Volkswagen'e Türkiye'de Üretim Çağrısı

OSD Başkanı Kudret Önen, Türkiye'nin, kendi markasını üretmek için binek otomobil yerine daha yüksek katma değer sahibi olduğu hafif ticari araca odaklanması gerekip gerekmediğine ilişkin, Türkiye'nin Avrupa'nın hafif ticari araç üretim merkezi olduğunu, imalatının yüzde 70'ini ihraç ederken, bunun yüzde 60-70'inin de hafif ticari araçların oluşturduğunu vurguladı.
     Hafif ticari araçların komplikasyon, imalat ve dizaynının nispeten daha kolay çözümlerle yapıldığına işaret eden Önen, ''Daha düşük adetlerde rekabetçi olarak imal edilebiliyor. Ticari araç bize yerli marka imajında beklediğimizi ne kadar verir- O ayrı bir konu. Yaptığımız çalışmada biz ikisini de önerdik. Onun platformundan faydalanarak binek arabanın maliyetleri ne olur diye gösterdik. Esasında çok da fazla bir fark yapmadı. Konsept olarak doğru ama neticeye baktığınızda çok da fazla fark etmiyor'' diye konuştu.
     Önen, bir soru üzerine, Avrupalı markaların Türkiye'ye ''Marka yapamazsınız, böyle bir şeye girmenize gerek yok'' yönünde kulis yapmasının söz konusu olmadığını söyledi.
     Şu anda rekabete açık bir küresel pazarın içinde olduklarını, isteyenin istediği yere yatırım yaptığını belirten Önen, ''Tavsiyeler olabilir. Herkes fikrini söyleyebilir. Kimisi olumlu, kimisi olumsuz der. Ama ben inanıyorum ki bu yapılmayacak bir şey değil. Maliyetini kaldıracak kadar üretmek lazım. Konu burada kilitleniyor'' dedi.
     Türkiye'nin istikrarlı büyüyen iç pazara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Önen, ileride Türkiye'ye gelecek başka yatırımcıların da bunu görmek istediğini ifade etti.
   
     Türkiye cazibe merkezi
   
     Yeni teşviklerin son haliyle otomotiv sektörünün 2023 hedefleri için önemli olduğunu, Türkiye'de otomotiv sanayinin gelişmesini istediklerini ve bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını belirten Önen, ''Bu yeni teşviklerle de bunu gösteriyoruz. Bugün Türkiye'nin neresine kuracak olursanız olun, bir otomotiv yatırımı ciddi teşvikler alacak. Benim bu konuda hiç bir şüphem yok. Teşviklerden sonra çok umutluyum. Türkiye, Avrupa'da otomotiv sektöründe yatırımlar açısından baktığımızda bir cazibe merkezi olarak ortaya çıkmıştır'' dedi.
     Bu arada Türkiye'nin muhakkak iç pazarını yükseltmesi gerektiğini, gelen yatırımcının iç pazara baktığını vurgulayan Önen, ''İç pazarımızdaki adetle rekabetçi bir üretici olacağına inanıyor. Oradan da bu rekabetçi ürünlerle dünyaya açılıp o pazardaki ürünlerle rekabetçi yer alacağına inanıyor. Teşviklerimizi hallettik. Bundan sonraki hedefimiz cari açık planına ters düşmeden iç pazarı büyütme planımızı çıkarmamız lazım'' dedi.
     Türkiye otomotiv sektörünün 2023 yılına kadar her yıl yüzde 14 civarında bir büyüme yakalaması gerektiğini ifade eden Önen, ''Avrupa, Amerika seviyesine çıkıldığında geniş adetler hazmedecek o kadar yolumuz var ki...'' dedi.
     Önen, geçen yıl 1.600 CC'den küçük araçlara getirilen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışının sektöre etkilerine ilişkin bir soruya ise şu yanıtı verdi:
     ''Bundan daha önce yapılan ÖTV artışlarının çok ciddi bir etkisi oldu. Orada pazarın nasıl daraldığını görebiliyorsunuz. Diğerinde ise yüzde 10 civarında toplamda pazarda bir küçülme yaratıldı. Hafif ticari araçlara da bir farklılık getirildi. Hafif ticari araçlar hala belini doğrultamadı. Ocak-Şubat aylarına da baksanız hafif ticari araçlarda ufak da olsa o farklılık devam ediyor. Otomobillerde ise anormal bir farklılık yok. Yüzde 8-10 civarında bir küçülme var. Ama zaten bu planlanan pazarın böyle olması istenilen bir ortam olduğu için 2013'te de böyle devam edecek. Bence en kısa zamanda bu ÖTV artışlarına bakıp değerlendirilip belki bazılarının eski hale getirilmesi şarttır.''
   
     ''Kilosu 4 lira civarında olan bir hurda projesi başarıya erişebilir''
   
     ÖTV artışının hafif ticari araçlarda da ciddi neticesinin görüldüğünü ifade eden Önen, Türkiye'nin hafif ticari araçlarda rekabetçi ürünleri kısa zamanda doğru fiyatlarla yapabildiği için Avrupa'nın imalat merkezi olduğunu, bunun gücünü de iç pazardan aldığını söyledi.
     Türkiye'deki ikinci el pazarının Avrupa'ya göre yüksek olduğuna işaret eden Önen, ''Neticede aracınızı hurdaya ayıracağınız durum ile satacağınız durumu karşılaştırdığınızda hurda fiyatı düşük kalıyor. Çünkü hala o arabaya daha fazla veren var. Bir çalışmada kilosu 4 liranın altındaki bir fiyatın hurda fiyatı olmadığı belirtiliyor. Çünkü arabayı hala o fiyatı verip sizin eski dediğiniz arabayı alabilecek bir pazar var ve bu pazara göre hareket etmek lazım. Karşımızdaki konu hurdaya verilen biçilen ücrettir. Yani kilosu 4 lira civarında olan bir hurda projesi başarıya erişecekmiş gibi görünüyor'' değerlendirmesinde bulundu.
   
     Volkswagen'e Türkiye'de üretim önerisi
   
     Önen, Hükümetin Volkswagen'e Türkiye'de üretim çağrısına ilişkin bir soruyu da '' Ülke sanayisini düşündüğümüzde burada maksimum oyuncu görmeyi, Türkiye'nin maksimum araç üretmesini istemek en tabii hakkımız. Hükümet de burada üstüne düşeni gayet güzel yapıyor. Gayet iyi bir şekilde teşviklerini anlatıyor. Ülkenin nasıl cazibe merkezi olduğunu söylüyor ve çağrılarını da yapıyor. Bunda yadırganacak bir şey yok'' şeklinde cevapladı.
     Önen, yurtdışından rakiplerin gelmesi durumunda yerli markanın riske girip girmeyeceğine yönelik soruya ise ''Rekabetten korkmamak lazım. Rekabet kalite, ucuz fiyat, daha iyi hizmet getirir. Maksimum markaya ihtiyacımız var. 4 misli büyük hedeften bahsediyoruz. Bugünkü markaların 4 misli artması kolay bir şey değil'' yanıtını verdi.