisi, geleneksel yüksek fırınlı çelik üretiminden, yenilenebilir enerji kaynakları ve daha fazla miktarda demir hurdası kullanan ve karbon emisyonlarının azaltılmasını sağlayan EAF yöntemlerine geçmeyi tercih ediyor.
Diğer bir yaklaşım, çelik fabrikalarındaki emisyonların atmosfere salınmasını önlemek amacıyla yakalanmasını amaçlayan karbon yakalama ve depolama (CCS) teknolojilerinin benimsenmesini içermektedir. Japon çelik devi Nippon Steel, ExxonMobil ve Mitsubishi Corporation ile iş birliği içinde, Japonya'daki tesislerinde emisyonları yakalamak ve Malezya, Endonezya ve Avustralya gibi Asya Pasifik ülkelerindeki depolama fırsatlarını değerlendirmek amacıyla bu teknolojiyi araştırıyor.
Asya'da karbondan arınma için yaygın olarak araştırılan bir diğer yol ise karbon emisyonlarını azaltmak ve kömüre olan bağımlılığı azaltmak için umut verici bir çözüm sunan yeşil hidrojen bazlı teknolojilerin benimsenmesidir. Çin'in büyük çelik üreticilerinin çoğu, özellikle çelik üretiminde hidrojen bazlı demire (HBI) odaklanarak bu teknolojilere yatırım yapıyor.
Bu üç yöntemin bir kombinasyonu, Asya'daki çelik üretimini dönüştürme ve daha yeşil bir geleceğe doğru ilerleme kaydetme potansiyeline sahiptir. Hükümetlerin teşvikleri, özel sektör yatırımları ve teknolojik gelişmeler, Asya'nın yeşil çelik üretiminde öncü bir rol oynamasına yardımcı olabilir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı