Çelik ve demir cevheri konusunda kıdemli bir piyasa analisti olan Dr. Keyvan Jaferi Tehrani; demir çelik sektörünün zayıf ve güçlü yönlerini, hammadde teminindeki zorlukları, pazar sorunlarını ve bu alanda özel sektör ile kamu sektörü arasındaki ilişkiyi ele aldı. Tehrani “İran'ın çelik endüstrisi kalite, fiyat ve teknoloji açısından bölgesel ve küresel rakiplerinin çok gerisinde” dedi.
Hammadde tedarikindeki temel zorluk
Dr.Keyvan Jaferi Tehrani açıklamasında; "Çelik sektörünün karşı karşıya olduğu en önemli zorluk hammadde tedarikidir. Ülkenin eski madenlerinin birçoğunun rezervleri ve kaliteleri azalmış ve derin seviyelere ulaşmıştır. Açık ocak madenciliği değil, yeraltı madenciliği yapabilen madencilik ekipmanlarının eksikliği ve bu tür makinelerin edinilmesi için gerekli yatırımın yapılmamış olması nedeniyle derinden çıkarma mümkün değildir. Bu zayıflıklar 300 metrenin ötesinde derin demir cevheri çıkarımını ekonomik olmaktan çıkarmaktadır.
Dünya genelinde İsveç gibi ülkeler 2 kilometreye varan derinliklerdeki madenlerden cevher çıkarmaktadır. Bu madenlerden biri de 1898 yılında çıkarılmaya başlanan “Kiruna” madenidir. Şu anda dünyanın en derin ve en donanımlı yeraltı demir cevheri madeni. Bu madeni 2014 yılında ziyaret ettiğimde çıkarma derinliği 1.360 metreydi ve şu anda 2.000 metre derinliğe ulaşmış durumda. Bu maden 2014-2017 yılları arasında demir cevheri fiyatlarındaki düşüş nedeniyle neredeyse kapanıyordu ancak COVID-19 salgınından önce fiyatlar yükselmeye başlayınca yeniden açıldı.
Genel olarak, en son teknolojilerden biri olan yeni HMPT projesi gibi derin çıkarımlar için bu tür modern teknolojilere veya tesislere sahip değiliz. Ayrıca Sistan ve Beluçistan ile Kerman'da bol miktarda rezervi bulunan titanomanyetitin işlenmesi için de teknolojiye ihtiyacımız var. Titanomanyetit, DRTM (Titanomanyetitin Doğrudan İndirgenmesi) gibi modern projelerde kullanılabilir ve ülkedeki demir cevheri eksikliğini telafi eden sünger demir (DRI) üretiminin yanı sıra, yüksek ihracat değerine sahip titanyum rutil ve külçeler de üretilebilir." Diye konuştu.
Yaptırımlar altında yeni pazarlar oluşturmanın zorluğu
Pazarla ilgili olarak, çelik endüstrisi için en büyük zorluk yaptırımlar olduğunun altını çizen Tehrani, "Doğal olarak Donald Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte yaptırımlar artmaya başladı ve İran'ın ihracat pazarlarını daha da sınırlandıracaktır. Dahası, nakliye maliyetleri artacak ve bu pazar için alan daralacaktır. Yaptırımlar altında yeni pazarlar yaratmak çok daha zor hale geliyor. Mevcut pazarları koruma konusu da zorlu bir görevdir, ancak mümkün olan tüm çabalarla yapılmalıdır."
İran'ın çelik endüstrisi bölgesel ve küresel rakiplerinin gerisinde kaldı
İran'ın çelik endüstrisi bölgesel ve küresel rakiplerine kıyasla kalite, fiyat ve teknoloji açısından çok daha düşük seviyededir diyen Caferi Tehrani" Dünyada ve bölge ülkelerinde sıcak briketlenmiş demir (HBI) yöntemi gibi çok modern teknolojiler olduğunu unutmamalıyız. Bu yeni teknikte demir cevheri pelet üretimine gerek kalmadan doğrudan HBI ve hatta CBI ürünlerine işlenerek maliyetler düşürülmektedir. Bu yeni teknolojide bile bu ürünlerin üretiminde hematit kullanılmaktadır. Çelik üretimi de aynı prensibi izlemektedir. Yeni teknolojilerle insan emeği hacmi büyük ölçüde azaltılmakta, ara ürünler ortadan kaldırılmakta ve inşaat demiri gibi uzun ürünler kütük üretimine gerek kalmadan doğrudan, levha gibi yassı ürünler de plakalara gerek kalmadan üretilmektedir.
Tedarik zincirindeki kısıtlamalar temel olarak demir cevheri çıkarma ve üretimindeki kısıtlamalardan kaynaklanmaktadır. İhracat açısından sorunlarımızdan biri de altyapı ile ilgilidir. Ülke limanlarına büyük gemilerin yanaşma imkanı yok. Bölge ülkelerinin limanlarına 400.000 tonluk gemilerin bile uzun süredir yanaştığını görüyoruz. Bu gemiler 2030'dan sonra Brezilya'dan demir cevheri taşımak için artık ekonomik olarak uygun olmayacak olsa da, 2012'den beri filonun bir parçası ve bu kapasite yaklaşık 10 yıldır Umman kıyılarında mevcut. Limanlarımızdaki kısıtlamalar nedeniyle bundan yararlanamadık. Limanlarımızın eski ve yükleme kapasitesinin düşük olması gemilerin yükleme için uzun kuyruklarda beklemesine ve uzun süreler demir atmasına neden oluyor, bu da ağır demuraj ücretlerine yol açıyor. Tüm bu sorunların yanı sıra yaptırımlardan kaynaklanan sorunlar, para transferindeki yüksek riskler, bankacılık işlemlerinin yetersizliği, döviz borsaları aracılığıyla para transferinin yüksek maliyetleri vb. ihracatta karşılaştığımız engellerdir." diye konuştu.
Özel sektör, çelik endüstrisi için demir cevheri üretiminde etkin bir rol oynayabilir
Tehrani, "Hükümet, düzenlemeleri ve kısıtlamaları ile sorunlar yarattı. Örneğin, ihracat vergileri ihracatın önündeki engellerden biridir. Birçok madenin artan devlet harçları nedeniyle kısıtlandığı bir durumda, bu sürecin devam etmesi madenleri daha az verimli hale getirecek ve kapanmalarına yol açacaktır. Bu durum demir cevheri kıtlığı sorununu daha da kötüleştirecektir çünkü özel sektör, hükümetin özel sektöre gerekli desteği sağlaması koşuluyla, çelik endüstrisi için ihtiyaç duyulan demir cevherinin üretilmesi ve tedarik edilmesinde etkin bir rol oynayabilir.
Çelik ihracatının geliştirilmesi için özel sektöre ve tüccarlara verilen desteğin artırılması gerekmektedir. Ülkedeki çelik ihracatının büyük bir kısmı özel yerli şirketler ve yurtdışında kayıtlı olan ancak çoğunlukla İranlılara ait olan özel şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Eğer bu şirketler desteklenmez ve kar elde edemezlerse, ihracat kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağız. Yaptırımlar nedeniyle ihracat kısıtlamalarını ortadan kaldıramayız, ancak en azından ihracat düzenlemeleri kolaylaştırılmalı, bu da bir dereceye kadar yardımcı olabilir. Ancak şu anda her şey belirsiz ve Trump yönetimindeki tarifeler sonucunda ne olacağı belli değil." şeklinde konuştu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı