Dünyanın lider gayrimenkul danışmanlık şirketi olmanın sorumluluğu ile Expo’da açtığımız stand, dünyanın farklı noktalarından katılımcıları ağırlarken, haftalar öncesinden ayarlanmış randevularla binin üzerinde özel müşteri görüşmesine de ev sahipliği yaptı.
Ayrıca her yıl olduğu gibi “Büyüyen Şehirlerde Kazanmak” (Winning in Growth Cities) başlıklı dikkat çekici raporumuzun lansmanını da yine Expo’da yaptık. Önümüzdeki haftalarda, ilgili raporun dikkat çeken başlıklarını sizlerle paylaşacağız. Ancak öncesinde; Expo’nun Türkiye’nin uzun vadeli yabancı yatırımcı çekebilmek için ne denli iyi bir fırsat olduğunun altını bir kez daha çizmek gerekiyor.
18’inci Expo Fuarı’nda alışagelmiş fuar anlayışından farklı olarak stantlarda proje veya şirket tanıtımından ziyade görüşme ortamı yaratmak ön plandaydı. Katılımcılar arasında geliştiricilerden çok fonlar, finans kurumları ve hizmet şirketleri dikkat çekiyordu.
Büyük ihtimalle proje tanıtımı şeklinde gerçekleşen ve bireysel tüketici kabul eden bir fuar olmaması nedeniyle Türkiye’den katılım geçen yıllara nazaran kısıtlıydı. Oysa Türk müteahhitlerin tercih etmediği bu tarz kurumsal yatırımcılara hitap eden fuarlar ileride daha da önem kazanacak. Neden diye soracak olursanız;
Mütekabiliyet yasası ile birlikte nispeten artan yabancılara satışlar, Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlamakla beraber bekleneni yansıtmıyor. Zira; 2015 yılı Ağustos ayı dahil toplam 844.132 adet konut satışının sadece 14.424 adedi, yani %2’den azı yabancıya satış olarak gerçekleşti. Bu oran, Türkiye gayrimenkul sektörünün genel sermaye ve finansman kısıtlılığına çözüm getirecek boyutta değil ve en önemlisi de uzun vadede olması mümkün gözükmüyor.
Bu açıdan dünya devi fon ve yatırımcılar ile daha uzun vadeli çalışmalarda bulunmak sektör için kritik. Sadece proje, bölge veya sektör bazında değil; Türkiye’yi, tüm sektörleri ve hikayesini doğru ve kapsamlı şekilde anlatıp, tarafsız görüş sağlamak, yabancı yatırımcılar tarafından ciddi anlamda önemseniyor. Bunun içinde Expo Real çok önemli bir platform ve buluşma noktası.
Yabancı yatırımcı Türkiyedeki siyasi belirsizliği fırsata çevirme hedefinde
Expo’da uzun dönemli yatırımcı ilişkileri geliştirmenin yanı sıra yabancı gözüyle Türkiye pazarını objektif olarak değerlendirme şansı da yakaladık. Türkiye gayrimenkul sektörü ile ilgilenen yatırımcı sayısı iç gelişmelere paralel olarak artıp azalıyor. Örneğin Türkiye’de son dönemde yaşanan siyasi belirsizliklerden fırsat çıkarmayı hedefleyen yatırımcıların sayısı arttı. Fakat çoğunlukla beklentilerin karşılanmadığını görüyoruz.
Çünkü belirsizliklerin genel anlamda fiyata yansımasını henüz gözlemleyemedik.
Expo’da gözlemlediğimiz diğer unsurlar arasında, hazır gelir üreten gayrimenkullerin birçok kurumsal yabancı yatırımcı tarafından tercih edilmesini sayabiliriz. Fakat fiyatlama farkı çok sayıda yatırımcıyı proje geliştirmeye yönlendiriyor. Ayrıca Türkiye’de adını yeni duymaya başladığımız Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF’ler) vergi avantajlarından ötürü yatırım yapılandırma açısından ciddi ilgi görüyor.
Bize dönecek olursak; Cushman & Wakefield Türkiye olarak yatırım ajansı yaklaşımını misyonumuz olarak benimseyerek Türkiye ve gayrimenkul sektörümüzü, Expo’da da tanıtmaya devam ettik. Ayrıca yabancı yatırımcıları Türkiye’ye yönlendirmenin dışında yurtdışına yönlenmek isteyen Türk yatırımcıların da Cushman & Wakefield platformu sayesinde taleplerine cevap verme şansı yakaladık.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı